Mart ayı boyunca gelişmekte olan para birimleri karşısında ciddi değer kaybına uğrayan Türk Lirası'nın ABD Doları ve Euro karşısında rekor düzeyde gerilemesi; gözlerin Merkez Bankası’na çevrilmesine sebep oldu. Piyasalar, Türk hükümetinin faiz indirimi yönündeki eğilimi ve baskısına rağmen, Merkez Bankası’ndan gelecek bir faiz artırımı kararına yönelik hazırlıklara başladı.
BloombergHT’nin haberine göre, 3 ay vadeli Dolar/TL döviz kontratlarında beklenen faiz sıçrayarak piyasaların TCMB'nin politika faizini 50 baz puan kadar artırmasını beklediğini işaret etti.
Londra'da Medley Global Advisors üst düzey analisti Nigel Rendell da Türk hükümetinin faiz indirimi yönündeki baskılarına rağmen finans piyasalarında, TCMB'den gelecek bir sonraki adımın faiz artırımı yönünde olmasının beklendiğini bildirdi.
Doların sabah saatlerinde 4 TL’nin üzerine çıkmasını değerlendiren Denizbank Yatırım Grubu Stratejisti Orkun Gödek de, bu düzeyde bir ayrışmanın beklenmediği yorumunda bulundu. "Özellikle Türk Lirası tarafında, Dolar/TL çaprazında bu kadar ayrışma beklemiyorduk. İyimser taraftaydık ve 3.83'ün üstünde kısa vadede senaryoları dahil etmiyorduk. Tek tetikleyici olmasa da Moody's'in not kararı süreci başlatan haber oldu ve geçen yıl verdiğimiz cari açık tüm yıl boyunca görülmeyince kararın ardından bir anda görülmeye başlandı” diyen Gödek, şöyle devam etti:
"Tüm yılı çift haneli enflasyonla geçirdik ancak onu bu sene fiyatlamayı tercih ettik. Kötü durumlar üst üste gelince Türk lirasında satışlar geldi. Değer kaybının ağırlıklı kısmını 6 Mart'tan bu yana fiyatlıyoruz. Oradaki asıl hikaye sepet kur tarafında gerçekleşiyor, ortalamada yüzde 9 civarında bir yükseliş sözkonusu ve zaten 2012'den bu yana sepet kur sürekli yukarı gidiyor."