Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya ile başlayan 'normallaşme' süreci kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e “Alışverişleri Ruble ve Türk lirası ile yaparsak daha yararlı olur” teklifinde bulundujklarını açıkladı. Milliyet Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan'ın aktardığına göre, Rus lider Putin ile görüşmesinin ayrıntılarını Moskova dönüşü uçakta anlatan Erdoğan, "Sayın Putin’le dedik ki dolar daha da düşer. Döviz, kur baskısından kurtulmuş oluruz. Hem Rusya, hem biz kazanacağız. Hakikaten geciktirdik, halletmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Serpil Çevikcan'ın Milliyet gazetesinini bugünkü (11 Ağustos 2016) nüshasında yayımlanan "‘Vatandaşlarım Emniyet’e savcılıklara gitsin’" başlıklı yazısı şöyle:
Yenikapı’da düzenlenen mitingi “Hakikaten şehitlerimizin ruhu orada bir araya gelmemizi sağladı. Bambaşka bir ruh o. Bu ruh muhafaza edilsin” sözleriyle değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların FETÖ yapılanmasıyla ilgili bilgilerini Emniyet ve savcılıklarla paylaşmasını istedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’ya yaptığı tarihi geziden dönerken Cumhurbaşkanlığı uçağında sorularımızı yanıtladı. Erdoğan, vatandaşlara, FETÖ konusunda “savcılığa ve emniyete gidip, bildiklerinizi paylaşın” çağrısı yaparken, FETÖ imamı olduğu belirtilen ve firari durumda bulunan akademisyen Adil Öksüz’ü kaçıran kişinin bir dönem aynı apartmanda oturduğu komşusu olduğunu söyledi ve “Görünürde bize saygıda kusur etmezdi, bunların hepsi karaktersiz” dedi.
Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle:
DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ: İlişkilerimizi 24 Kasım’dan önceki süreçten çok daha öte bir noktaya taşıma arzusundayız. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizmasını yeniden başlatıyoruz. Bu yılın YÜDİK toplantısını Aralık ayında St. Petersburg’da yapmayı kararlaştırdık. Akkuyu Santrali’ni stratejik yatırımlar arasına alma konusunda mutabık kaldık. Türk Akımı projesinde bizim topraklara geldikten sonra o kısmın da 50-50 şeklinde yapılması noktasında bir mutabakat oluştu. Ortak Yatırım Fonu, Meclisimizden geçtiğinde üçüncü ülkeler de dahil ortak yatırımlara beraberce girebilme imkanını yakalayacağız. Charter uçuşlarıyla ilgili müzakere talimatı vermişler. “Biraz hızlandırırsanız memnun oluruz” dedik. “Tarım ürünleri noktasında da kademeli olarak bunu da yoğun bir şekilde artıracağız” dediler. Karayolu taşımacılığında araç sayısının 40 bini aşmasını istiyoruz. Rusya’daki Türk işçilerine çalışma izni verilmesi noktasındaki sıkıntıyı ilettik, vizelerin tekrar kaldırılması konusunu da gündeme getirdik. “Onu da çalışalım” denildi.
SURİYE İÇİN ÜÇLÜ YAPI: Suriye’de siyasi geçiş süreci falan gibi bir yaklaşım var. Münbiç de ayrı bir sorun. Sayın Putin’e, “biz size bir üçlü heyet gönderelim, heyetin içinde istihbarat, asker, diplomat olsun. Bu üçlü heyete siz de bunların karşıtını koymak suretiyle, bunlar hemen yoğun bir çalışma yapsınlar” dedik. Yarın (bugün) yapacaklar. Ona göre de inşallah Suriye ile ilgili sürecin altyapı hazırlıklarını bu arkadaşlarımız belli bir noktaya getirmiş olacaklar. Halep’in insani yardım noktasında sıkıntıları var. Ona yönelik açılan koridorlar insani yardıma mı yöneliktir, yoksa farklı bazı hedeflere mi yöneliktir, çalışmalarla ortaya konulacak.
