Brüksel’deki Avrupa Birliği-Türkiye 3. Mülteci Zirvesi’nde taraflar arasında anlaşmaya varıldı. Anlaşmayı AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AB Komisyonu Başkanı Juncker düzenledikleri ortak basın toplantısıyla duyurdu. Anlaşma kapsamında AB ile Türkiye, bütçe politikasını içeren 33. faslın açılması konusunda mutabık kaldı. Anlaşmaya göre, Türkiye, 20 Mart itibarıyla Yunan adalarına yasadışı yollarla giden Suriyeli mültecileri, 4 Nisan’dan itibaren almayı kabul etti ve daha önce anlaşmaya varılan üç milyar Euro’nun takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro daha Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye mülteci projeleri kapsamında gönderilecek. Davutoğlu'nun açıklamasına göre, 72 kriterden geriye kalan 35 maddenin de yasallaşması durumunda Haziran 2016'dan itibaren Türkiye vatandaşları için AB ülkerine vize serbestisi sağlanacak.
AB Türkiye Delegasyonu'nun internet sitesinde, 18 Mart Cuma günü varılan anlaşmaya ilişkin yer alan haber şöyle:
Bugün, (18 Mart 2016) AB Konseyi Üyeleri Türk muhatapları ile bir araya geldiler. Bu, Kasım 2015'dan bu yana, bir yandan Türkiye-AB ilişkilerinin derinleştirilmesine, diğer yandan göç krizine odaklanan üçüncü toplantı oldu.
AB Konseyi Üyeleri Pazar günü Ankara'da meydana gelen bombalı saldırı sonrasında Türkiye halkına en içten taziyelerini sundular. Bu menfur saldırıyı şiddetle kınayarak, terörün her türüne karşı yürütülen mücadelede desteklerinin süreceğini bir kez daha ifade ettiler.
Türkiye ve Avrupa Birliği, 29 Kasım 2015 tarihinde hayata geçirilen ortak eylem planının uygulanması noktasındaki kararlılıklarını bir kez daha teyit etti. Türkiye'nin iş piyasasını geçici koruma altındaki Suriyelilere açması, Suriyeliler ve diğer uyruklular için yeni vize koşullarının getirilmesi, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ile polisinin güvenlik çabalarını arttırması ve artan bilgi paylaşımı dâhil olmak üzere, bu aşamaya kadar pek çok ilerleme kaydedilmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği somut projeler yoluyla 3 milyar Avroluk Türkiye Mülteci Aracı kapsamında ödemelere başlamış ve geçen Aralık'ta 17. Faslın açılması dâhil olmak üzere, katılım müzakereleri ve vize serbestisi alanındaki çalışmalarda ilerleme kat etmiştir. Bunlara ilaveten Türkiye 7 Mart 2016'da, Türkiye'den Yunanistan'a geçen ve uluslararası korumaya muhtaç olmayan tüm göçmenlerin süratli bir şekilde geri gönderilmesini ve Türk karasularında yakalanan tüm düzensiz göçmenleri geri almayı kabul etmiştir. Türkiye ve AB ayrıca göçmen kaçakçılarına karşı alınan tedbirleri arttırmaya devam etme konusunda mutabık kalmış ve Ege Denizinde NATO faaliyetlerinin yürütülmesini memnuniyetle karşılamışlardır. Türkiye ve AB aynı zamanda daha fazla, süratli ve kararlı çabaya ihtiyaç duyulduğunu kabul etmiştir.
