Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, İstanbul Sözleşmesi'ni hedef aldı; CHP'li Nazlıaka dahil 3 isim hakkında suç duyurusunda bulundu

 Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, İstanbul Sözleşmesi'ni hedef aldı; CHP'li Nazlıaka dahil 3 isim hakkında suç duyurusunda bulundu

Eski Genelkurmay Başkanları Işık Koşaner, İlker Başbuğ ve Yaşar Büyükanıt gibi isimler hakkında “darbecilik” iddiasıyla 2011 yılında suç duyurusunda bulunan Adalet Platformu Başkanı, Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik bu sefer de İstanbul Sözleşmesi’ni savunanları hedef aldı.

Çevik, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, avukat Kezban Hatemi ve eski AKP’li Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Aşkın Asan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Yeniden Refah Partisi İstanbul il teşkilatı üyeleri de İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik ifadeleri nedeni ile CHP Kadın Kolları Başkanı Nazlıaka hakkında, "Hakaret", "Halkı kin ve düşmanlığa teşvik" ve "Halkı aşağılama" suçlamalarıyla suç duyurusunda bulunmuştu.

Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, suç duyurusu dilekçesinde Aylin Nazlıaka’nın 12 Ağustos’ta Ankara’daki CHP toplantısında, “İstanbul Sözleşmesi’nden; eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız” şeklinde sözler söylediği, Kezban Hatemi’nin, “Dünyayı erkekler mahvediyor, savaşları çıkaranlar erkekler, öldürenler erkekler” şeklinde beyanlarda bulunduğu, Aşkın Asan’ın ise, “İstanbul Sözleşmesi’ne karşı gelenler FETÖ örgütüne bağlı” şeklinde ifadeler kullandığı aktarıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da İstanbul Sözlemesi’ne karşı olduğunun belirtildiği dilekçede 3 ismin, “İftira”, “Hakaret”, “İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme”, “Cumhurbaşkanına hakaret” gibi suçlardan soruşturma yürütülmesi istendi.

Söz konusu açıklamalar nedeniyle maddi manevi zarar gördüğünü öne süren Adem Çevik konuya ilişkin yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin ailenin birliğini yıktığını savundu.

Aylin Nazlıaka'nın söz konusu konuşması şöyle: