Türkiye dün akşam uçurumdan döndü

Türkiye dün akşam uçurumdan döndü

ASLI AYDINTAŞBAŞ

(13 Mart 2012, Milliyet)

Bas bas bağırdık sokaklarda bir yıldır: ‘Nedim çıkacak, Ahmet çıkacak, yine yazacak!’ Mevsimler geldi geçti. İddianameler çıktı, davalar başladı, yürüyüşler durmadı ama umutlar azalmaya başlamıştı. İşte tam o sırada güzel haber geldi. Nedim ve Ahmet’in tahliyesi, karanlık ve uzun uzun bir kış sonunda gelen ilk gün ışığı gibiydi. Bu bir başlangıç Belki bir dönüm noktası. Umuyorum ki bu karar, ifade özgürlüğünde uçurumun ucuna gelen bir ülkenin, gerisin geriye dönmesidir. Dünkü tahliye, asla bir son değil; çünkü daha içeride daha çok gazeteci var. Olsa olsa bir başlangıç. Dün akşam saatlerinde Medya Mahalellesi’nin ablası, CNN Türk’den Ayşenur Arslan ve gazeteci Ayşe Önal’la atlayıp Silivri’ye, Oda Tv’de yargılanan dört gazetecinin sürpriz tahliyesine tanık olmaya gittik. Silivri’ye ilk gelişimdi. Issız, sevimsiz, dümdüz bir yer. Hava buz gibi; şehirdekinden en az bir kaç derece daha soğuk. Rüzgârda titreye titreye beklerken, Ayşenur’a ‘İyi mi ettik gelmekle’ dedim. ‘Çok iyi ettik’ dedi. Evet, evet iyi ettik. Çok iyi ettik çünkü bizim gibi titreye titreye bekleşen insanlar, içimizi ısıttı. Birbirimize sarıldık Gençler, genç muhabirler, dostlar, gazeteciler, uluslararası basın örgütü savunucuları. Milliyet’ten bizim çocuklar... Heyecandan zıp zıptı hepsi. Kapüşonların üzerinden sarıldık birbirimize. Zaten bir gün bile Nedim’le ilgili umutlarını kaybetmemişlerdi. Üşenmemiş saatlerce yol gelmişler. Sayıca çok değildik. Ama haklıydık, çok haklıydık. Çünkü görüşleri, arkadaşları, telefon konuşmaları ne olursa olsun, kimse yazdıklarından dolayı terörizmle suçlanmamalı. Ve ‘ring’ arabası sonunda Silivri ‘Yerleşkesi’ kapısına yaklaştı. Dışarıda bir yıldır hep duyduğumuz tempo başladı: ‘Ahmet, Nedim onurumuzdur!’ Kameralar, kameralar, kordonlar, flaşlar... Uçurumdan dönüldü Bir arabadan Nedim, bir arabadan Ahmet çıktı. Etrafları hınca hınç kameralarla sarıldı. Dün, Türkiye, uçurumun ucundan döndü. Dünkü tahliyeler sonunda, Türkiye’de hapisteki onlarca gazeteci sayısında dört eksik var. Ama hâlâ KCK, Oda Tv, Ergenekon ve diğer davalarda yargılanan; bomba yaptıkları, molotof attıkları için değil, sadece yazdıkları yüzünden terörist sayılan insanlar var. İçerdeler. Ve adalet bekliyorlar.