Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği'nin (PODEM) gerçekleştirdiği araştırma, Türkiye'de kadınların sadece % 21'inin siyasete ilgi duyduğunu ortaya koydu.
Araştırmaya göre siyasete en çok ilgi gösterenler orta yaş, en az ilgi gösterenler ise elli yaş üstü yaş grubundan.
Türkiye'nin on iki şehrinden ve farklı siyasi görüşlerden 2832 kadının katılımıyla gerçekleştirilen "Kadınların Gözünden Türkiye: Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Meseleler" konulu araştırmaya katılan kadınların % 76'sı hayatlarında hiçbir siyasi etkinliğe katılmadıklarını belirtti.
Katılım gösterilen az sayıda siyasi etkinliğin başında mitingler geliyor.
Kadınlar, "yalan" ve "yetkilerin kötüye kullanılmasını" siyasetten uzak hissetmelerinin en önemli nedenleri arasında olduğunu söylüyor.
31 Mart yerel seçimleri öncesinde gerçekleştirilen araştırmada Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı seçmeni kadınların siyasete ilgilerinin birbirine yakın oranlarda olduğu görülürken, İYİ Parti ve Halkların Demokratik Partisi'ne oy veren kadınların siyasete dahil olma konusunda daha aktif oldukları görüldü.
Araştırmaya göre HDP'li ve İYİ Partili kadınlar siyasette daha aktif.PODEM'in proje yöneticisi Zeynep Gülöz Bakır, HDP'nin eş başkanlık sisteminin, İYİ Parti'nin ise kadın bir lidere sahip olmasının bu duruma etkisi olduğunu belirtiyor.
Bakır, araştırmaya katılan kadınların geçmişten bu yana siyasette ve toplumda daha görünür hissettiklerini, fakat bu durumun toplumsal eşitsizlikleri bertaraf etmeye yetmediğini ekliyor.
Anket sonuçlarına göre, siyaset sözcüğü kadınlara en çok "oy verme" ve "gerilim" kavramlarını anımsatıyor.
PODEM'in anonim kaynaklardan derlediği verilere göre, siyaset sözcüğü kadınlara "erkekliği" ve "takım elbise giymiş erkekleri" çağrıştırıyor.
Siyasetçi dendiğinde ise akla ilk olarak liderler figürleri, milletvekilleri, seçimler, ardından ise tartışma ve gerilim geliyor.
Araştırmaya katılan kadınların % 54'ü gündemdeki siyasi gerilimlerin huzurlarını kaçırdığını, % 40'ı ise siyasetin hayatlarını etkilediğini düşünüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Kadın Adayları Destekleme Derneği'nden Hilal Dokuzcan, bu durumun sebebini siyasette aktif olarak kullanılan dil ve alışkanlıklar ile açıklıyor.
Kadınların siyasete bakışı (%) | |
---|---|
Siyasi gerilimler huzurumu kaçırıyor | 54.9 |
Siyaset hayatımı etkiliyor | 39.7 |
Siyaset sorunlarımızı çözmüyor | 38.6 |
Siyasetin dışında hissediyorum | 37.6 |
Siyaset toplum için faydalı | 37.4 |
Siyaset karşılaştığım sorunlara çözüm üretir | 26 |
Gündelik hayatımda siyaset konuşurum | 24.4 |
Dokuzcan, "Erkeğin siyasette kullandığı dil şiddetle örülmüş bir duvar. Bu ayrım şiddetten ve gerilimden doğuyor. Kadın zaten ayrımcılığa uğrayan bir kesimin içinde, oradaki çatışma kültürü de kadını iyice uzaklaştırıyor" diyor.
Kadınların bu durumu aşmak için umut verici bir pozisyonda olduğunu belirtiyor Dokuzcan ve ekliyor: "Barış ve huzur zaten siyasette eksik olduğu için erkekler de bir noktada tıkandı."
Bu düşük ilgi ve katılıma rağmen, araştırmaya katılanların % 63'ünün kadınların katılımının siyaseti olumlu yönde etkileyeceğine inandığı görülüyor.
Ankara'daki Norveç Büyükelçiliği ve Yaşama Dair Vakıf işbirliğinde yürütülen araştırmaya göre, kadınlar yerel yönetimleri büyük ölçekli siyasete göre daha daha olumlu ve verimli buluyor.
Yerel yönetimler "kamu hizmeti" kavramıyla bağdaştırılıyor ve siyasi parti binalarına kıyasla kadınlar tarafından daha çok ziyaret ediliyor.
Hilal Dokuzcan ise, yerel siyasetin dinamikler içerisinde kadınların kolaylıkla ulaşabileceği ve her anlamıyla katılım sağlayabileceği bir alan olduğunu belirtiyor.
Fakat kadının siyasete olan ilgisi artsa da özellikle belediyelerde adaylaşma sürecinde karşısına birçok engel çıktığının altını çizdi.
Yaşama Dair Vakıf'tan Pınar Gürer, Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliğindeki ana gündemlerin şiddetin çeşitli türleri, ekonomik eşitlik ve siyasi temsil olsa da ve kadınların temsiliyeti konusunun hem siyasette hem de iş hayatında "göstermelik" seviyelerde kaldığını, teoride görülse de pratiğe yansıtılamadığını savunuyor.
PODEM'in araştırmasına katılan kadınların yüzde % 59'u Türkiye'nin en büyük sorununun işsizlik olduğunu düşünüyor.
Türkiye'de en başarılı olunduğunu düşündükleri konu ise sağlık sistemi.
Kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kaldırılmasının ardından 8 yıl geçmesine rağmen, başörtüsü meselesinin hem başörtülü hem de başörtüsüz kadınların gündeminde olduğu da ortaya çıkan bulgulardan biri.
Ankete katılan kadınların % 36'sı ilkokulda başörtüsü kullanımının serbest olması gerektiğini düşünürken % 40'ı de buna karşı çıkıyor.