Yargıtay’ın aldığı kararla 1 Kasım seçimlerine katılamayan ve TURK Parti Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru sonucunda bir partinin seçime girip girmemesine Yargıtayın değil, YSK’nin kara vereceği belirtildi. Bu süreçte savunmasının alınmadığını belirten TURK Parti, 1 Kasım seçimlerinin iptal edilmesini istedi.
AKP’nin itirazı sonucunda, savunması alınmadan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından seçimlere katılamayacağı bildirilen TURK Parti, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’nın talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunun tespit edilmesi, seçimler ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı alınması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda, bir partinin seçime girip girmemesine Yargıtay değil, YSK’nin kara vereceği belirtildi ve Yargıtay'ın bu konuda karar almasının yetki aşımı olduğuna dikkat çekildi. “Yargıtay yetkisiz işlem yaptı” denildi.
TURK Parti’den yapılan açıklama şöyle:
AKP 7 Haziran seçimlerinde 70 binin üzerinde oy alarak sürpriz çıkış yapan TURK Parti aleyhine ilk başvurusunu 20 Ağustos tarihinde yaparak, partinin amblemine itiraz etti. AKP tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan bu itirazda TURK Parti’nin ambleminin, kendi amblemlerine benzediği iddia edildi ancak bu itiraz sonuçsuz kaldı.
Amblem itirazından sonuç alamayan AK Parti, bu kez tüm valiliklere bir yazı göndererek, TURK Parti teşkilatlarının araştırılmasını istedi. Valiliklerce hazırlanan tutanakları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderen AK Parti, ikinci bir başvuru yaparak TURK Parti’nin seçime katılmaya yeterli olmadığını iddia etti. Yargıtay, TURK Parti’den 3 gün içerisinde teşkilat çizelgelerini ve güncel iletişim bilgilerini ibraz etmesini istedi. İstenilen belgeler süresi içerisinde ibraz edilince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, YSK’ya bir yazı yazarak “TURK Parti’nin seçime girmesinde engel olmadığını” bildirdi. YSK 11 Eylül 2015 tarihinde “TURK Parti seçime katılmaya yeterli” hükmünü verdi.
İki itirazdan da sonuç alamayan AKP 16 Eylül 2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir itiraz daha yaptı ve savcının değiştirilmesini istedi. Göreve yeni atanan savcı, itirazdan tam bir gün sonra AK Parti’nin itirazını kabul etti ve Türk Parti ’nin seçime katılma yeterliliğinin olmadığına karar verdi. Yeni görevlendirilen savcı bu kararı verirken, TURK Parti’den savunma da istemedi.
İki parti arasındaki asıl tartışma Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’nın kararı, YSK’ya ulaşınca yaşandı. Konu ile ilgili olarak daha önce iki kez oy birliği ile TURK Parti lehine karar veren YSK üyeleri arasında çok ciddi fikir ayrılığı oluştu. Ama asıl tartışmalar, Yargıtay'ın kararı Yüksek Seçim Kurulu'na ulaşınca yaşandı. Konu ile ilgili daha önce iki kez oy birliğiyle TURK PARTİ lehine karar alan YSK Üyeleri arasında Yargıtay'ın yazısına karşı çok ciddi fikir ayrılığı oluştu. 9 üye ile toplanan YSK’dan 5’e karşı 4 oyla TURK Parti aleyhine karar çıkarak, TURK Parti’nin seçimlere katılma yeterliliğinin bulunmadığı hükmüne varıldı.
YSK’nın kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra açıklanan gerekçeli kararda aralarında YSK Başkanvekili Turan Karakaya’nın da bulunduğu 4 üye, TURK Parti’nin seçimlere girmesinin engellenmesini Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları ve Helsinki sözleşmelerine aykırı olduğunu vurgulayarak şu tespitlerde bulundu:
- AK Parti'nin bütün başvuruları yetkisiz mercilere yapılmış olmakla beraber itiraz süreleri dışında gerçekleşmiştir. AK Parti, hem bu konuda karar almakta yetkili YSK yerine, yetkisi olmayan Yargıtay' a başvurdu, hem de itirazları süresinde yapmadı. Dolayısıyla bu itirazlar aslında hiç dikkate alınmamalıydı.
- Yargıtay ve YSK, AK Parti'nin aynı konuda daha bir hafta önce yapılan itirazda, TURK Parti lehine karar vermişken, bu kez tam aksi yönde karar verilmesi çelişkili. Kaldı ki Yargıtay'ın bu incelemeyi hangi tarih ve hangi delillere dayandırdığı belirsiz.
- TURK Parti’nin seçime girme yeterliliği olduğu ve seçime girebilecek partilerin listesi 27 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu kararı değiştirecek herhangi bir gerekçe yok.
- Ne Yargıtay'da, ne de YSK’da, TURK Parti’nin savunması alınmadı. Yani savunma hakkı açıkça ihlal edildi.
- Bir partinin seçime girip girememesine Yargıtay değil, YSK karar verir. Yargıtay'ın bu konuda karar alması "Yüksek Seçim Kurulu'na ait bir yetkinin kullanılması" olduğundan yetki aşımı oluşmaktadır. Yargıtay yetkisiz işlem yaptı.
- TURK Parti Seçim Takvimi'ne uygun şekilde Milletvekili Aday Listelerini hazırlamış ve YSK'ya teslim etmiştir. Millet Vekili Aday Listelerini teslim etmiş bir parti aleyhine ancak adayların niteliği ile ilgili itirazda bulunulabilir.
- TURK Parti'nin seçime katılmaması yönündeki söz konusu Yüksek Seçim Kurulu kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi ile Venedik Komisyonu'nun kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.
- Yukarıda yer alan tespit ve açıklamalar karşısında verilen karara katılmıyoruz.
Tüm bu gelişmeler sonucunda TURK Parti, Yüksek Seçim Kurulu'nun 18 Eylül tarihli kararına karşı Anayasal haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. TURK PARTİ, yaptığı başvuruda tedbiren 1 Kasım'da yapılacak erken seçimlerinin durdurulmasını, aksi halde ihlallerin tespit edilerek seçimlerin iptalini talep etti.