"Türkiye için Amanos Kalkanı harekâtı kaçınılmaz olabilir"

"Türkiye için Amanos Kalkanı harekâtı kaçınılmaz olabilir"

Milliyet yazarı Tolga Şardan, Türkiye'nin Fırat Kalkanı harekâtıyla YPG'nin bulunduğu Suriye'deki Kobane ve Afrin kantonlarında arasına girmesinin ardından bir diğer harekâtın da Afrin'e yönelik olabileceğini iddia etti. Şardan, "Gözlerin El Bab, Rakka ve İdlib’e çevrildiği süreçte, Afrin’in önümüzdeki günlerde nasıl bir fotoğraf vereceğine tanık olacağız hep birlikte. Afrin ve çevresinin Türkiye için yüksek tehdit sürecine girmesi halinde 'Amanos Kalkanı' kaçınılmaz olabilir" diye yazdı.

Tolga Şardan'ın Milliyet gazetesinin bugünkü (15 Mayıs 2017) nüshasında yayımlanan "Afrin ve Amanos Kalkanı" başlıklı yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pekin bağlantılı ABD gezisi, son dönemin en önemli dış politika teması olacak.

Erdoğan, bu önemli sürecin sinyallerinin Çin gezisi öncesindeki açıklamalarında vermişti.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, DEAŞ ve PKK’nın Suriye topraklarından Türkiye’ye yönelik tehditini etkisiz hale getirmek amacıyla yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı, ABD ve Rusya’nın tavrını dikkat çekici boyuta getirdi.

Harekat sonuçlarının Türkiye’nin istediği noktada olması ve El Bab’ı kapsayan bölgede kontrolü ele almasıyla birlikte nefes almayı beklerken karşımıza ABD’nin hamlesi çıktı.

ABD’nin PYD’nin silahlı gücü ve aynı zamanda PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak faaliyet gösteren YPG’ye ağır silah takviyesine başlaması, bölgedeki dengeleri değiştirecek.

Rusya da ABD’den geri kalmıyor. Ruslar, silahlı YPG güçlerinin kontrolündeki “Kuzey Batı Suriye”de bayrak astı.

Kuzey Batı Suriye olarak adlandırılan bölge Afrin.

Afrin’e yığınak

Suriye topraklarında halen PKK ve YPG’nin sınırlarımıza en yakın olduğu bölge.

Fırat Kalkanı Harekatı sırasında TSK DEAŞ ile uğraşırken, YPG boş durmadı, Afrin bölgesinde “sağlam” yığınak yaptı.

İstihbarat birimleri, PKK’nın uzantısı olan YPG’nin, Afrin ve çevresine ağır silahları getirdiğini tespit etti. Güçlü bir silahlı kadro da yine bölgede faaliyette.

Bu durumda, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri yakından takip ederken Afrin bölgesini atlamamak gerekiyor.

Afrin’in özelliği sadece YPG’nin kontrolünde olması değil. Afrin, Kandil’den başlayan ve Suriye’nin liman kenti Lazkiye’nin dağlık bölgesine oradan da Akdeniz’e kadar uzanan güzergahın en önemli halkalarından biri.

Kandil - Afrin güzergâhı, aynı zamanda İran ile Suriye Nusayrilerini de karadan birleştiriyor. Bu nedenle PKK, söz konusu süreci kullanıp Suriye, İran ve Irak’ın yanında Rusya’nın da desteğini alacak hamleleri planlıyor.

Önemli güzergâh

PKK, ayrıca Afrin bölgesini Amanoslar’a açılım olarak değerlendiriyor. Kandil’den yola çıkan PKK gruplarının, Suriye ve Afrin hattını kullanarak Amanoslar’a giriş yapmalarıyla birlikte Toroslar üzerinden Batı Anadolu’ya kadar geçiş yapması hayal değil.

İstihbarat birimlerinin bu faaliyetle ilgili bilgisi mevcut. PKK’nın, Afrin üzerinden Amanoslar’da hareketliliğini sürdürmesi halinde Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman ve hatta Malatya ile Çukurova’da etkinliğini kurması bekleniyor. Zaten, Amanoslar’da son dönemde sık sık operasyonlar bu nedenle yapılıyor.

Tabii, Çukurova’da faaliyetlerini yürütmeyi planlayan PKK, burayla sınırlı kalmayacak. Tıpkı Lice ve Mardin Ömeryan bölgesinde olduğu gibi hedefi batı bölgeleri ve kentleri olacak.

Afrin’de kendisine alan yaratan PKK’nın, ilerleyen süreçte, ağırlıklı biçimde Türkmenlerin yaşadığı Azez - Halep - Cerablus üçgeninde baskı uygulaması kaçınılmaz. Azez’in batısını kuşatan PKK ile uzantısı, güneyden Tel Rıfat’ı ele geçirip Azez’i etkisizleştimeyi amaçladı.

Afrin, PKK’nın yanı sıra Rusya ve ABD’nin de bölgedeki etkinliğini kurmak amacıyla şimdilik göz ucuyla baktığı bir bölge.

Gözlerin El Bab, Rakka ve İdlib’e çevrildiği süreçte, Afrin’in önümüzdeki günlerde nasıl bir fotoğraf vereceğine tanık olacağız hep birlikte.

Afrin ve çevresinin Türkiye için yüksek tehdit sürecine girmesi halinde “Amanos Kalkanı” kaçınılmaz olabilir.

Yıldırım’ın cezası

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, geçen hafta yine manşetlerdeydi.

Ünlü spor adamı, Kadınlar Basketbol Ligi’nin final mücadelesi sırasında rakip Yakın Doğu Üniversitesi’nin Başkanı Işık Eyigüngör’ü tokatladı.

Yıldırım’a, bu davranışı nedeniyle Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından 6 ay hak mahrumiyeti cezası verildi. Yıldırım, ceza süresince spor alanlarına giremeyecek. Ayrıca, bu olayla ilgili adli soruşturma yürüyor.

Bu olayın ardından, Yıldırım’ın geçen yıl Antalya’daki vukuatı akıllara geldi doğal olarak.

Hatırlanacağı üzere Yıldırım, ezeli rakip Galatasaray’la oynanan Türkiye Kupası final maçında Cumhuriyet Savcısı Mustafa Şeran ile tartışmıştı.

Tartışma sonrasında Yıldırım hakkında adli soruşturma başlatılmıştı.

İstanbul’daki tartışma yaşanınca, geçen yılki olayda Yıldırım’la ilgili yapılan soruşturmanın peşine düştüm.

Öğrendiğim şudur: Yıldırım’la ilgili 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası’na göre adli soruşturma yapıldı. Olay tutanağında Yıldırım’ın “sinkaflı küfür ettiği” belirtiliyor.

Adli soruşturma kısa süre önce tamamlandı ve Yıldırım’a para cezası verilmesine hükmedildi.

Ve mahkeme kararı, iki hafta kadar önce Yıldırım’ın adresinde tebliğ edildi.

Para cezasının verilmesi, Yıldırım’ın spor alanlarına girmesine yasak getirmedi.

Bu durumda “parasını öderim, küfrümü ederim” tarzı, spor sahalarına hakim olacak.