Türk Psikologlar Derneği: Artık yeter!

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde KHK ile ihraçlara tepki gösterenler kişilere polis müdahalesinden

Türk Psikologlar Derneği (TPD), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile akademisyenlerin ihraç edilmesine “Artık yeter” başlıklı bir bildiri ile tepki gösterdi.

Darbe girişimine karşı mücadele gerekçesiyle ilan edilen olağanüstü hâlin (OHAL) akademisyenleri ihraç etmek için kullanıldığını ifade eden psikologlar, "Arkadaşlarımız bir an önce işlerine iade edilmelidirler. Hükümet’ten bunun gereğini yapmasını, üniversite rektörlüklerinden ve YÖK’ten hukuk-dışı işlemlerden uzak durmasını talep ediyor ve tüm toplumu kendi geleceği için bu talebimizi desteklemeye çağırıyoruz" dedi.

TPD’nin 11 Şubat’ta yayımladığı açıklama şöyle:

15 Temmuz 2016’da ülkemiz, birçok yurttaşımızın canına mal olan uğursuz bir darbe girişimi atlattı. “Bu darbe girişimine neden olanlarla daha etkin mücadele edebilmek” gerekçe gösterilerek Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi ve o zamandan beri OHAL’de yaşıyoruz. OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile şimdiye kadar aralarında binlerce akademisyenin de bulunduğu 130 bin civarında kamu görevlisi kamu görevlerinden ihraç edildi. Yargı süreçlerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışılır olduğundan bu 130 bin kişinin kaçının gerçekten darbe girişimiyle bir ilgisi olduğunu henüz bilemiyoruz.

Ama şunları biliyoruz:

* Kamu görevinden ihraç edilip üniversitelerden tasfiye edilen akademisyenler arasında ne darbe girişimiyle ne terörle hiçbir ilgisi olmayan, olamayacak yüzlerce akademisyen mevcuttur. Yapılan bir akademisyen kırımıdır.

* Bu akademisyenlerin arasında birçok psikoloji akademisyeni de bulunmaktadır. Bu arkadaşlarımızın her birinin ne denli sağlam bilimsel ve insani standartlara sahip olduğuna, şiddet karşıtlıklarına ve demokratlıklarına hepimiz yakından tanığız.

* Bu akademisyenlerin tamamen hukuk-dışı bir şekilde tasfiye edilmesinin tek nedeni iktidara sevimli gelmeyen muhalif duruş ve düşüncelere sahip olmalarıdır. Başka hiçbir gerekçe inandırıcı değildir.

* Bilim insanları düşünürler, araştırırlar, düşüncelerini ve bulgularını açıklar, tartışır, ufkumuzun genişlemesine katkıda bulunur, toplumu bilgilendirirler. Bilim insanlarının işleri budur. Düşünce açıklamak, kitap, makale yazmak ve bildiri imzalamakla darbe girişimcisi veya terör destekçisi olunmaz.

* Demokrasinin temelinde düşünce ve örgütlenme özgürlüğü vardır. Düşünce özgürlüğünün önemli bir başlığı da akademik özgürlüktür. Demokratik bir toplumda beğenmediğimiz düşüncelerle mücadele etmenin yolu tasfiye ve yasaklamalar değil, konuşma ve tartışmadır.

* Bu temel özgürlükler tahrip edilirse demokratik bir zeminde bir arada yaşama imkânımız da, sosyo-ekonomik olarak ilerleme imkânımız da, çocuklarımızın kaliteli eğitim alma hakkı da ortadan kalkar. Nihai sonuç, toplumun ruh sağlığının bozulması ve toplumsal çürümedir.

* Akademisyenlerin siyasi olarak tasfiye edilmeleri hiçbir şekilde kabul edilemez. Arkadaşlarımıza sonuna kadar sahip çıkıyoruz. Otoriter, keyfi yönetim anlayışına itiraz ediyoruz. Demokratik hukuk devleti talep ediyoruz.

Arkadaşlarımız bir an önce işlerine iade edilmelidirler. Hükümet’ten bunun gereğini yapmasını, üniversite rektörlüklerinden ve YÖK’ten hukuk-dışı işlemlerden uzak durmasını talep ediyor ve tüm toplumu kendi geleceği için bu talebimizi desteklemeye çağırıyoruz.

Türk Psikologlar Derneği