MOSKOVA’DAN SONRA İKİNCİ HAMLE OLACAK: (Türkiye-Rusya yakınlaşması iki ülkenin Suriye’deki pozisyonunda bir değişikliğe yol açar mı?” sorusu üzerine): Sayın Putin’le uzun uzadıya görüştük. Heyetimizin Moskova ziyaretinden sonra ikinci bir hamle olacak. Bu hamlenin boyutu orada çerçevesi çizilecek olan duruma bakarak oluşturulacak. Suriye meselesinde mağduruz. Bu bize tehdit de oluşturuyor. Açık konuşmak lazım; Kuzey Suriye’de belli bir yapılanmanın endişesini taşıyoruz. Atılacak adımlar önemli. ABD’deki seçime varıncaya kadar bu işte alakası var. Dolayısıyla heyetlerimizin yapacakları çalışma önemli bir altyapı oluşturacak.
HESABIMIZ 100 MİLYAR DOLARI AŞMAK: Temennimiz 24 Kasım öncesine dönmek değil, ilişkilerimizi çok daha ileri noktaya taşımak. Bu ziyaretin, bir milat olduğuna inanıyorum. Hedefimizi, 24 Kasım öncesindeki 100 milyar doları da aşma üzerine yapacağız. İlişkileri süratle toparlayacağız.
RADAR GÖRÜNTÜLERİNİ GÖNDERECEĞİZ: (Rus uçağını düşüren pilotların FETÖ’yle bağlantılı oldukları iddialarını görüştünüz mü sorusu üzerine): İkili görüşmede de ele aldık. Tabii bir bilgi kirliliği de yok değil. İçeri alınanlar arasında malum o pilotlardan da var. Onlarla ilgili olarak bizim bir değerlendirmeye girmemiz doğru olmaz. Yargı karar verecek veya ne gibi ipuçları yakalayacak bilemem. Bir de düşen uçağın pilotunun Suriye tarafından öldürülmesi hadisesi var. Pilotu öldürdüğü iddia edilen Türk vatandaşı da bir başka davadan mahkum durumda. Rus pilotu öldürdüğü iddiasıyla açılan soruşturma da devam ediyor. Bunları da açık biçimde konuştuk. (Hava sahamızı ihlal etmeleri konusunda yanıt alanabildiniz mi sorusu üzerine) Onlar kabul etmiyorlar. “Birinci uçak hava sahası ihlali yaptı ama ikincisi ihlal yapmadı, uçak Suriye hava sahasında vuruldu” iddiasındalar. Bizdeki tüm radar görüntülerini göndereceğiz.
DARBE KONUSUNDA DUYGUSALDI: (Putin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak size neler sordu? sorusu üzerine): Darbe ile ilgili konuda beni hemen ertesi gün aramıştı. Orada duygusaldı da diyebilirim. Anında buna karşı tepkilerini koyduklarını ifade etti. “Tasvip etmemiz kesinlikle mümkün değildi. Nedir nasıl oldu, bunları sormadan, hemen sizi aramak durumundaydık. Çünkü öyle veya böyle, aramızdaki dostluğumuz bunu gerektirirdi. Biz de bunun gereğini bunu yaptık” dedi.
DOLAR YERİNE RUBLE İLE ALIŞVERİŞ: Bu ziyaretin elbette olumlu yansımaları olacak. Sadece seyahatten dolayı dolar hemen 3’ün altına düştü. Sayın Putin’le dedik ki “alışverişleri Ruble ve Türk lirası ile yaparsak daha yararlı olur.” Dolar daha da düşer. Döviz, kur baskısından kurtulmuş oluruz. Hem Rusya, hem biz kazanacağız. Hakikaten geciktirdik, halletmemiz lazım. Üzerinde çalışacağız. İlgili bakanlarımızın muhataplarıyla bunları konuşmaları gerekiyor. İnşallah yakında bir KİK toplantısı da olacak. Aralıktaki YÜDİK’te de gündeme getirilebilir.
MİT KENDİNİ DIŞ İSTİHBARATA VERECEK: (Yeni istihbarat yapılandırmasıyla ilgili olarak): MİT bir çalışma yaptı. Jandarma ve emniyet istihbarat İçişleri Bakanlığı’na bağlandığı için de yeni bir düzenlemeye gidiliyor. MİT kendini ağırlıklı olarak daha çok yine dış istihbarata verecek. Ama, “dış istihbaratın iç istihbaratla hiç bir bağlantısı yoktur” denilemez. İçeriden başlayıp dışarıda kovalarsın, dışarından alıp içeride takip edersin. İstihbarat zafiyetinden söz ederken, sıfır hatayla çalışan bir istihbarat örgütü zaten yoktur. Bu meselede bardağın dolu tarafını da görmemiz lazım. Bugüne kadar yapılmış başarılı birçok operasyon var. Bunları da görmek durumundayız. Onun için buradaki hatadan ders alarak, nerede hatalar yaptık, ne gibi eksiklerimiz var, üzerinde duruyorlar.
