Türk usulü finansman çözümleri

Türk usulü finansman çözümleri

Mahfi Eğilmez

 

Kamu kesimi finansmanı – özel kesim finansmanı

 

Kamu kesimi, finansmanını vergi ve vergi dışı gelirlerle karşılar. Kamu kesimi açısından finansman ihtiyacının çözümünde en önemli gelir kalemi, kamu kesiminin tekelinde bulunan ve karşılıksız olarak alınan vergidir. Onu kamu kesiminin elinde bulunan kamu iktisadi teşebbüsü gibi adlarla adlandırılan üretim birimlerinden elde edilen kârlar ve taşınmazların kiralanmasından sağlanan kira gelirleri, çeşitli cezalar gibi vergi dışı gelirler izler. Bunlar devletin sürekli gelirleridir. Bunların yanında bir de bir yıl içinde tahsil edilen ve sonraki yıllarda tekrarlanmayan vergi dışı gelirler vardır.

Özel kesim, finansmanını karşılamakta temel olarak satış gelirlerini kullanır. Özel kesimin vergi gibi karşılıksız bir imkanı yoktur. Satış gelirleri finansman ihtiyacını karşılamaya yetmediğinde özel kesim finansman açığını tahvil çıkararak, çeşitli banka kredileri alarak ya da diğer yollarla borçlanarak karşılayacağı gibi hisse senedi ihracı yoluyla sermayeye dışarıdan katılım sağlayarak da karşılayabilir.

Özel kesimin finansmanını kamu kesiminin finansman biçiminden ayıran temel fark vergidir. Kamu kesiminde finansmanın büyük bölümü vergi yoluyla karşılıksız olarak elde edilirken özel kesimde finansmanında karşılıksız bir kaynak yoktur. Ya borçlanılarak faiz ödenir ya da hisse satılarak sermayeden pay verilir.

Bu karmaşık görünümü toparlayacak olursak şöyle bir özet tablo yapabiliriz:

 

 

 

İç finansman

Dış finansman

Kamu kesimi

(1)Karşılıksız gelirler (vergi)

(2)Karşılıklı gelirler (kira gelirleri, KİT kârları, cezalar vb)

(3) Borçlanma

(4) Bir seferlik gelirler (özelleştirme vb)

(1) Borçlanma

Özel kesim

(1)Faaliyet gelirleri

(2) Faaliyet dışı gelirler

(3)Borçlanma

(4)Sermaye artırımı

(5)Hisse satışı

(1) Borçlanma

(2) Hibe, yardım vb

 

Türkiye’nin kamu açığını finanse etme açısından yaşadığı model değişimi  

 

Eskiden kamu finansman açığını karşılamak için borçlanmaya başvurulurdu. Bazen de af yasaları çıkarılır elde edilen gelirler açığın kapatılmasında kullanılırdı. Özelleştirme gibi gelirler yüksek miktarlar tutmazdı. Son on yılda kamu finansmanında ortaya çıkan açıkları bir sefere özgü, bir anlamda geçici gelirlerle karşılamak süreklilik kazandı. O kadar süreklilik kazandı ki bunların neredeyse bir seferlik olup olmadığı konusu bile karışmaya başladı.

Bu bir seferlik gelirlerin iç finansman açısından en bilinen örnekleri olarak özelleştirme gelirleri, kamu kesimine ait taşınmazların satış gelirleri, ceza afları yoluyla sağlanan gelirler, çeşitli aflar veya paraya çevirmeler ile sağlanan gelirler (2B uygulaması, bedelli askerlik vb) sayılabilir. Bunlara ek olarak kamu kesiminin dış finansmanı orta - uzun vadeli bir borçlanma modeliyle sürdürüldüğü için geçmişteki kısa vadeli borçlanmaya göre daha sağlıklı bir görünüme girdi.    

 

Özel kesim eski modeli uygulamaya devam ediyor

 

Türkiye’nin son on yılı özel kesim finansman açıklarının karşılanması açısından geçmişe göre fazla bir değişiklik sergilemedi. Sıcak para bu finansmanın temel kaynağını oluşturuyor. Sıcak para ülkeye kısa vadeyle gelen, risk gördüğünde geri giden yabancı kaynaklar için kullanılan bir deyim. Kimilerine göre doğrudan yabancı sermaye formu altında gelip de bir işletmeyi satın almak ya da sıfırdan kurmakta kullanılan paralar dışındaki yabancı kaynakların tümü sıcak para sayılıyor. Bu durumda tahvil, bono, mevduat gibi faiz elde etmeye yönelik yabancı kaynak girişleri kadar hisse senedi satın almak üzere gelen yabancı kaynak girişleri de sıcak para sayılıyor. Kimileri ise bunlardan yalnızca kısa vadeli olarak gelenleri sıcak para olarak kabul ediyor. Aslında bu sınıflandırma karışık bir konu çünkü örneğin satın alınan tahvil ya da açılan mevduat hesabı ne kadar uzun vadeli olursa olsun istendiği zaman faizinden vazgeçip bozdurmak ve almak mümkün olabiliyor.

Özel kesim finansman açıklarının finansmanında dış borçlanma:  

\

Grafik özel kesimin finansman açıklarını karşılamada başvurduğu dış borçlanmada kısa vadeli borçların miktarının orta – uzun vadeli borçlara oranla arttığını gösteriyor.

 

Kazanılan zamanı iyi değerlendirmek gerekir

 

Kamu kesimi açısından bir seferlik gelirler, uygulanabildiği sürece kamu kesimine sistemi reforme etme zamanını kazandırır. Bu süre içinde bu reformlar yapılırsa ekonominin geleceği çok daha sağlıklı hale gelir. Aksi halde gün gelip bir seferlik gelir elde imkanı tükendiğinde yeniden eski borçlanma sarmalına düşülebilir.

Özel kesim açısından da bu kazanılan zamanı iyi değerlendirmek maliyet unsurlarını sürekli gözden geçirmek ve yeni teknolojileri uygulamak gerekir. Kısa vadeli dış borçlanmayı artırarak gidilecek yol fazla uzun değildir. Gün gelir borçlanmada sıkıntıya düşersek finansman sorunları çıkar karşımıza.   

 

 

Mahfi Eğilmez'in bu yazısı www.mahfiegilmez.com sitesinden alınmıştır.