Türk Ceza Kanunu'nun mimarlarından Prof. Sözüer yanıtladı: Affın kapsamı genişler mi, Dink cinayeti sanıkları yararlanır mı?

Türk Ceza Kanunu'nun mimarlarından Prof. Sözüer yanıtladı: Affın kapsamı genişler mi, Dink cinayeti sanıkları yararlanır mı?

Yeni Türk Ceza Kanunu'nun mimarlarından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, mahkumların  Kanun Hükmünde Kararname’yle erken tahliye olmasını öngören değişikliğin kapsamıyla ilgili olarak "Beş sene sonra, on sene sonra Anayasa Mahkemesi’ne gidilir. Böyle konular hep genişlemiştir. Olaylar gelişir, bir bakmışsınız AYM’ye gidilir, öldürme suçlarıyla, terör suçlarıyla genişler" dedi. 1 Temmuz 2016'dan önce işlenen suçları kapsayan örtülü affın Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesini azmettiren sanıkları da kapsayıp kapsamayacağıyla ilgili soruya "Cinayet af kapsamında değil, ancak azmettirme af kapsamında. Dink davasıyla ilgili öldürme suçu buraya dahil değil. Öbür öldürme var da bu niye yok?" yanıtını verdi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, erken tahliye düzenlemesi kapsamına girmeyen suçları şöyle sıralamıştı:

a )Kasten öldürme (madde 81,82);

b) Altsoya,üstsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumunda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları;

c) Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar (madde 102,103,104,105)

d) Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132,133,134,135,136,137,138);

e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti (madde 188);

f) Devletin güvenliğine karşı suçlar;

g) Anayasal düzene karşı suçlar;

h) Milli savunmaya karşı suçlar;

ı) Devlet sırlarına karşı suçlar ve

i) Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar."

CNN Türk'te Nevşin Mengü'nün sorularını yanıtlayan Prof. Adem Sözüer şunları söyledi:

Cinayet af kapsamında değil, ancak azmettirme af kapsamında. Dink davasıyla ilgili öldürme suçu buraya dahil değil. Öbür öldürme var da bu niye yok? 1999’daki Rahşan Ecevit’in ismine atfedilen şey 20 yıl konuşuldu. Ne yapılırsa yapılsın, bu tartışmadan kaçınmak mümkün değildir.

Dink davasını örnek verdiniz. Görevini ihmal eden kişi tahliye ediliyor mu, edilmiyor mu?

O tür bir suçtan mahkum olan kişi bu kanundan yararlanacak. Kişi 6 yıl hapis cezası almışsa 1 yıl yatacak. 4 yıl almışsa hiç yatmıyor. 12 yıl almışsa 4 yıl yatıyor. Türkiye’de bir cezaevi doluluğu söz konusuydu, bunu azaltmak için bakanlığın bir çok çalışması vardı. Bazı suçları cezaevi kullanmadan nasıl yaptırım uygularız diye. Kanlı darbe girişimi oldu, çok sayıda kişi tutuklandı. Öyle olunca, artış daha da devam ediyor. Böyle bir zorunluluk ortaya çıktı, böyle bir yol tercih edildi. Fakat bu  1 Temmuz’a kadar işlenen suçlar için geçerli. Beş sene sonra, on sene sonra Anayasa Mahkemesi’ne gidilir. Böyle konular hep genişlemiştir. Olaylar gelişir, bir bakmışsınız AYM’ye gidilir, öldürme suçlarıyla, terör suçlarıyla genişlemiştir.

Örnek, 91’de dahil değildi, terör suçları. AYM bir karar verdi ve genişledi. Bu gibi ihtimaller her zaman vardır. Eskiden bir kişiye ceza verince 30 günün 14’ünü çekiyordu. Türkiye’de neden cumhuriyet döneminde üstü açık ya da kapalı af kanunu çıkmış? 60 yılından beri kimi ‘başarılı’, kimi ‘başarısız’ 10’a yakın darbe olmuş. TCK reformunu hiç uygulayamadık. Sonra ne oldu, ÖYM’ler alt üst oldu. Hukuk bir türlü istikrar kazanamadığı için af kanunu çıkıyor.

 

Sosyolojik etkisi ne olacak?

 

Bunun sonucu istisna kapsamında olanlar isyan ediyor, biz niye dahil edilmiyoruz diye. Hep eşitlik ilkesi tartışılıyor. Burada bazı eşitsizlikler yeni kanunla düzeltilecektir. Bazı yaralamalar giriyor, bazıları girmiyor, öldürmelerin bazıları giriyor, bazıları girmiyor. Türkiye’de hiçbir ceza sonuna kadar infaz edilmemiştir. Her zaman böyle bir kanun çıkıyor. Bu yanlıştır, gereksizdir demiyorum. OHAL’in üstünden 3-5 yıl geçtikten sonra kapsamı genişleyecektir.