2023, Türkiye'de seçim yılı olacak. Normal şartlarda 18 Haziran'da yapılması gereken seçimlerin öne çekilmesi planlanıyor. Bu kapsamda hem Cumhurbaşkanlığı hem de TBMM seçimleri yapılacak. Ancak bu seçimlere ilişkin gözler, sandıktan önce mahkeme salonlarına çevrilmiş durumda.
2023 yılında karara çıkması beklenen üç dava, hem Cumhurbaşkanlığı seçimini hem de TBMM'deki sandalye dağılımını doğrudan etkileyecek.
Bunlardan ilkini HDP kapatma davası oluşturuyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Haziran 2021 yılında HDP hakkında temelli kapatılması talebiyle iddianame hazırlamıştı. 843 sayfalık iddianamede, partinin temelli kapatılması ve hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması istenmişti. Selahattin Demirtaş'ın arasında bulunduğu 451 partili hakkında ise siyasi yasak talep ediliyor. Dava Anayasa Mahkemesi'nde bugüne kadar dosya üzerinden görüşüldü.
Ancak 5 Ocak Perşembe günü kritik bir talep görüşülecek.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in "HDP'nin PKK ile organik bağının dava sürecinde de devam ettiği" iddiasıyla Hazine yardımı bulunan hesaplarına ivedilikle bloke konulmasını talebini 5 Ocak'ta görüşecek. Bu konuda Yargıtay Başsavcılığı'nın yeni göndereceği "deliller" belirleyici olacak. Bu talep kabul edilirse HDP, 2023 seçimleri için Hazine'den alacağı 539 milyon TL yardımı kullanamayacak.
10 Ocak'ta sözlü beyan
Kapatma davasına ilişkin ilk açık duruşma Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu'nda 10 Ocak günü yapılacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, bu tarihte davanın esasına ilişkin sözlü beyanlarda bulunacak.
Bekir Şahin'in beyanlarına karşı HDP'nin sözlü savunma yapması için bir ay süre verilecek. AYM, talep halinde bu bir aylık süreyi uzatabilecek. Sürenin sonunda AYM Başkanı'nın belirleyeceği bir günde açılacak duruşmada HDP yöneticileri suçlamalara karşı savunma yapacak. Ancak 13 Şubat'ta AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın başkanlıktaki görev süresi doluyor. Bu nedenle yeni başkanlık seçimi yapılacak. Zühtü Arslan'ın aday olmaması veya yeniden seçilememesi durumunda yeni başkan, kapatma davası sürecini yönetecek.
Sözlü beyanlardan sonra AYM Başraportörü, davaya ilişkin esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu rapor AYM üyelerine dağıtılacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı, raporun dağıtılmasından sonra belirli bir gün tespit ederek, kapatma davasının esastan görüşme aşamasını başlatacak. Bu görüşme sonunda kapatma kararı çıkıp çıkmayacağı belli olacak. Kapatma kararı alınabilmesi için 3'te 2 oy çoğunluğu aranacak.
Kapatma kararı, seçime girecek partilerin belirlenmesi ve milletvekili aday listelerinin kesinleştiği bir dönemde çıkarsa HDP seçimlerde saf dışı kalacak. Bu durumda parti seçime giremeyecek. Ancak HDP'nin olası bir kapatma kararına karşı, ittifak yaptığı bileşenlerinden bir partiyi desteklemesi bekleniyor.
Ancak seçimlerin ardından kapatma kararı çıkarsa, seçilen milletvekilleri bağımsız olarak görevine devam edecek. Ancak içlerinde siyasi yasak kararı verilen olursa bunlar milletvekilliğini sürdürecek fakat beş yıl boyunca hiçbir siyasi partiye üye olamayacak.
HDP kapatma davasına paralel olarak Ankara'da açılan Kobani olayları davası sürüyor.
Selahattin Demirtaş'ın tutuklu bulunduğu dava Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Geçen yılın sonunda yapılan duruşmada, mahkeme HDP'nin eski eş genel başkanları Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın arasında bulunduğu beş sanığın savunması tamamlanmadan, dosyanın esas hakkındaki mütalaa için savcıya gönderilmesine karar verdi. Duruşmalar 7, 8, 9 Şubat tarihlerinde yapılmak üzere ertelendi. Bu duruşmada savcının mütalaasını açıklaması bekleniyor. Bu aşamadan sonra 108 sanık ve avukatları, mütalaaya karşı esas hakkında savunmalarını yapacak. Bu davadaki sürecin de seçim öncesinde bitmesi bekleniyor.
Davada ceza alanlar, karar kesinleşmediği için siyasi yasaklı olmayacak. Ancak milletvekili seçilenlerin, karar daha sonra kesinleştiğinde milletvekilliği düşecek. Bu nedenle Kobani davasının sonuçları, 2023 seçimleri sonrasına etki edecek ve milletvekili dağılımı etkileyecek.
2023 seçimlerinin olası Cumhurbaşkanı aday adayları arasında adı geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kaderi de yargıya bağlı.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu'na Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine "ahmak" dediği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası vermişti. Ancak cezada herhangi bir iyi hal indirimi yapılmadı. Kararda, İmamoğlu'na siyasi yasak anlamı taşıyan Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi de uygulandı. Ancak kararın hayata geçmesi için mahkûmiyetin İstinaf ve Yargıtay aşamalarından geçmesigerekiyor.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi'nin kararı onamasından sonra dosya Yargıtay 4. Ceza Dairesi'ne gidecek. Olağan şartlarda dosyanın temyiz aşamasının tamamlanmasının en az 2 yıl alması gerekiyor. Ancak seçim öncesinde sürecin hızlı yürütülmesi halinde ceza onanırsa İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek. Bu durumda Cumhurbaşkanı adayı olamayacak ve aynı zamanda 2024'teki yerel seçimlerinde de adaylık yolu kapanacak. Mevcut belediye başkanlığı ise onama kararıyla birlikte düşecek.
İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürüttüğü "terör” soruşturması sonucunda hazırladığı rapor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilmişti. İmamoğlu hakkında bu kapsamda "görev" veya "terör" suçu iddiasıyla bir soruşturma başlatılırsa İçişleri'nin İmamoğlu'nu görevden alma yetkisi doğuyor. Ancak bu durum Cumhurbaşkanı adaylığına engel değil.