Türkiye'den Midilli'ye geçen göçmenler, Yunanistan tarafından zorla geri gönderildiklerini belgeledi

Türkiye'den Midilli'ye geçen göçmenler, Yunanistan tarafından zorla geri gönderildiklerini belgeledi

Kasım ayı sonunda bir Pazar gününün erken saatlerinde, 16 yaşındaki Jeancy Kimbenga Avrupa'ya ulaşmak için üçüncü denemesini yapmak üzere harekete geçti. Gün içerisinde Yunanistan'ın Midilli Adası'na Türkiye'den giden üçüncü botun içerisindeydi.

Önceki iki denemesinde olduğu gibi Jeancy bir kez daha Türkiye sularına dönmeye zorlandı.

"Geri itme" denen bu eylem, göçmenlerin kişisel koşullarını düşünmeksizin ve onlara sığınma talep etme şansı tanımaksızın gerçekleştiği için uluslararası insan hakları yasalarını ihlal ediyor.

Yunanistan iddia edildiği gibi bir yönteme başvurduğunu reddederek, evrensel yasalarla uyumlu şekilde Avrupa Birliği'nin sınırlarını koruduğunu ileri sürüyor.

Jeancy Kimbenga

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden gelen Jeancy, Avrupa sınırlarına girmeye çalıştığı üçüncü denemesinin bir kısmını belgelemeyi başardı. Amacı, Yunanistan topraklarına girmekten alıkonduğunu kanıtlamaktı.

Midilli'nin güneybatı ucundaki Kratigos'a 29 Kasım'da vardıklarında hava hala karanlıktı.

Kendisi gibi yeni gelenlerle birlikte bir ormanda toplanarak günün doğuşunu bekledi. Bu sırada, bölgedeki göçmen hareketliliğini izleyen Norveçli sivil toplum kuruluşu Aegean Boat Report'a fotoğraflar ve GPS konumunu gönderdi.

Live location

Saatler sonra, orada yaşayan akademisyen Kostas Theodorou, eşiyle birlikte bölgeye gitti ve adaya birkaç saat önce geldiklerini söyleyen iki kadına rastladı.

Hristiyan olduklarını söyleyen kadınlar, hamile olduklarını ve üç gündür hiçbir şey yemediklerini söyledi.

Midilli'deki Ege Üniversitesi'nde akademisyen olan Theodorou, "Kadınlar hastaneye ya da göçmen kampına gitmek istediklerini söylediler. Onları taksiye bindirmek için eşim para getirmeye gitti" diyor. Polisi aramayı teklif ettiğinde ise kadınların korktuğunu, Avrupa yolculuklarının sekteye uğrayacağını düşündüklerini anlatıyor.

Göçmen grubu daha sonra ormandan ayrılarak kuzeye doğru hareket etti ve geçtikleri yerlerden fotoğraflar göndermeye devam etti. Aegean Boat Report kendisine ulaşan fotoğrafları Facebook'ta paylaştı ve Yunan yetkililerle temasa geçti.

BBC, göçmenlerin gönderdiği görselleri ve Midilli'de geçtikleri noktaları inceleyerek göçmenlerin beyanatını teyit etti.

Jeancy Kimbenga ve diğerleri, Yunan Sahil Güvenliği yetkilileri tarafından karşılanarak bir otobüse bindirildi. Göçmenlere, koronavirüs salgını nedeniyle özel bir kampa götürülerek karantinaya alınacakları söylendi.

BBC'nin edindiği fotoğraflara göre en az iki sahil güvenlik plakası ve bir yetkili olay yerinde görülebiliyor.

Jeancy daha sonra yaşananların kendisini şoke ettiğini anlatıyor. Otobüs, adanın kuzeyine doğru birkaç saatlik yolculuktan sonra durdu. Yüzü maskeli adamlar onları bekliyordu. Göçmenler otobüsün içerisinde de video çekti.

Görüntülerde, Jeancy'nin sözleri duyuluyor: "Ninja gibi giyinmişler. Bizi tekrar bota bindirip Türkiye'ye göndermek istiyorlar."

Kongolu gencin iddiasına göre Yunan yetkililer herkesin telefonlarını topladı, onları ciddi şekilde dövdü ve sahil güvenlik botuna binmeye zorladı.

Jeancy, ardından cankurtaran sallarına bindirilerek Türkiye sularına gönderildiklerini anlatıyor. Nedenini bilmese de, o gün adaya ulaşan üç gruptan sadece ikisinin geri gönderildiğini ekliyor.

Short presentational grey line

Saatler sonra, 30 Kasım günü sabaha karşı 02:40'ta, Türk Sahil Güvenlik ekipleri 13 göçmeni salın üzerinden alıyor.

Kostas Theodorou ve eşiyle karşılaşan kırmızı kazaklı kadın da Türk Sahil Güvenlik botuna binerken görülüyor.

Üç saat sonra ikinci bir salda da 18 göçmen kurtarılıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın fotoğraflarında görülen göçmenlerden birisinin, önceki gün Midilli'deki ormandan gelen fotoğraflarda da yer alması dikkat çekiyor.

Sahil Güvenlik güçleri 30 Kasım'da göçmenleri Ege'de bulundukları saldan alırken görülüyor.

Sivil toplum örgütleri, bu yılın başından beri Yunan görevlilerin 300'e yakın "geri itme" eyleminde bulunduğunu belirtiyor. Türkiye de Yunanistan'ı benzer bir tutum sergilemekle suçluyor.

Yunanistan ise iddiaları reddederek, "Yunan Sahil Güvenlik Teşkilatı'na atılmış bir iftira" olduğunu savunuyor.

Yunanistan Göç Bakanı Notis Mitarachi BBC'ye yaptığı açıklamada, insan kaçakçılığını engellemenin Türkiye'nin sorumluluğu olduğunu söyledi.

Göçmenlerin çektiği fotoğraflarda Yunan sahil güvenliğine ait araçlar görülebiliyor.

Türkiye ile AB arasında 2016 yılında göçmenleri durdurmak üzerine bir anlaşma imzalanmış olsa da bu yılın başında Türkiye artık bu anlaşmaya bağlı kalmayacağını açıklamıştı.

Short presentational grey line

Yaşananlarla ilgili eleştirileri üzerine çeken sadece Yunanistan değil. Avrupa Birliği'nin sınır koruma kurumu Frontex de Yunanistan'a bölgede sınırların korunması konusunda destek veriyor.

Geçtiğimiz ay, Frontex'in "geri itme" odaklı toplantısında İsveçli temsilci Sakız adasında tanık oldukları bir uygulamayı ortaya koydu.

Frontex'in kendi içinde hazırlattığı bir raporda da hak ihlali içeren bazı ciddi vakaların yaşandığı belirtiliyor. Buna göre, 18-19 Nisan 2020 tarihlerinde Frontex'e ait bir uçak göçmenlerin geri gönderildiğini gözlemliyor ve Yunan yetkililer Frontex uçağının uzaklaşmasını talep ediyor.

Yunanistan hükümeti ise sahil güvenlik güçlerinin faaliyetlerinin başarılı olduğunu ileri sürerek, bu yıl göçmen akışında yüzde 80 düşüş yaşandığını söylüyor.

Tüm bu göç hikayesini belgeleyen 17 yaşındaki Jeancy Kimbenga ise şimdi İstanbul'da ve kışı geçirmek için kendisine bir yer bulmaya çalışıyor:

"Kendimi iyi hissedersem Avrupa'ya gitmeyi tekrar deneyeceğim."