Almanya Başbakanı Angela Merkel, NATO ve AB arasındaki işbirliğinin geliştirilmesinde özellikle Türkiye ve Kıbrıs Rum yönetimi arasındaki sorunların zorluk yarattığını öne sürdü. Merkel, bugün Alman meclisinde 3-4 Nisan tarihlerinde Almanya ve Fransa tarafından ortaklaşa düzenlenecek NATO zirvesiyle ilgili yaptığı hükümet açıklamasında, NATO ve AB arasındaki işbirliğinin çok önemli olduğunu, ancak bu işbirliğinin geliştirilmesi konusunda bazı engellerin bulunduğunu belirterek, "NATO ve AB arasındaki işbirliği çok önemli, ancak özellikle Türkiye ve 'Kıbrıs' (Rum yönetimi) arasındaki sorunlar, pratik çözümlere ulaşılmasında zorluk yaratıyor" görüşünü dile getirdi. Merkel, NATO ve AB arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi konusunda görüşmeler yapıldığında özellikle bu sorunların gündeme geldiğini ve saatlerce süren görüşmelerden bu nedenle sonuç alınamadığını kaydetti. Barış ve özgürlük için geçen yıllarda hiçbir kuruluşun NATO kadar çaba harcamadığını, Almanya'nın da bu ittifaka müteşekkir olduğunu belirten Merkel, "geleceğe yönelik bir zirve" olacağını ifade ettiği NATO zirvesini Fransa'yla birlikte düzenleyecek olmalarından dolayı da büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Dünyada yeni ortaya çıkan sorunların çözümü için NATO'nun da kendisini yenilemesi ve yeni bir strateji tasarısı hazırlaması gerektiğini ifade eden Merkel, bir üye ülkeye yapılacak olası saldırının tüm ittifaka yapılmış sayılacağı şeklindeki temel maddenin korunması gerektiğini vurguladı. NATO'nun Afganistan'daki müdahalesi gibi operasyonların, ittifak stratejisinin parçası haline gelmesi, NATO'nun sivil kuruluşlarla da işbirliği yapması gerektiğini belirten Merkel, ancak yine de ittifakın faaliyetlerinin sınırlı kalması ve ağırlıklı olarak üye ülkelerin savunmasına yönelik olması gerektiğini kaydetti. Dünyada hiçbir ülkenin günümüzde sorunları tek başına çözemeyeceğini, NATO'nun başarısının da ABD ile olan işbirliğine bağlı olduğunu ifade eden Merkel, NATO'nun günümüzde her şeyden önce Afganistan'da başarılı olması ve bu ülkede terör tehdidinin yeniden ortaya çıkmasının önlenmesi gerektiğinisöyledi. ABD'deki 11 Eylül saldırılarının Afganistan'da daha önce var olan ortamdan kaynaklandığını belirten Merkel, Afganistan'ın kendi güvenliğini sağlayabilecek duruma gelebilmesi için Afgan yönetiminin terörizme ve uyuşturucuya karşı mücadelede desteklenmesi gerektiğini bildirdi. Merkel, Hırvatistan ve Makedonya arasındaki sorunların bir an önce giderilmesini de temenni ettiğini ifade ederek, Makedonya'nın NATO'ya üyeliği konusunda, "Umarım Makedonya'nın üyeliği sadece bir isim tartışması yüzünden engellenmez" şeklinde konuştu. NATO-Rusya Konseyi'nin yeniden canlandırılmasından duyduğu memnuniyeti de dile getiren Merkel, bazı sorunları gelecek hafta Berlin'de Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile yapacağı görüşmede ele alma fırsatı bulacağını söyledi. Rusya'yı çok iyi bir ortak olarak kazanmak istediklerini kaydeden Merkel, "Soğuk Savaş dönemi, geri dönmeyecek şekilde sona ermiştir" dedi. Merkel, nükleer silahların azaltılması amacıyla yapılan görüşmeleri de memnuniyetle karşıladıklarını, aslında bu tür