Ankara ile Avrupa arasında Avrupa Konseyi cephesinde siyasi krizin eşiğinden dönüldü. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından hazırlanan “Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi” başlıklı rapor ve karar tasarısına, Türkiye’nin siyasi denetime alınması için verilen bir önerge son anda reddedildi. Önergenin kabulü halinde Ankara’nın AKPM’deki heyetini çekmesi ve böylelikle Türkiye’nin, üyesi olduğu Avrupa Konseyi ile derin bir krize girmesi gündemdeydi.
AKPM'nin Türkiye raportörleri, Norveçli parlamenter Ingebjorg Godskesen ve Sırp parlamenter Nataşa Vuçkoviç tarafından hazırlanan rapor ve beraberindeki karar metninde, son zamanlardaki siyasi gelişmelerden ötürü Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan siyasi ve hukuki yükümlülüklerini yerine getiremez bir ülke haline geldiği ve demokratik kurumların işleyişini tehdit ettiği mesajı veriliyor.
Deutsche Welle'den Kayhan Karaca'nın haberine göre; AKPM’nin Strasbourg’daki genel kurulunda tartışılan karar tasarısı 24’e karşı 96 oyla kabul edildi, oylamada 10 parlamenter de çekimser kaldı. Oylama sırasında AKPM’nin AKP’li üyeleri tarafından sunulan değişiklik önergelerinin hiçbiri kabul görmedi.
Karar metninde büyük ölçüde Güneydoğu’da terörle mücadele, milletvekili dokunulmazlığı, basın özgürlüğü ve hukuk devleti konuları ön plana çıkarıldı. Türkiye’de son zamanlarda ifade ve medya özgürlükleriyle ilgili gelişmeler, hukuk devletinin erozyona uğraması, insan hakkı ihlalleri ve Güneydoğu’daki terörle mücadele operasyonlarının “demokratik kurumların işleyişi” konusunda ciddi şüpheler uyandırdığı not edildi. Kararda, “Dört bakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu hakkındaki 17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk iddiaları ulusal politik süreçlerle ilgili değişikliklerin başlangıç noktası oldu” ifadesine yer verildi.
Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerine yönelik yargı sürecinin, “Avrupa Konseyi normları ve ifade özgürlüğüne saygı çerçevesinde sürdürülmesi” istendi. Türkiye’nin son yıllarda IŞİD, PKK ve TAK gibi terör örgütlerinin saldırılarına maruz kaldığı ve terörle mücadele etmesi gerektiği belirtilmekle birlikte, bu mücadelenin “uluslararası hukuk ve orantılılık ve gereklilik ilkesine uygun şekilde yürütülmesi” görüşü kaydedildi. Ankara’dan terörle mücadeleyle ilgili yasal mevzuatını AİHM içtihadı ışığında Avrupa normlarına uyarlaması talep edildi. PKK’ya “terör eylemlerine son verme ve silah bırakma” çağrısı yapılan kararda, şiddetin tırmanmasını önlemek amacıyla “tüm taraflardan” siyasi yolla çözüm aramaları istendi.
Karar metninde, Türkiye’de medya ve gazeteciler üzerindeki baskı da kınandı. “Gazeteciler ve basın organlarına yönelik saldırılar, mülkiyet hakkına aykırı biçimde medyalara el konulması, gazeteciler üzerindeki baskılar ve sadece işini yapan gazetecilerin cezalandırılması otosansüre yol açmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun Cumhurbaşkanına Hakaretle ilgili 299 ve Türk Millet ve Devletini Aşağılama’yla ilgili 301’inci maddelerinin kaldırılması talep edildi.
“Yargının yürütmenin kontrolüne girdiği” mesajı da verilen kararda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymayacağına ilişkin ifadeleri örnek gösterildi. Karar metni oylanırken bir grup Fransız ve Ermeni parlamenter tarafından, Türkiye’nin AKPM’de siyasi denetime alınması için verilen önerge son anda reddedildi. Türkiye AKPM’nin denetim sürecinden Haziran 2004’te çıkarılıp, “post-monitoing” adı verilen denetim sonrası sürece dahil edilmişti. Bu karar Ankara’nın AB ile katılım müzakerelerine başlamasında önemli rol oynamıştı. AKPM’nin denetim mekanizmasıyla, bu süreçteki ülkelerin Avrupa standartlarında demokrasi, insan hakları ve hukuk devletiyle ne derece uyumlu oldukları ölçülüyor.
Kararı DW Türkçe’ye değerlendiren AKPM üyesi, AKP milletvekili Markar Eseyan, raportörlerin “belli bir medyanın ve HDP’nin etkisinde kalarak rapor hazırladıklarını” savundu. Eseyan, “Bu rapor üzerinden Avrupa Konseyi’nde Türkiye’ye karşı bir kumpas hazırlandı. Birleşik Sol Grup, Ermenistanlılar, HDP ve PKK bu raporu Türkiye’yi denetime sokmak, karantinaya almak için kullanmaya çalıştılar. Amaçları Türkiye’yi cezalandırmnaktı” şeklinde konuştu. Eseyan, “Türkiye denetime alınmış olsaydı muhtemelen Avrupa Konseyi’nden çekilecektik. Tüm Avrupa kurumlarıyla krize yuvarlanacaktık. Buna dair bir tuzaktı bu. Fakat sağduyu galip geldi” ifadelerini kullandı.
AKPM'nin HDP'li üyelerinden Ertuğrul Kürkçü, kararı “Avrupa’nın Türkiye’de olup bitenler karşısındaki suskunluğuna son vermesi” olarak gördüğünü söyledi. Kararla birlikte Türkiye’ye “çok ciddi uyarı gönderildiğini ve Türk hükümetinin bu uyarıyı doğru yorumlamasını ümit ettiğini” ifade eden Kürkçü, Avrupa’nın “Türkiye’yi istiyoruz ama faşist bir Türkiye istemiyoruz” mesajı verdiği görüşünü savundu. AKPM gelecek yıl hazırlayacağı kapsamlı bir raporla Türkiye’nin denetim sonrası süreçten çıkarılması, bu süreçte tutulmaya devam edilmesi veya denetim sürecine geri alınmasını kararlaştıracak. AKPM raportörlerinin bu amaçla bu yıl Kasım ayında Türkiye’yi ziyaret etmeleri öngörülüyor.