Türk vatandaşlığı 100 bin dolara satılıyor mu?

Türk vatandaşlığı 100 bin dolara satılıyor mu?

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, yabancı uyruklu vatandaşların 80 ve 100 bin dolar gibi bir ücret karşılığında Türk vatandaşlığı aldığını öne sürdü. Öztürk'ün iddiasına göre, IŞİD ve El Kaide gibi örgütlerin içinde gerçek Türk vatandaşından çok, parayla ya da başka yollarla Türk vatandaşı olup kendilerine göre “cihad bölgesi” ilan ettikleri çatışma bölgelerine gidenler var.

“Elimde, çok sayıda belge var” diyen Öztürk, “Genelde hac döneminde Suudi Arabistan’a giden Afganlılar, Türk vatandaşlığı garantisi alınca ülkelerine dönmüyor. Konsolosluğun da “sana vatandaşlık vermeyeceğim” deme gibi bir şansı da olmuyor” ifadesini kullandı.

Öztürk’ün Sözcü’de “Türk vatandaşlığı satılıyor, haberiniz olsun” başlığıyla yayımlanan (19 Eylül 2014) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman Kardeşler Örgütü’nün lider kadrosunun Türkiye’ye gelebileceğini söyledi. Son yıllarda, çoğu dinci örgütlerin mensubu çok sayıda kişi değişik yollarla Türk vatandaşlığını kazanıyor. Bugün, IŞİD, El Kaide gibi örgütlerin içinde gerçek Türk vatandaşından çok, parayla ya da başka yollarla Türk vatandaşı olup kendilerine göre “cihad bölgesi” ilan ettikleri çatışma bölgelerine gidenler var.

Yasalar gayet açık. Türk vatandaşlığı doğumla, evlilik dışı çocuğun babası tarafından kabul edilmesiyle, yabancı birinin Türk vatandaşıyla üç yıl evli kalmasıyla, yabancı biriyle evlenenin çocuklarının da 18 yaşını doldurduktan sonra iki vatandaşlıktan birini seçmesiyle kazanılır. Bir de “Fevkalade Telsik” denilen, ülkeye ekonomik, sosyal, kültürel, teknik yönden yararlar sağlayacağı, tanıtımında etkili olacağı isimlere Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlık hakkı veriliyor. Bunlar tamam ama bir de şebekeler tarafından Türk vatandaşlığının satışı var.

 

Akın akın geliyorlar

 

Yasaya göre Türk vatandaşlığını kazanılabilmesi için kişinin en az 5 yıl Türkiye’de ikamet etmesi zorunlu. Hemen, belirtelim, Suriyelilerin Türk vatandaşlığının durumu ise “gizli kararnameler”le çok farklı. Yani, onların vatandaşlığa alınması sanıldığı gibi kolay değil.

Elimde, çok sayıda belge var. Genelde hac döneminde Suudi Arabistan’a giden Afganlılar, Türk vatandaşlığı garantisi alınca ülkelerine dönmüyor. İşte Türk vatandaşlığının satışı da böyle başlıyor: Afganistan uyruklu S.Arabistan’da yaşayan Afganlılar en çok Türk vatandaşlığına talip. Bunların içinde Afganistan vatandaşı Peştun, Pencabi, Fars, Türkmen, Özbek, Tatar, her çeşidi var. Çoğu tek kelime Türkçe bilmiyor. Türkiye’den vatandaşlık çıktığında Konsolosluğun “sana vatandaşlık vermeyeceğim” deme gibi bir şansı da olmuyor.

Durumu iyi olanlar bunun için 80-100 bin doları gözden çıkarıyor. Yani bu parayı veren daha kolay Türk vatandaşlığı kazanıyor. Sadece bu yılın ilk 6 ayında 2 bin 250 aileye vatandaşlık satışı yapıldı. Aileler 8 ile 20 kişi arasında değişiyor. Ortalama 10 kişilik aile olsalar bile kısa dönemde vatandaşlık verilenlerin sayısı 22 bin 500’ü buluyor. Yani, orta büyüklükte bir ilçe demektir.

S. Arabistan’da ikamet eden, Türkiye’de bir yatırımı bulunmayan, Türkiye’ye hiç gelmemiş şahıslar, vatandaşlık satış şebekesinin Arabistan’daki sorumlusuna önden 20-30 bin dolar veriyor, müracaatı alınıyor. Vatandaşlığı çıktığında da vukuatlı nüfus kaydı faks çekiliyor, müracaatı yapan şahıs paranın tamamını yatırıp, Cidde Başkonsolosluğu’na müracaatını yapıp kimliğini alıyor veya Türkiye’ye seyahat vizesi alıp, Türkiye’ye turist olarak geliyor. Afganistan vatandaşı olarak geldiği Türkiye’den, Türk vatandaşı olarak dönüyor.

 

Dernekler bu işin içinde

 

Hepsini demeyelim ama vatandaşlık satışında ilgili ülke adını taşıyan dernekler alabildiğine etkili… Onlar ne mi yapıyor:

Türk vatandaşlığını almak isteyen kişiler, önce o derneğe kişi başına 500-600 dolar karşılığında vatandaşlık kaydı yaptırıyor. Dernekler, parayı aldıkları kişileri mülteci gibi gösteriyor ve bunlara ikamet veriliyor. İşin ilginç yanı, bu kişiler Türkiye’ye geldiklerinde ve vatandaşlık almak için parayı yatırdıktan sonra örneğin Afganlılar, Afganistan konsolosluğuna gidip pasaportunu kaybettiğini belirtip yeni pasaport alırken, isimler kişinin beyanına göre alınıyor ve pasaport da bu isme düzenleniyor.

Örneğin, Türkiye’ye Abdulgaffar ismiyle giriş yapan kişi, yeni pasaportta adını Abdurrahim olarak yazdırıyor. Böylece, kişinin yurtdışına Abdulgaffar olarak çıkmasında bir sıkıntı olmuyor. Abdurrahim ismine düzenlenmiş ikamet belgesine bakıldığında bu kişi yıllardır Türkiye’deymiş gibi görünüyor. Verilen adrese polis, adres tespiti için gideceği zaman, dernekten “2 gün sonra polis gelecek, gel” deniliyor. O kişi de gidip sanki o adreste mülteciymiş, ikamet belgeli, senelerdir ülkeyi terk etmemiş gibi polise görünüyor. Maddi durumu normal olanlar da işte böyle vatandaşlık elde ediyor.

Üçüncü satışta ise kendini Türkiye’de bir fabrikanın S.Arabistan satış temsilcisi olarak gösterenler var. Yani resmi çalışma belgesinin üzerinden 1-2 yıl geçtiğinde vatandaşlık müracaatını yapıyorlar. Bu da az parayla hallediliyor.

Öyle bir sistem kurulmuş ki, başvurusunu yapan bir hafta sonra Türk vatandaşı olmuş. Tabii ki bunların arkasında bazı önemli isimlerin olduğunu da göz ardı etmeyelim. Bazen, bulundukları yörelerde, Türkiye’nin seçimlerdeki kaderi Türkçe konuşamayan, parayla vatandaşlık alanlar tarafından belirleniyor.

Anlaşılıyor ki, ülkede satacak bir şey kalmadı da, şimdi vatandaşlık satılıyor.