Avrupa Birliği ülkeleri, Norveç ve İsviçre'ye Türk vatandaşları tarafından yapılan iltica başvurusu tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
Euronews'da yer alan habere göre, Türkiye gibi Avrupa Birliği'ne aday ülkeler olan Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Moldova vatandaşlarından gelen iltica taleplerindeki artış da dikkat çekti.
Avrupa Birliği normalde güvenli olarak kabul edilen ve uluslararası koruma talebi için uygun olmayan ülkelerden gelen iltica başvurularında yaşanan artıştan endişeli. Özellikle Hindistan, Bangladeş, Fas, Mısır ve Peru'dan gelenlerin yaptığı başvurularda patlama yaşandı.
Stokholm'de yapılan iki günlük gayriresmi toplantıda Avrupa Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson "Düzensiz gelişlerin üç katı kadar iltica başvurusu alıyoruz ve bu kabul kapasitelerini zorluyor," ifadelerini kullanırken bunların bir çoğunun uluslararası korumaya ihtiyacı olmayan kişiler olduğunu vurguladı.
Avrupa Birliği İltica Ajansı (EUAA) verilerine göre AB ülkeleri, Norveç ve İsviçre'ye sadece kasım ayında 105 bin 970 iltica bavurusu yapıldı.
Bu başvurularda ilk sırayı 17 bin 739 ile Suriyeliler alırken onu 14 bin 877 ile Afganistan vatandaşları, 8 bin 342 ile Türk vatandaşları, 4 bin 884 ile Kolombiya vatandaşları ve 4 bin 350 ile Venezuelalılar takip etti.
Bangladeş, Fas, Gürcistan, Mısır, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Peru vatandaşlarının başvuruları da kasımda rekor kırdı.
Ukrayna'dan gelen 4 milyonun üzerindeki göçmen ise bu istatistiklerde yer almıyor. Ukraynalılar Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamında değerlendiriliyor.
AB ülkelerinde ilk defa başvurular ve temyize gidenler de dahil olmak üzere 850 bin civarıda başvuru bulunuyor.
Johansson bu başvuruların yüzde 60'ından fazlasının "negatif" sonuçlanacak durumda olduğunu ve AB topraklarını terk etme kararı çıkacağını belirtti.
Uluslararası kanunlara göre kendi ülkesinde zulüm, cinsel şiddet, işkence, ayrım ve insanlık dışı muamele ile karşılaşma riski bulunanlara koruma sağlanması gerekiyor.
Ama AB üyesi ülkeler eğer bir kişinin orantısız cezalandırma yapılmayacağından emin olunan ve yeterli insan hakları güvencesine sahip olduğu kabul edilen ve demokratik "güvenli ülkelerden" geldiğini tespit etmesi halinde başvuruyu reddetme hakkı bulunuyor.
Fakat her ülke kendi "güvenli ülke" tanımlamasını yaptığı için örneğin Almanya'da güvenli ülke olarak kabul edilen bir yer İtalya'da güvenli kabul edilmiyor olabiliyor.