Yeni Şafak gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu, Türkiye’deki Kobanê eylemleri üzerine, “Türk milliyetçileri, gençler! Özellikle sosyal medyada yer alan haberler damarlarınızdaki deli kanı tahrik ediyor, vandalların yaptığı saldırıya isyan ediyorsunuz. Sizi ısırmaya kalkan köpek ile onu ısırmaya çalışarak mücadele edemezsiniz. Ülkemizin dört bir tarafına ateş yakıldı. Yangına elde meşale gidilmez. Devleti korumak için devletin örgütlü birimleri var. Güçlü devlet hukuk devleti kimliğini koruyan devlettir. Sizin sokağa uzanan tepkiniz sorunları yatıştırmaz, provokatörler için yeni sahneler inşa eder ancak. Ontolojinizi bir yerlere, birilerine karşı çıkmak, karşı durmak üzerinden gerçekleştirmeye çalışmayın. Üreterek var olun” dedi.
Fatma Barbarosoğlu’nun Yeni Şafak’ta “Kürt'ün kanı Kürt'e her daim helal mi!” başlığıyla yayımlanan (10 Ekim 2014) yazısı şöyle:
Dar geçitteyiz.
Vandallar sahnede.
Protesto bahane.
Vandallara rağmen cümlelerimizi kalbe şifa niyetine kurmak zorundayız.
Nitekim, kalbi olanlar cemiyeti, her şart ve ahvalde ille de insan kalanlar, bayram boyunca Suriye'den gelenler için geceli gündüzlü yardım topladı. Kesilen kurbanları Suriyelilere ulaştırmaya çalıştı. Çocuklar bayram paralarını biriktirip Suriyelilere gönderme telaşındaydı ki ekranlar yakıp yıkanlar ile doldu.
Sokağın sesi, hanelerin sesi, Suriye'den gelenler için yardıma odaklı. Bayram boyunca herkes birbirine darda kalmış bir Suriyeli hikayesi anlattı. Şahitliğini yardıma basamak kılmak için çaba sarf etti.
Ama köşesinden ahkam kesen, bu ahkamını Türkiye'den uzakta hoş bir sayfiye ikliminde icra edenler, cümlelerini pimi çekilmiş bomba olarak köşelerinden atmaya devam etti.
Niçin?
Daha insan olabilmek için değil. Yangına bir avuç su dökmek için değil.
Kendi iktidar alanlarını genişletmek için. Bi dediği bi dediğine uymayan Biden'e destek vermek için.
Tek istekleri dış basının gözdesi yazar olabilmek. Bütün cümlelerinin kendilerini muktedirler sınıfına dahil edecek şiddette olması gerekiyor. Akıl almaz bir mantık ile, gerçekten uzak cümleler kurmalarında sorun yok onlar için. Ses getirsin. Devirsin. Yıksın. Tamamdır.
Türkiye IŞİD'e destek veriyor gibi mantığa ters yazılar yazarak, 'farklı ve özgün' olmaya çabalıyor, küresel imparatordan okkalı bir aferin alma derdinde, her buldukları samana çakmak çakıyorlar.
Taş atan vekiller; kuş uçtu çözüm süreci biter; yağmur çok yağdı çözüm süreci biter diye aslında çözüme hiç inanmamış, çözüm gerçekleşirse iktidar alanını kaybedecek olanlar, şiddete ev sahibi olmak için seferber.
Kürt halkının birey olmasını istemeyenler, çözüm sürecinin bir an önce bitmesi için her daim nöbette.
Şimdi Kobani'nin düşmesi bahane.
Kürt milliyetçileri, gençler!
Sizi Kürt vatanseverliği uğruna ateşin içine atmaya çalışanlara mesafenizi koyma vaktidir.
Şiddete odun taşıyarak değil; sanat, düşünce, bilim yolunda birey olacağınızı, birey olarak halkınızın geleceğini daha aydınlık yarınlara taşıyacağınızı unutmayın.
Bir Kürt'ün kanı Kürt'e her daim helal mi sayılıyor!
Polis ya da asker öldürdüğünde infilak eden yüreğiniz, Kürt'ün Kürt'e kurt olduğu demde ne yapıyor?
Türk milliyetçileri, gençler!
Özellikle sosyal medyada yer alan haberler damarlarınızdaki deli kanı tahrik ediyor, vandalların yaptığı saldırıya isyan ediyorsunuz.
Sizi ısırmaya kalkan köpek ile onu ısırmaya çalışarak mücadele edemezsiniz.
Ülkemizin dört bir tarafına ateş yakıldı. Yangına elde meşale gidilmez.
Devleti korumak için devletin örgütlü birimleri var. Güçlü devlet hukuk devleti kimliğini koruyan devlettir. Sizin sokağa uzanan tepkiniz sorunları yatıştırmaz, provokatörler için yeni sahneler inşa eder ancak.
Ontolojinizi bir yerlere, birilerine karşı çıkmak, karşı durmak üzerinden gerçekleştirmeye çalışmayın.
Üreterek var olun.
Ülkücü gençler, milliyetçi camia olarak şu gerçek ile hemen şimdi yüzleşmek zorundasınız: Sanatta ve fikirde 1970'lerin gerisinde kaldınız, çağı okumakta güçlük çekiyorsunuz. Tarihi, hamaset sosuyla beğendiğiniz bölümlerini kes yapıştır işlemine tabi tutarak kitaplaştırıyorsunuz.
Hamaset militan yetiştiriyor lakin fikir ve sanat adamının yetişmesine hiçbir katkı sunmuyor.
Yarınların güzel olmasını istiyorsanız yarınlara güzellik üzerinden katkı sunmanız gerekiyor.
Üzerinize beyhude yük yüklemeye kalkanların böğürtülerine karşı tıkayın kulaklarınızı.
Vatan için ölmek üzere değil, vatanı daha yaşanılır kılmak için yorun zikrinizi, fikrinizi.
Efendimiz'in hadisi şerifini hiç unutmayın. Ne buyuruyor Efendimiz, 'Bir fitne çıktığında at sırtında olan insin, yürüyen dursun' buyuruyor.
Fitne taşı toprağı helak eden bir beladır.
21. Yüzyıl fitne çağı.
Fitneyi yenecek en büyük kale sekinettir.