Kaçakçıların çalışma yöntemlerinin sekteye uğratılması ve göçmenlere hayatlarını riske atmayacakları bir alternatifin sunulması için AB ve Türkiye bugün, Türkiye'den AB'ye yönelik düzensiz göçe bir son verme kararı almışlardır. Bu amaçla, aşağıdaki ilave adımları atma noktasında mutabık kalmışlardır:
1) 20 Mart 2016'dan itibaren Türkiye'den Yunan adalarına geçen tüm yeni düzensiz göçmenler Türkiye'ye geri gönderilecektir. Bu adım AB hukuku ve uluslararası hukukla tam uyumlu bir şekilde gerçekleştirilecektir, dolayısıyla herhangi bir toplu sınır dışı eylemi olmayacaktır. Tüm göçmenler ilgili uluslararası standartlar uyarınca ve geri-göndermeme (non-refoulement) ilkesine saygı göstererek korunacaktır. Bu uygulama insan mağduriyetlere son verilmesi ve asayişi yeniden tesis etmek için gereken geçici ve olağan dışı bir adımdır. Yunan adalarına ulaşan göçmenler gereken şekilde kayıt altına alınacak ve yapılan iltica başvuruları Sığınma Usulleri Direktifi uyarınca Yunan makamları tarafından, BMMYK (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) ile işbirliği içerisinde, bireysel olarak işleme konulacaktır. Sığınma başvurusunda bulunmayan göçmenler ile belirtilen direktif uyarınca başvurusu kabul edilmez ya da kabul edilemez bulunan göçmenler, Türkiye'ye geri gönderilecektir. Türkiye ve Yunanistan, AB kurum ve kuruluşlarının desteği ile gereken tedbirleri alacak ve ihtiyaç duyulan ikili düzenlemeler üzerinde mutabık kalacaklardır. Buna irtibatı sağlamak ve bu şekilde söz konusu düzenlemelerin aksaksız bir şekilde işleyişini kolaylaştırmak için 20 Mart'tan itibaren Yunan adalarında Türk görevlilerinin ve Türkiye'de de Yunan görevlilerinin bulundurulması dâhildir. Düzensiz göçmenleri geri gönderme operasyonlarının maliyeti AB tarafından karşılanacaktır.
2) Yunan adalarından Türkiye'ye geri gönderilen her bir Suriyeli için Türkiye'deki bir diğer Suriyeli, Birleşmiş Milletler Kırılganlık Kriterleri [UN Vulnerability Criteria] dikkate alınarak, Avrupa Birliği içinde yeniden yerleştirilecektir. Bu ilkenin geri dönüşlerin başladığı günden itibaren uygulanmasını teminen Komisyonun, AB ajanslarının ve diğer üye devletlerin yanı sıra UNHCR'ın da yardımıyla bir mekanizma oluşturulacaktır. Daha önce düzensiz bir şekilde AB'ye girmemiş veya girme teşebbüsünde bulunmamış göçmenlere öncelik tanınacaktır. AB tarafında da bu mekanizma kapsamında, 20 Temmuz 2015 tarihinde üye devlet hükümet temsilcilerince Konseyde düzenlenen toplantıda varılan sonuçlarda yer alan taahhütler yerine getirilerek, ilk aşamada kalan 18.000 kişilik yeniden yerleştirme [kapasitesi kullanılarak], yeniden yerleştirmeler gerçekleştirilecektir. Ortaya çıkabilecek diğer yeniden yerleştirme ihtiyaçları, ilave en fazla 54.000 kişi olmak üzere, benzer bir gönüllü düzenleme yoluyla yapılacaktır. Avrupa Birliği Konseyi üyeleri, Komisyonun, 22 Eylül 2015 tarihli AB içerisinde yeniden yerleştirme kararında, bu düzenleme çerçevesinde üstlenilmiş olan üçüncü bir ülkeden AB ülkesine herhangi bir yerleştirme yapılması taahhüdünün, bahse konu Karar kapsamında tahsis edilmemiş yerlerden dengelenmesine imkan verecek şekilde bir değişiklik önerisinde bulunma niyetini memnuniyetle karşılamaktadır. Bu düzenlemelerin düzensiz göçü sona erdirme hedefini karşılamaması ve geri dönüş sayılarının yukarıda ifade edilen sayılara yaklaşması durumunda mekanizma gözden geçirilecektir. Geri dönüş sayılarının yukarıda ifade edilen sayıları aşması durumunda ise mekanizma sonlandırılacaktır.
