Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, son günlerde art arda gelen saldırılar ve IŞİD'in askere ateş açmasıyla gündeme gelen güvenlik zafiyeti tartışmasına ilişkin olarak bazı medya kuruluşlarını eleştirdi. "Bizim Türk basını yalakalık yapmaktan gazetecilik yapmaya fırsat bulamadığı için… Ankara Hacıbayram mahallesindeki IŞİD faaliyetlerini, New York Times gazetesi haber yaptı" diyen Özdil, "Militan devşirme merkeziydi, en az 100 vatandaşımız Suriye’ye geçip IŞİD’e katılmıştı" ifadesini kullandı.
Özdil'in Sözcü'de "IŞİD acaba Suriye’de mi?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
İstanbul Bağcılar’da IŞİD mağazası açıldı, flamaları-tişörtleri satılıyor. Rakka’ya gitmene gerek yok, Ömerli’deki piknik alanlarını dolaş, aynı. İzmir Karabağlar’da iki dakika yürü, kendini Tel Abyad’da sanırsın. Gaziantep’te Arapça tabela sayısı Türkçe tabelaları geçti. Kahramanmaraş’ta trafik polisleri başka çare bulamadı, trafik kurallarını anlatan Arapça broşür dağıtıyor. Antalya plajlarında nerdeyse mayoyla denize giren kalmadı, dondurma bile Arapça satılıyor.
*
Taa 2003 senesinde köktendinci terör örgütünün arşivi ele geçirilmişti, 20 bin vatandaşımızın örgüte katılmak için form doldurduğu, biyografisini verdiği, kefil gösterdiği ortaya çıkmıştı. 2015’te form dolduranların sayısı sizce kaç kişi olmuştur?
*
IŞİD’in Laleli’de ofisi var, askerlik şubesi gibi kullanıyor, Avrupa ülkelerinden gelen iki bin militan bu ofis üzerinden Suriye’ye geçti, ceplerine 400’er dolar harcırah veriliyor.
*
IŞİD rafinerisi, Türkiye’ye Suriye sınırından şakır şakır mazot sokuyor. Genelkurmay verilerine göre, sadece 2014 senesinde… Toplam 282 kilometre kaçak boru hattı imha edildi, 282 kilometre!
*
IŞİD militanları Reyhanlı’yı alışveriş merkezi olarak kullanıyor.
*
Amerikalı gazeteciler James Foley ve Steven Sotloff’un kafasını kesen “cihatçı John” lakaplı IŞİD celladının, mülteci ayaklarıyla elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’ye geçtiği ortaya çıktı.
*
Suriye’de savaşan bazı köktendinci gruplar, Bolu’da eğitildiklerini söylüyor, Sarıkamış’ta kamplarının olduğunu söylüyor. Bunların yemeği bile Ceylanpınar’daki lokantadan geliyor.
*
İstanbul Fikirtepe’de, Suriye’deki savaş dramını anlatan “Kaçış” isimli film çekilmişti. Film gerçek oldu… Kentsel dönüşüm için yıkılmak üzere boşaltılan binalara, Suriyeliler yerleşti. Kim giriyor, kim çıkıyor, belli değil, kimlik yok, kayıt kuyut yok. Elektriği suyu olmayan, harabeye dönen sokaklarda salgın hastalıklar başgösterdi.
*
Türkiye’nin 100 senede zor kuruttuğu, 80’li yıllardan beri görülmeyen “şark çıbanı” hortladı. Sayın hükümetimiz üstünü örtmeye çalışıyor ama, sınır şehirlerimizde önü alınamıyor.
*
Hayvan kaçakçılığı önlenemediği için, “Afrika hastalığı” adı verilen bulaşıcı hastalık Türkiye’ye sıçradı, kırıp geçiriyor, karantinalar başladı.
*
Türkiye’den çalınan otomobiller Suriye’ye götürülüyor. MİT raporlarına göre, hem binek araç olarak, hem bombalı araç olarak kullanılıyor. Geçen sene 500’ün üstünde otomobil gitti. Bunlardan biri, Aile Bakanı Ayşenur İslam’ın yardımcısının makam otomobiliydi. Bakım için servise gönderildi, servisten araklandı.
*
Newsweek dergisi “cihad otoyolu” başlıklı analiz yayınladı. Kocaeli Dilovası’ndan Suriye’ye iki minübüs Türk militan gittiğini yazdı. Kocaeli valisi Ercan Topaca “biz sınır şehri değiliz, ülkeye giriş-çıkış varsa, sınır şehirlerimizden olabilir” dedi. Bunu diyen vali, bir hafta sonra, sınır şehrine, Hatay’a vali yapıldı!
*
O vali Hatay’a gidince… Hatay valisi Celalettin Lekesiz de, emniyet genel müdürü yapıldı. Reyhanlı’da tarihimizin en büyük terör saldırısı olduğunda, Hatay valisiydi. Çok başarılı bulunmuş olmalı ki, polis teşkilatının başına geçirildi!
*
2003’te İstanbul’da sinagogların bombalanması eylemini organize eden ve “müebbet” hapse mahkum edilen Baki Yiğit, Suriye’de savaşırken öldürüldü. Böylece… İnsanlarımızı havaya uçuran ve güya müebbete çarptırılan teröristin, 2010 senesinde kaşla göz arasında serbest bırakıldığı, herifin de anında Suriye’ye geçtiği ortaya çıktı.
*
Genelkurmay başkanını “terörist” diye hapse tıkan sayın hükümetimiz, katliam bombacısını sokağa salmıştı.
*
Danimarka vatandaşı bir IŞİD militanı, gazeteci Lars Hedegard’a suikast teşebbüsünde bulundu, ülkeden kaçtı, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sahte pasaportla yakalandı. Danimarka’nın resmi talebine rağmen, iade edilmedi. Meğer… Bu IŞİD’çiyi arka kapıdan serbest bıraktığımız anlaşıldı. Danimarka ortalığı ayağa kaldırdı, Danimarka basını akp hükümetini yerden yere vurdu, “Türkiye’yle diplomatik ilişkiyi keselim” çağrısı yaptı. Akp’den çıt çıkmadı.
*
Bizim Türk basını yalakalık yapmaktan gazetecilik yapmaya fırsat bulamadığı için… Ankara Hacıbayram mahallesindeki IŞİD faaliyetlerini, New York Times gazetesi haber yaptı. Militan devşirme merkeziydi, en az 100 vatandaşımız Suriye’ye geçip IŞİD’e katılmıştı.
*
Bild gazetesi, IŞİD’in yedi şehirde silah deposu olduğunu yazdı. Ankara, İzmir, Eskişehir, Konya, Şanlıurfa, Hatay ve Adıyaman’dı.
*
Daily Telegraf gazetesi, Türkiye’yi İran’a benzetti. Independent gazetesi, Pakistan’a benzetti. BBC, Mısır’a benzetti.
*
Ve, şimdi bakıyoruz… Tanklarımız ateş açtı. F16’larımız vurdu. Bordo bereliler girdi falan.