silahların tümüyle yok edilmesinden yana olduklarını belirtti ve nükleer silah bulunduran ülkelerin sayısının artmakta olması nedeniyle bu silahların imha edilmesinin Almanya'nın da çıkarına olacağını kaydetti. Merkel ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin NATO'nun askeri kanadına dönme kararını takdirle karşıladığını, ABD Başkanı Barack Obama'yla başkan olmasından sonra ilk kez Avrupa topraklarında buluşacak olmasından da büyük mutluluk duyduğunu sözlerine ekledi. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Milletvekili Walter Kolbow da NATO'nun, Almanya'nın güvenlik politikasının önemli bir ayağı olarak kalacağını belirterek, Fransa'nın ittifakın askeri kanadına dönme kararıyla NATO'nun daha da güçleneceğini söyledi. NATO'nun genişlemesiyle ilgili konunun daha fazla geciktirilmemesi gerektiğini ifade eden Kolbow, Makedonya ve Yunanistan arasında yaşanan isim tartışmasına bir an önce çözüm getirilmesi gerektiğini kaydetti. Birlik partilerinin (CDU/CSU) meclis grup başkanı Peter Ramsauer ise NATO'nun Almanya ve tüm Avrupa için büyük bir şans olduğunu belirterek, günümüzde barış ve özgürlük içinde yaşamalarını NATO'ya borçlu olduklarını söyledi. Bu arada Ramsauer'in konuşması sırasında söz alan bir Sol Parti milletvekilinin arkadaşlarıyla birlikte, üzerinde "Peace" (Barış) yazılı bayraklar açarak, NATO'yu protesto etmeleri üzerine Meclis Başkanı Norbert Lammert, bunun parlamenter kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle söz konusu milletvekiline uyarıda bulundu. Muhalefetteki Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Genel Başkanı Guido Westerwelle de dünyanın son 60 yılda değiştiğini, bu nedenle hükümetin NATO'nun yenilenmesi yönündeki çabalarını desteklediklerini belirtti. Afganistan'da sağlanacak başarıların Almanya'nın da çıkarına olduğunu ve "Kabil'in tekrar bir terör merkezi haline gelmesinin önlenmesi gerektiğini" ifade eden Westerwelle, NATO'nun dünyayı hala daha güvenli yaptığını, sivil alanda da başarılı olması gerektiğini kaydetti. Sol Parti Başkanı Oskar Lafontaine ise NATO sözleşmesinin sadece üye ülkelerin savunulmasını öngörmesine rağmen, NATO'nun birçok yerde devletler hukukunu çiğneyerek yasa dışı müdahalelerde bulunduğunu savundu. NATO'nun müdahaleleri sırasında binlerce masum insanın öldüğünü ve bu müdahalelerin Orta Doğu'daki petrol kaynaklarından dolayı yapıldığını öne süren Lafontaine, bu nedenle NATO zirvesi çerçevesinde ittifaka karşı yapılacak protesto gösterilerini desteklediklerini ve NATO'nun Afganistan'dan çekilmesini talep ettiklerini sözlerine ekledi. Yeşiller Partisi'nin federal meclis grubu Eş Başkanı Jürgen Trittin de NATO zirvesinin Fransa'yla birlikte düzenlenmesinin iyi bir işaret olduğunu, ancak zirve öncesinde çok sayıda protesto eylemine yasak getirilmesini eleştirdiklerini belirtti. Alman hükümetini de nükleer silahlar konusunda eleştiren Trittin, "Nükleer silahların azaltılmasını istediğinizi söylüyorsunuz, diğer yandan Hindistan'a nükleer malzeme gönderiyorsunuz" şeklinde konuştu. Trittin, Almanya'nın Afganistan'da diğer ülke ve kuruluşlarla işbirliği yapma konusundaki çabalarını da yetersiz bulduklarını sözlerine ekledi.