Ergenekon dalgasında gözalıta alındıktan sonra serbest bırakılan "Bababa beni Okula Gönder Kampanyası " yöneticisi Tijen Mergen sorgusu sırasında kendisine "Türkan Saylan'ı ne kadar tanıyorsun' diye sorulduğunu söyledi. Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Üyesi Tijen Mergen şunları söyledi: Sadece ‘Baba Beni Okula Gönder Kampanyası’ hakkında sorular soruldu. Hakikatten hiç anlam veremiyorum. Çünkü başka bir şey sorgulanmadı. Daha doğrusu ne sorgulandığını da anlamış değilim. Baktığımda ‘Ergenekon’a ne kadar yakınım? O insanları tanıyor muyum biliyor muyum’ bunları sordular. 250 tane isimden bahsettiler, hiçbirini tanımıyorum. Onun dışında ÇYDD’yi ne kadar tanıdığımı, Türkan Hocayı ne kadar tanıdığımı, bu kampanyanın işleyişini sordular. Oysa orada her şeyimiz o kadar net ki... Milli Eğitim Bakanlığının izni ile yapılıyor kampanya. Direk dernekler masasından alınan özel hesap numaralarına yatıyor bütün paralar. Biz bir ticari kurum olduğumuz için, bağış toplayamayacağımız için ÇYDD ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ile bu işi götürdük. Ama ÇYDD daha önde. 7100 çocuğumuz oldu burslu. Delil olarak benim kendi özel eşyalarımı aldılar. Bir şey çıkmadı anladığım kadarıyla. Sorguda işe Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni sordular. Onun dışında telefonlarım dinlenmiş SMS’ler görülmüş. Orada da dişe dokunan hiç bir şey yoktu. Sadece yine Türkan Hocayla yaptığım konuşmaları sorguladılar, işle ilgili bir takım şeyler çıktı, onları sordular. Hiç Ergenekon’la alakası olmayan sorular sordular. Emniyette daha detaylı 3 saatlik bir sorgulama oldu. Savcılıkta daha kısaydı. Emniyette verdiğimiz ifadeyi tekrar doğrularız dedik. Orada o detaya girilmedi. Pazartesi sabahı 07.00’den beri ‘niçin gözaltına alındığımı’ soruyorum. Tek yaptığımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni ile özellikle de ‘Baba beni okula gönder’ kampanyası. Tek yaptığımız kız çocuklarının eğitimine ve Milli Eğitim bBkanlığına destek olmak: Aykırı bir şey değil, onlarla bir şey yapıyoruz. Valiler, kaymakamlar, bakanlar bizim her açılışımızda başta Milli Eğitim Bakanımız olmak üzere bir bakanımız vardı. Yurtlar onların, yurtları, bu çocukları tespit edenler il milli eğitim müdürlükleri. Onlar bize diyorlar ki burs talebi var. ÇYDD inceliyor ailesine bakıyor, çocuklara bakıyor, hakikatten ihtiyacı var mı, listeler bize geliyor. Biz onayladıktan sonra mutabakatlara varılıyor. Gözaltına alınmam için bir neden göremiyorum, ÇYDD şüpheli kategorisine girmiş olabilir. 3 gün çok ızdırap çektim. Bilmiyorsunuz? Neden de bulamıyorsunuz: Başka bir neden olmalı herhalde burada olmamla ilgili diyorsunuz. Ve bu da beni burada tutacaklar gibi bir korkuya kapılıyorsunuz. Yapacak bir şey yok: Sadece düşünüyorsunuz, korkuyorsunuz, endişe ediyorsunuz, kurguluyorsunuz. O zamanda insan paranoyak oluyor ve burada kalacağım gibi geliyor. Yani ve dedimki ‘Bir daha artık eski Tijen olamayacağım, bitti benim hayatım, dibe vurdum’ gibi şeylere kapılıyorsunuz: Ama çıktığımda o kadar büyük bir sevgi , destek gördüm ki bir anda enerjim yerine geldi, hiç yaşamamış gibi hissediyorum." ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyası ile ilgili bilgi de veren Tijen Mergen şöyle konuştu: “Hala kızlarımız yeteri kadar okullaşmış değiller. Burada belki ilkokula gidiyorlar ama 5’ten sonra artık branşlaşma başlıyor ve öğretmen adeti arttığı için bu çocuklar 5’ten sonra köylerinde okula gidemiyorlar. İlçelere gitmek zorundalar. İlçelerde de imkan yok kalacak yerleri yok. Dedik ki; 5. sınıfı bitirmiş ve üniversiteye kadar devam eden arayı biz alalım ve bu çocuklara burs ve barınma imkanı sağlayalım. 30 tane yurdumuz oldu. Milliyet olarak iki yurt yaptık, destekçilerimiz de bir yurt yaptı. Üç yurtla başladık ama hem kurumlar, hem bireysel bağışçıların desteği ile 30’a çıktı sayısı. Biz bu yurtları Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim ediyoruz. Öğretmenler yönetiyorlar ve yurtlara çocukları onlar yerleştiriyorlar. Biz çocuklara karar vermiyoruz ama bunlar daha çok lise öğrencilerinin yurtları... Hiç üniversitemiz yok, hiç ilkokulumuz yok, lise öğrencileri ve hep merkezlerde. İl Milli Eğitim Müdürlükleri çocukları seçiyor biz araştırıyoruz. Gerçekten ihtiyacı var mı, ona göre de diyoruz ki ‘bu çocukları okutabiliriz’. Ve 7100 çocuğa ulaştık. Bu kampanya sadece bizim yaptığımız bir kampanya da değil. Bizden 6-7 ay önce Milli Eğitim Bakanlığı ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasını başlattı. Aynı amaçla Turkcell ‘Kardelenler’ projesini başlattı. Biz de basın olarak bu işin içinde olursak çığ büyür dedik ve hakikaten de öyle oldu. Bunda bir şey aramak çok doğru değil. Boşuna üç gün hayatımdan silindi herhalde diyorum."