Türk araştırmacılar suni kalp damarı üretecek

Türk araştırmacılar suni kalp damarı üretecek
Uludağ Üniversitesi (UÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) görev yapan bilim insanları, nanolif kullanarak, dünyada ilk kez 3 milimetre çapında suni kalp damarı üretmek için çalışma başlattı. Proje sorumlusu UÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Tekstil Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ulcay, yaptığı açıklamada, ilk defa 1952 yılında ABD'de bir doktorun eşinin evindeki dikiş makinesiyle kumaşı katlayarak başlattığı suni damar uygulamasının, bugün hem birçok hayatı kurtardığını hem de büyük bir sektör haline gelen teknik tekstilin bir kolu olduğunu söyledi. Türkiye'de suni damarla ilgili çalışmaların çok kısıtlı olduğunu belirten Ulcay, şöyle konuştu: "Türkiye'de suni damar, yurt dışından ithal edilerek kullanılıyor. Bugün 30 santimetrelik bir suni damar, 500 doların üzerinde fiyatla satılıyor. Bunların yapımında kullanılan hammadde birkaç dolarlıktır. Gerçi her birinde belki 100 dolarlık bir Ar-Ge maliyeti bulunmaktadır, ama bu maliyetle bile oldukça karlı bir yatırımdır. Bu teknolojiyi Türkiye'de üretebilecek durumdayız. Suni damar üretebilir, kendi doktorlarımıza kullandırabilir, hatta bunları başka ülkelere de ihraç edebiliriz. Üniversite-sanayi işbirliğiyle bunu gerçekleştirmek istiyoruz." ‘Dünyada yapılamayanı gerçekleştirmek istiyoruz’ Tıbbi nedenlerden dolayı bugün sadece 6 milimetrenin üzerindeki suni damarların cerrahi müdahalelerde kullanılabildiğine işaret eden Ulcay, "Suni damar üretiminin ilerisine de geçerek, bugüne kadar dünyada yapılamayanı gerçekleştirmek istiyoruz. By-pass ameliyatlarında kalbi besleyen damarların yerine geçebilecek 3 milimetre çapında suni damar üretmek amacıyla 'Nanoliflerden Suni Damar Geliştirilmesi Projesi'ni başlattık" dedi. Fiziksel olarak 2-3 milimetre çapında damar yapmanın mümkün olduğuna, ancak kolajen dokunun içte ve dışta büyümesi sonucu tıkanmalar yaşandığına dikkati çeken Ulcay, şöyle konuştu: "3 milimetrelik bir damarın iç kısmında, kolajen doku, 6 ay-1 yıl içinde 2 milimetreye kadar büyüyebiliyor. Bu da hastanın 1 yıl içinde eski haline gelmesine yol açıyor. Bu nedenle by-pass ameliyatlarında suni damar kullanılamıyor. Kişi, bacak veya koldan alınan damarlarla tedavi ediliyor." ‘Projede 3'te 2'lik başarıya ulaşıldı’ Projenin 3'te 2'lik kısmında başarıya ulaştıklarını dile getiren Prof. Dr. Yusuf Ulcay, şöyle devam etti: "Kolajen dokunun, suni damarın dış bölümünde, büyümesini istediğimiz ortamda istediğimiz kadar büyümesini yaptığımız çalışmalarla başardık. Damar kalınlığının ikinci yarısında, kolajen yapının büyümesini bloke edebildik. Şu an çalıştığımız nokta, kan ile temas eden iç yapının thrombosis oluşumuna (pıhtılaşma) engel olacak yapıyı sürekli kılabilmek. Birkaç ilaçla geçici süreli başarıyı elde ettik, ancak bunu sürekli hale getirmeye çalışıyoruz." Kullanacakları "elektrospinning" yöntemiyle birden fazla kimyasalı sürekli, kalıcı ve etkileyici şekilde suni damarın iç duvarlarına monte etmeyi planladıklarını anlatan Ulcay, şu bilgileri verdi: "Nanolif kullanımıyla lif arasındaki boşluklar kan hücrelerinden küçük olacağı için kanın dışarıya çıkış hareketini başka blokaja lüzum kalmadan engelleyebilmek mümkün. 'Elektrospinning' yöntemiyle şırınga adını verdiğimiz ve malzemeyi depoladığımız kısımdan büyük voltaj uygulayarak, malzemeyi nano boyutta bir lif haline getirerek, düz satıhlar elde edilebiliyoruz. Bu yapı içerisinde belirttiğimiz kalınlığı üç farklı aşamada gerçekleştireceğimiz için 3 farklı malzeme ilavesiyle damarın dış, orta ve iç yapısını oluşturabiliriz. Bu konuda sanayicilerin dikkatini çekmeyi ve projeyi onlarla birlikte gerçekleştirmeyi arzuluyoruz." ‘Mevcut uygulamada da iyileşme sağlayacak’ Aort gibi damarlar yerine kullanılan suni damarların ömrünün 20 yılın biraz üzerinde olduğunu dile getiren Ulcay, çalışmanın başarıya ulaşması halinde, diğer alanlarda kullanılan suni damarların ömrünün de artacağını vurguladı. Aort damarı yerine kullanılan suni damarın, 60'lı yaşlarda takılması halinde bir daha yenilenmesinin mümkün olmadığını ifade eden Ulcay, "Eğer istediğimizi gerçekleştirirsek, bu hastaların belki daha uzun seneler yaşamaları mümkün olabilecektir" dedi. İlaç statüsünde bulunduğu için belli periyotta hayvan deneylerinin tamamlanması gerektiğini belirten Ulcay, "Etik Kurulundan aldığımız izinle çalışmalarımız devam ediyor. En az 5-6 yıllık süreyi tamamlamamız lazım, belki biz bunun yarısındayız. Ancak bu tamamlandıktan sonra insanlar üzerinde gerçek biyolojik ortamda çalışılması lazım. Bizim şu an iddiamız, bunu hayvanlar üzerinde başarılı şekilde tamamlamak" diye konuştu. Projede, Prof. Dr. Yusuf Ulcay'ın yanı sıra İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi'nden Prof. Dr. Ali Demir ile İTÜ'de Polimer Bilim ve Teknoloji Programında yüksek lisans öğrenimi yapan UÜ Tekstil Mühendisliği Bölümünden mezun Nur Baycular da görev alıyor. (AA)