Wikileaks'e gizli askeri belge sızdırmakla suçlanan er Bradley Manning, ABD'de 35 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Amerikan istihbaratı eski çalışanı Edward Snowden ise NSA hakkındaki ifşaatları nedeniyle, ülkesinde adil bir yargılanmaya tabi tutulamayacağını düşünüyor. Mesaj açık: Gazetecilere, hükümet ile resmi kurumların iç işleyişi hakkında önemli bilgiler sızdıranlar, çok sert cezalara çarptırılmayı göze almalı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü son raporunda bu sonuca varıyor. ABD'de araştırmacı gazeteciler ile onların kaynaklarına yönelik takibatın tarihte hiç olmadığı kadar arttığını belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Almanya Başkanı Christian Mihr, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şayet kaynaklar kendilerinde artık konuşacak cesareti bulamazlarsa, bu basın özgürlüğünün temel unsurlarının kısıtlanması anlamına gelir. Bu, demokrasinin gelişimi açısından büyük bir gerileme.”
Bunun Türkmenistan, Suriye ve Türkiye gibi basın özgürlüğü açısından sorunlu ülkeler için çok yanlış bir işaret olduğunu belirten Mihr şunları söylüyor: “Geleneksel demokrasiler bile basın özgürlüğünü demokrasinin gelişimi açısından vazgeçilemez, çok değerli bir unsur olarak görmeyi bırakırsa, bu tür ülkeler de kendilerini baskı altında hissetmez. Uluslararası konferanslarda ve forumlarda basın özgürlüğünün değeri vurgulandığında, Batılı ülkelerde de kaynakların kovuşturmaya maruz kaldığından bahsedildiğini görüyoruz.”
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün raporunda, 2012 Aralık ile 2013 Ekim ayı ortasına kadar, 180 ayrı ülkede medyanın durumu ele alınıyor. Listede basın özgürlüğüne "ulusal güvenlik" gerekçe gösterilerek kimi sınırlamalar yapılmasına karşın Kuzey Avrupa ülkeleri başı çekiyor. Finlandiya, Hollanda, Norveç, Lüksemburg ve Andorra geçen yıllarda olduğu gibi yine basın özgürlüğü açısından en iyi durumda olan ülkeler. Almanya ise listenin 14'üncü sırasında yer alıyor. Christian Mihr, Almanya'nın diğer ülkelerden, güçlü ve bağımsız yargısı sayesinde ayrıldığını ifade ediyor.
Hapisteki gazeteciler
Basın özgürlüğünün en çok kısıtlandığı ülkeler ise yine Somali, Suriye, Eritre, Kuzey Kore ve Türkmenistan oldu. Türkiye listenin 154'üncü sırasında. Geçen yaz aylarında patlak veren Gezi protestoları sırasında, mayıs ile eylül ayları arasında 153 gazeteci yaralanmış, 39 gazeteci ise gözaltına alınmıştı. Geçen yıl binlerce internet sayfasının kapatılmasından sonra, hükümet tutumunu daha da sertleştirdi. Meclisin kabul ettiği yeni internet düzenlemesi, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na mahkeme kararı olmaksızın sitelere erişimi engelleme yetkisi veriyor. Henüz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından imzalanmayan yasaya yurt içi ve dışından sert tepkiler geliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü yöneticilerinden Christian Mihr, Türkiye'de şu anda 60 gazetecinin hapiste olduğunu hatırlatarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “Terörle mücadele yasasının suistimal edilmesinin bir sonucu olarak Türkiye'de hâlâ çok sayıda gazeteci hapiste. Bu çok kötü bir gelişme. Kürt sorunu hakkında haber yapan gazeteciler, terörist olmakla suçlanıyor.”
Yunanistan geriledi
Avrupa Birliği içerisinde ise basın özgürlüğünün en kötü durumda olduğu ülke Bulgaristan. Macaristan, Balkan ülkeleri ve Yunanistan da AB içerisinde endişe kaynağı olan ülkeler. Yunanistan, 2009 yılından bu yana listede 50 sıra geriledi. Bunda dört televizyon ve beş radyo kanalı ile yayın yapan devlet kanalı ERT'nin kapatılmasının rol oynadığı belirtiyor. Ancak ülkede gazetecilere yönelik saldırıların da arttığı ifade ediliyor. Christian Mihr, “Yunanistan'da ırkçılık ve toplumla ilgili konularda haber yapan gazetecilere yönelik olarak aşırı sağcılardan yönelen tehditler olduğu görülüyor" diyor.
Medyaya yönelik sıkı düzenlemelerin bulunduğu Rusya listenin 148'inci sırasında. Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerin ise basın özgürlüğü konusunda fazla ilerleme kaydedemediği görülüyor. Bölgedeki dinamizmin, büyük umutlar doğurduğunu ifade eden Mihr, bu kadar hızlı bir rejim değişikliğinin geçmişte de nadiren istikrarlı bir ilerlemeye yol açtığını söylüyor. Mısır'ın 159, Tunus'un 133'üncü sırada olduğunu belirten Mihr, özellikle 180 ülkelik listenin 179'uncu sırasında yer alan Suriye'ye dikkat çekiyor: “Bu, genel olarak bağımsız medyaya değer verilmemesinin pek çok ülkede bir sorun olduğunun göstergesi. Suriye'den hiç söz etmiyorum, çünkü orada değer vermeme değil, hiçe sayma söz konusu. Hiçbir ülkede gazeteciler Suriye'deki kadar tehlike atında çalışmıyor.”