3) Türkiye'den AB'ye doğru, yasadışı göç için kullanılacak yeni deniz veya kara güzergâhlarının açılmasını önlemek amacıyla Türkiye, gereken her türlü tedbiri alacak ve bu doğrultuda, hem komşu ülkelerle hem de AB ile işbirliği yapacaktır.
4) Türkiye ile AB arasındaki düzensiz geçişler sona ermeye başladığında veya en azından ciddi ölçüde ve sürdürülebilir şekilde azaltıldığında, Gönüllü İnsani Kabul Programı devreye sokulacaktır. AB üyesi devletler, bu programa gönüllülük temelinde katkı sunacaktır.
5) Tüm ölçütlerin karşılanmış olması koşuluyla, Türk vatandaşlarına uygulanan vize zorunluluğunun en geç Haziran 2016 sonunda kaldırılabilmesini teminen, vize serbestisi yol haritasının tüm katılımcı üye devletler açısından yerine getirilmesine hız verilecektir. Bu doğrultuda, ölçütlere uyumla ilgili değerlendirmeyi müteakip, Komisyonun Nisan ayı sonuna kadar, Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyinin nihai kararına zemin teşkil edecek uygun bir teklif sunmasını sağlamak üzere Türkiye, kalan yükümlülükleri yerine getirmek için gerekli adımları atacaktır.
6) AB, Türkiye ile yakın işbirliği halinde, Mülteci Aracı [Facility for Refugees in Turkey] kapsamında ilk aşamada tahsis edilmiş olan 3 milyar Avronun aktarılmasını daha da hızlandıracak ve Mart ayı sona ermeden önce, Türkiye tarafından hızlı bir şekilde sağlanacak bildirimler ile birlikte, geçici koruma altındaki kişilere yönelik daha çok sayıda projeye fon kaynağı aktarılmasını sağlayacaktır. Mültecilere yönelik olarak başta sağlık, eğitim, altyapı, gıda ve diğer yaşamsal giderler konusunda olmak üzere [bahsi geçen] Araç kapsamında hızlı bir şekilde mali destek verilmesi mümkün olan somut projelere dair bir ilk liste, bir hafta içinde ortaklaşa olarak hazırlanacaktır. Bu kaynaklar tam kapasiteyle kullanılacak hale geldiğinde ve yukarıda ifade edilen taahhütler yerine getirildiğinde AB, 2018 yılı sonuna kadar Araç için 3 milyar Avro tutarındaki ek fon kaynağını harekete geçirecektir.
7) AB ve Türkiye, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi doğrultusunda sürdürülen çalışmaları memnuniyetle karşılamıştır.
8) AB ve Türkiye, 29 Kasım 2015 tarihli ortak açıklamalarında da ifade ettikleri üzere, katılım sürecini canlandırmak konusunda taşıdıkları kararlılığı bir kez daha teyit etmiştir. 17. Faslın 14 Aralık 2015 tarihinde açılmasını memnuniyetle karşılayan AB ve Türkiye, bir sonraki adım olarak da Hollanda Dönem Başkanlığı sırasında 33. Faslın açılmasına karar vermişlerdir. Komisyonun bu doğrultuda Nisan ayında bir teklifte bulunacak olmasını memnuniyetle karşılamışlardır. Diğer fasılların açılmasına dönük hazırlık çalışmaları, mevcut kurallar uyarınca Üye Devletlerin tutumlarına halel getirmeksizin, hızlandırılmış bir yaklaşımla devam edecektir.
9) AB ve Birlik üyesi devletler, özellikle Türkiye sınırına yakın belli alanlarda, yerel nüfusun ve mültecilerin daha güvenli olabilecek alanlarda yaşamasını sağlayacak [şekilde] Suriye içindeki insani koşulların iyileştirilmesi doğrultusunda sarf edilecek tüm ortak çabalarda Türkiye ile birlikte çalışacaktır.
Tüm bu hususlar, birbirine paralel şekilde ilerletilecek ve her ay birlikte kontrol edilecektir.
AB ve Türkiye, 29 Kasım 2015 tarihli ortak açıklama uyarınca, gerektiği hallerde yeniden bir araya gelmeye karar vermiştir.