Türkiye'de 65 yaş ve üstü çalışan bireylerin işgücüne katılımı yüzde 12 oranında iken AB ülkelerinde bu oran yüzde 4 civarında. Ayrıca Türkiye'de 65 yaşı aşan çalışanların yüzde 60’ı en az kazanan yüzde 25’lik dilimde yer alıyor.
İnsani ve Toplumsal Kalkınma Programı (İstanpol) “Türkiye'de İşgücündeki Yaşlılar ve Güvencesizlik” konulu bir rapor yayımladı. Rapora göre, Türkiye'de her yaş grubunda işgücüne katılım Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin altındayken 65 yaş ve üstü bireylerde 3 kat fazla.
Sözcü'den Mehtap Özcan Ertürk'ün haberine göre, nüfusu yaş gruplarına ayırıp, işgücüne katılma paylarını inceleyen akademisyenler Alphan Telek, Cem Özgüzel ve Seren Selvin Korkmaz'ın hazırladığı raporda 65 yaşın altındaki gruplarda, Türkiye ile AB ülkeleri arasında önemli farklar görünmüyor. 24-64 yaş grubunun işgücüne katılımı beklenildiği üzere AB'ye oranla bir nebze daha düşük. Ancak, Türkiye'de 65 yaş ve üzeri çalışanların aynı yaş grubundaki nüfusa oranı AB'nin üç katına çıkıyor. Bu oran Türkiye'de yüzde 12 iken, Avrupa Birliği ülkelerinin ortalaması yüzde 4 seviyesinde.
65 yaş ve üstü istihdama katılan bireylerin yüzde 60'ı toplumda en az kazanan yüzde 25'lik dilimde yer alıyor. Dahası, en az kazanan yüzde 50'lik kesimle birleştiğinde bu oran 65 yaş ve üstü nüfus için yüzde 70'in üzerine çıkıyor. Ortalama olarak 65 yaş ve üstü her on çalışandan yedisinin toplumun en az kazanan yarısından olduğu görülüyor.
Rapora göre, emekli aylıklarının çoğunlukla yetersiz ve düşük oluşu, yeteri kadar sosyal yardım alamamaları ya da bu haklarını kullanamamaları 65 yaş üstü nüfusu çalışmaya zorluyor. Belirli bir birikim veya gayrimenkule sahip olmayanlar alternatif gelirlerin yokluğunda çalışmak zorunda kalıyor. Rapora göre, gelir düzeyi en düşük yüzde 25'lik grupta sigortasız çalışan oranı 65 yaş ve üstü vatandaşlar için yüzde 75'i buluyor.
İstanpol akademisyenleri temel politika önerilerini ise şu şekilde sıralıyor:
– Türkiye'nin yaşlanan toplum yapısını göz önüne alan sosyal politika oluşturulması gerekiyor.
– Yaşlı bireylere yönelik ücretsiz kamusal hizmetlerin sayısı artırılmalı.
– Yaşlı bireylerin yoğunlukla yaşadığı yerlerin tespiti ve bu noktalarda 65 yaş ve üstü bireylerin yararlanabileceği ücretsiz ortak mekanlar açılması.
– Yaş ayrımcılığını aşmaya yönelik nesiller arası farkındalığın artırılması gerekiyor.
– Yaşlı bireylerin yalnızlık hislerini azaltmak ve dış dünyayla temaslarını artırmak için telefon/tablet/ bilgisayar gibi teknolojik imkanların onlara sunulması.
– Konut sahibi olmayan 65 yaş üzeri bireylere düzenli kira ve erzak yardımı yapılması.
– Emekli aylıklarının bireylerin insani ve onurlu bir hayat sürmesi için artırılması.