Türkiye ile Rusya arasında PYD düğümü

Türkiye ile Rusya arasında PYD düğümü

Rusya, Suriye'nin siyasi geleceğinin şekillendirilmesi için tüm etnik grupları müzakere masasına oturtmaya hazırlanıyor. Bu hedef doğrultusunda başlangıçta "Suriye Halk Kongresi" olarak adlandırılan girişimin "Suriye Ulusal Diyalog Kongresi" adı altında 18 Kasım'da düzenleneceği resmiyet kazandı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın Salı günü yaptığı açıklamada, Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Soçi kentinde toplanacak olan kongreye davet edilen grupların isimlerine de yer verildi. Açıklamaya göre Suriyeli Kürtlerden oluşan üç grup; Demokratik Birlik Partisi (PYD), Suriye Kürdistan Demokrat Partisi ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi kongreye davet edildi.

Diğer davetliler arasında Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Arap Baas Partisi, Suriye Halk Kurtuluş ve Değişim Cephesi, Suudi Arabistan destekli muhaliflerin oluşturduğu Yüksek Müzakere Komitesi ve Özgür Suriye Ordusu Güney Cephesi'nin bulunduğu açıklandı.

Rusya'nın Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü PYD'yi kongreye davet ettiği dün PYD kaynakları tarafından kamuoyuna duyurulmuş, ardından Rus Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasıyla resmiyet kazanmıştı.

Türkiye: Kabul edilemez

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın konuyla ilgili bir soru üzerine yaptığı açıklamada, bu konuda girişimlerde bulunulduğunu ve Rusya'ya tepkinin iletildiğini belirterek, "Bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir. PYD'li ve YPG'li olmayan Kürtlerin Kürt toplumunu temsilen oraya davet edilmesinde hiçbir sorun görmüyoruz. Ama PYD ve YPG, PKK terör örgütünün bir uzantısıdır ve onun ne Astana ne Cenevre ne de bir başka toplantıya davet edilmesi asla kabul edilemez" dedi.

Rusya'yı Astana'da temsil eden heyetin başkanı Aleksander Lavrentyev ise katılımcıların kongrede ülkenin yeni anayasasıyla ilgili konuları tartışmasını umduklarını belirterek, "Bu forumda herkesin müzakere masasına oturup gelecekte neler yapılabileceğini, anayasal reformun nasıl başlatılabileceği, zaman kaybetmeden yeni bir anayasa hazırlanması, BM gözleminde meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlenmesi için ne yapılması gerektiği gibi konuları tartışmasını umuyoruz. Bu çok yararlı olacaktır" dedi.

Lavrentyev, ateşkesin garantörü üç ülke; Rusya, Türkiye ve İran'ın Astana toplantısı sonrası yayınlanan ortak bildiride bu girişime destek ifade ettiklerini belirterek, "Çeşitli silahlı muhalif grupların temsilcilerinin Rusya'ya gelerek görüşlerini dile getirme ve siyasi çözüm yolundaki çabalara katılma fırsatını kaçırmamalarını umuyorum" dedi.

Ankara ve Şam'a İdlib eleştirisi

Astana'daki görüşmelerde İdlib'deki durumu da ele aldıklarını belirten Rus heyet başkanı, "Türk ve İran silahlı kuvvetleri ve Rus askeri polisinin henüz gerekli gözlem noktalarının hepsini oluşturamamaları nedeniyle durumun son derece karmaşık olduğunu" belirterek, İdlib bölgesindeki sıkıntıların, aralarında Cebhet el Nusra'nın da bulunduğu radikal grupların varlığından kaynaklandığını söyledi. Rus yetkili, "Ankara ve Şam arasındaki mevcut tansiyonu ve duygusal yaklaşımları anlıyoruz. Ancak şu an 3 milyonu aşkın sivilin bulunduğu bölgede durumu istikrara kavuşturmak için daha fazlasını yapmamız gerekiyor" diye konuştu.

Şam: Rusya'ya güveniyoruz

Astana'daki görüşmelere katılan Suriye hükümet heyetinin başkanı Beşar Caferi de Soçi'de düzenlenecek kongreden memnuniyet duyduklarını ve Suriye hükümeti olarak kongreye katılacaklarını açıkladı.

Caferi, "Suriye halkına karşı yürütülen adil olmayan savaşı ve dökülen kanı durdurmaya yardım edecek her tür girişime açık olduklarını" ve "bu tür bir kongrenin zamanının geldiğini" söyledi. Caferi ayrıca "Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü her zaman desteklemiş dost bir devlet olarak Rusya'ya güvendiklerini" kaydetti.

DW/BK,ÖA

© Deutsche Welle Türkçe