'Türk rehinelerin IŞİD militanlarıyla takas edildiği' iddiasına ilişkin rapor ortaya çıktı

'Türk rehinelerin IŞİD militanlarıyla takas edildiği' iddiasına ilişkin rapor ortaya çıktı

1914 yılından bu yana ABD Kongresi’ni bilgilendiren Kongre Araştırma Servisi’nin, “İslam Devleti Krizi ve ABD Politikası” başlıklığı ile 8 Aralık 2014’te sunduğu raporda, IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon değerlendiriliyor. Bu bölümde Türkiye’nin tutumu konusunda ise ilginç tespitler yer alıyor. IŞİD’in elindeki 49 rehinenin 20 Eylül’de serbest kalmasının Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyona katılım konusunda daha fazla istek gösterdiği belirtiliyor. Raporun index bölümünde ise Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu personelini 180 IŞİD’li tutuklu karşılığında bıraktığı iddiaları anımsatılıyor.

Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç'in haberine göre, İngiliz The Times’ın haberinin ardından, ABD’li kaynaklar da 49 rehineye karşılık 180 IŞİD’linin verildiğini rapor ederken Türkiye’nin IŞİD’e karşı işbirliğindeki tereddütler vurgulandı. Buna gerekçe olarak da Suriye’de uzun süredir devam eden çatışmanın yanı sıra haziranda yapılacak seçimler gösterildi.

 

IŞİD ile mücadelede seçim gölgesi

 

Türkiye’nin halen topraklarını ve hava sahasını “insani ve lojistik amaçla” kullandırdığı belirtilen raporda, 2015 genel seçimleri vurgulandı. Raporda, “Yabancı savaşçıların Suriye’ye geçişini önlemek için ek tedbirler aldığı”na işaret edildi. TBMM’nin 2 Ekim’de aldığı karar ile Suriye ve Irak’ta Türk veya yabancı güçler tarafından operasyonlara onay verildiğinin anımsatıldığı raporda, “Ancak bir dizi karmaşık değerlendirmeler, doğrudan askeri müdahale veya toprağını ya da hava sahasını koalisyonun kullanması gibi, tartışmasız Türkiye’nin hesaplarını etkiliyor. Bunlar arasında Türkiye’nin uzun süreli Suriye çatışmasındaki rolü kadar Türk parlamentosu için Haziran 2015’te yapılacak seçimler de var” ifadeleri kullanıldı.

 

IŞİD’e karşı ‘tam’ müttefik yok

 

Raporda, NATO’nun, Galler Zirvesi’nde Irak güvenlik güçleri için “eğitim ve donatım”ı değerlendirmek dışında bir taahhütte bulunmadığı anımsatılırken AB üyesi ülkelerin de Irak veya Suriye içerisinde silahlı mücadeleye yanaşmadığı vurgulanıyor. IŞİD’e karşı koalisyonun, Irak ve Suriye’deki operasyonlarına destek konusunda da farklılıklara işaret edilen raporda, “Bugüne kadar, ABD’nin Batılı ve Ortadoğulu olmayan diğer müttefikleri, mesela Avustralya, İngiltere ve Fransa gibi, Irak’ta operasyonlara katılıyorlar ancak Suriye’de katılmıyorlar” denildi. IŞİD karşıtı koalisyonun başlangıcında yer alan başta Katar olmak üzere Körfez ülkelerinin zamanla operasyonlardan çekilmesi de rapora üstü örtülü şekilde “Bazı Körfez ülkeleri ve Ürdün, Suriye’deki IŞİD hedeflerine, ABD ile birlikte hava operasyonu düzenliyor” ifadeleri ile yansıdı.

 

‘Türkiye meşru müdafaa yapamaz’

 

ABD Kongre üyelerine bundan sonraki kararları hakkında bilgilendirmek amacıyla yine Kongre Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan “İslam Devletine Karşı ABD-Türkiye İşbirliği” başlığını taşıyan,Jim Zanotti imzalı bir başka diğer raporda ise “Meşru müdafaa olsa bile, sınıra asker yığmasına karşın, Türk liderler Suriye içerisinde IŞİD’e karşı askeri bir operasyon yapmaya gönülsüz olabilirler. Muhtemelen uyuyan hücreler de dahil olmak üzere, IŞİD’in karşılık vermesinden endişeliler” ifadeleri yer aldı. Zanotti, ayrıca Türkiye için NATO’nun “birimiz hepimiz için ilkesinin” de hayata geçirilmesini beklemiyor. Bu hüküm, raporunda, “Ayrıca, Türkiye agresif taraf olarak gösterilse bile, diğer NATO üyesi ülkeler Türkiye’nin, (NATO’nun 5’nci maddesine göre) kolektif meşru müdafaa isteğine yanıt vermeye kendilerini daha az meyilli olabilirler” ifadeleri ile yer alıyor.