Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran, birkaç ay önce neredeyse tüm hastanelerde kapanan Covid-19 yoğun bakım servislerinin yeniden açılmaya başlandığını, hatta bazı hastanelerde şimdiden yüzde 100 doluluk oranına ulaşıldığını söyledi. Prof. Dr. Demirkıran, Covid yoğun bakım doluluk oranlarında şu anda İstanbul'un başı çektiğini, hastaların büyük çoğunluğunun hatırlatma dozuna ihtiyacı olan 60 yaş üstü yandaş hastalığı olan risk gurubu kişilerden oluştuğunu belirtti. Yeni varyant BA 2.25'le birlikte Covid pozitif vakalar hızla artıyor. Türk Yoğun bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran, yoğun bakım servislerinde yeniden Covid alarmının başladığına dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Demirkıran, "Hastanelerde dahi hasta ya da hasta yakınlarının, hatta bazen sağlık personelinin maske kullanmadığına şahit oluyoruz. Sağlık personeli arasında da Kovid pozitiflik oranları artıyor. Avrupa'da hava yolu sektöründe ciddi bir aksama var. Çünkü Covid pozitiflik oranları yer personelinde yüzde 50, uçuş personelinde ise yüzde 25'lere ulaşmış durumda. Aynı tehlike sağlık sektörümüz için de geçerli. Sağlık personeli arasında hastalığın yayılması nedeniyle sağlık hizmetlerinde aksamalar yaşayabiliriz" dedi. Prof. Dr. Demirkıran, bazı hastanelerde Covid yoğun bakım dolduğu için hastaların diğer hastanelere sevk edildiğini belirtti.
Prof. Dr. Demirkıran şunları kaydetti:
"Birkaç ay içinde tekrar Covid yoğun bakımları aktif olarak kullanmaya başladık ne yazık ki. Düşük kapasiteye getirdiğimiz covid yoğun bakımların bu kapasiteleri şu anda dolmaya başladı. Türk Yoğun Bakım Derneği'ne Türkiye'den gelen verileri değerlendirdiğimizde, Covid için ayrılan yoğun bakımlardaki doluluk oranlarının gittikçe arttığını görüyoruz. Hatta bazı hastanelerin Covid yoğun bakım ve servislerinin dolduğu ve o hastanelere Covid vakası kabul edemediklerini bizzat öğreniyoruz. Türkiye genelinde de ne yazık ki aynı durum geçerli. Hatta bu hafta ve önümüzdeki hafta içerisinde daha da artacağını düşünüyorum ne yazık ki. Şu anda şehirler açısından değerlendirdiğimizde ülkemizde İstanbul'da en fazla yoğun bakım hastası var gibi görünüyor.
Çevrenizde gördüğünüz iki kişiden birinin Covid olduğunu anlıyorsunuz. Bu dönemde en büyük karışıklığı da bu kişilerin bu olayı bir klima çarpmasına çoğunlukla bağlıyor olması. 'Klimanın karşısında durdum, soğuk içtim, soğuk yedim' gibi boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürüğü bunlara bağlamaları; test yaptırdıklarında ise pozitif çıkmalarını görüyoruz. Bu kişiler de aramızda dolaşıyorlar ve nasıl dolaşıyorlar? Maskesiz dolaşıyorlar! Şu anda maske kullanımının da çok çok düştüğünü görüyoruz. Bu koşullarda bulaş olayları da kolayca gerçekleşir. Örneğin toplu taşımalarda maalesef öksüren hastalar, sekresyon çıkaranların, maskesiz olduklarını ben kendi gözlerimle de gördüm. Hiç kimsenin bu konuda bir tedbiri de yok. Hava yollarında da maske kalktı; uçağa bindiğinizde sadece birkaç kişide maske görüyorsunuz. Bu uzun tatil döneminden sonra, bir araya gelinen toplu eğlencelerden sonra, muhtemelen olgu sayıları daha da artacak.
Şu anda Covid için ayrılmış olan servisler doluyor. Senaryo yine daha önceki dalgalardaki gibi normal servislerin Covid servisine de dönüşüne doğru gidiyor. Hastanelerde dahi maske takılmıyor. Hasta ve hasta yakınlarının maskesiz olduğunu görüyor ve uyarmaya çalışıyoruz. Hatta sağlık çalışanlarında da maalesef maske takmayanlar var. Onları da uyarmak zorunda kalıyoruz. Şu an itibariyle Avrupa'da örneğin havayollarında uçuşlar aksıyor. Bunun en büyük nedeni, yer personelinin yüzde 50'si, uçuş personelinin ise yüzde 25'inin Covid olması. Aynı durum sağlık sisteminde de geçerli olacaktır. Hemşireler, diğer sağlık personeli arkadaşlar, hekimlerimiz hastalandıkça, maalesef hastalara bakacak sağlık elemanı sayısı da düşecek ve hizmette de aksama ister istemez söz konusu olacak. Bu nedenle maske takmanın, aşılamanın ve dezenfeksiyon önemini bir kez daha tekrar vurgulamak istiyorum. Hatırlatma dozu gelmiş olanların mutlaka aşılarını yaptırması lazım. Hastalığın neredeyse ortadan kalktığının düşünülmesi ve bir rahatlama dönemine girilmesiyle hatırlatma dozları da yaptırılmıyor. Şu anda yoğun bakımlarda yaşlı hasta grubu ve risk grubu yüksek hastalar daha çok. Çünkü hatırlatma dozlarını yaptırmadıkları için daha ciddi bir risk altındalar." (DHA)