YARGI, FETÖ’YE BULAŞMIŞ SİYASİLERDE DE GEREĞİNİ YAPAR: (Dokunulmazlıklar kaldırıldı, siyasiler konusunda herhangi bir operasyon gündemde olacak mı sorusu üzerine): Benim dokunulmazlıklar konusundaki yaklaşımım bazı dostlarla, siyasilerle çelişiyor. Dokunulmazlığı kaldırdıysak, gereği neyse yapmak gerekiyor bir defa. Adımlarımızı gecikmeden atmalıyız. 15 Temmuz, adımları geciktirmiş olabilir. Yargı neredeyse 24 saat çalışır hale geldi. Temennim; dokunulmazlıklar ilgili gereken neyse yapılır. FETÖ’ye bulaşmış olan siyasilerle ilgili meseleye gelince, yargı elbette o konuda da gereğini yapar.
YENİKAPI RUHU MUHAFAZA EDİLSİN: (Yenikapı ruhunun devamı için Cumhurbaşkanı’nın tavrının belirleyici olacağı yorumlarına katılıyor musunuz sorusu üzerine) Halkın kahir ekseriyeti öyle görüyor ama siyasi kadrolar Cumhurbaşkanının rolünü pek de öyle görmüyor maalesef. Yenikapı olayı farklı bir olay, farklı bir konsept olarak gelişti. Hakikaten şehitlerimizin ruhu orada bizlerin bir araya gelmesini sağladı. Bambaşka bir ruh o. Gazilerimiz oraya geldi, görüştük. Temennim o dur ki bu ruh muhafaza edilsin.
KAÇANLARIN KANDİL’E GİTTİĞİ SÖYLENİYOR: (HDP’nin olmamasının eleştirelere yol açtığının anımsatılması üzerine) Benim için darbeci neyse terörist de odur. Ve şu andaki teröristler darbecilerle omuz omuza çalışıyorlar. Nitekim kaçanların bazılarının Kandil’e gittikleri söyleniyor. FETÖ ile bağlantılı biri de Kuzey Irak’ta yakalandı. Bahsettiğiniz partinin neyin uzantısı olduğu da malum. Kürt kardeşlerimi sokağa dökeceksin, 53’ü öldürülecek. Biz bu kadar geniş mideli olamayız. Bunun hesabını biz onların ailelerine veremeyiz. Yasin Börü’nün annesi, “Yasinim’in katili affedilecek mi?” dedi. Ne yaparım onun karşısında? Düşünün, Yasin’in aşağı atılıp, üzerinden araçla geçildi. Bunların darbecilerden farkları yok.
İNŞALLAH ‘85 KOLİYİ OKUMAK KOLAY OLMADI’ DEMEZLER: (Yenikapı’daki görüntüden sonra Amerikan siyasetinde bir farklılık bekliyor musunuz sorusu üzerine): Bunu zaman gösterecek. Bırakın dünyayı, meydana gelen insanların ciddi bir kısmı FETÖ denilen kişinin ne olduğunu belki de o miting günü anladılar. Orada FETÖ’nun düzenlediği organizasyonlarda yer almış kişiler de vardı. “Bize bu adamın gerçek yüzünü gösterdiniz” diye teşekkür ediyorlar şimdi. Bakıyorsun iyi bir dostumuz, ahbabımızdı ama bu olayda yakalanınca iş ortaya çıkıyor. Nasıl aldatmışlar, parasını nasıl almışlar tüm bunları anlatsınlar istiyoruz. O gün Bebek’ten 500 sanatçı teknelerle geldiler. Aynı duygular içerisindeydiler. Sanatçılarımızı bile aldattılar, garip oyunlar oynadılar. Yenikapı kurtuluş mücadelemiz için yepyeni bir kapı oldu. Temenni edelim ki Amerika, Yenikapı’daki 5 milyonun, Türkiye genelinde 10 milyonun haykırışını duyar. ABD’nin bu haykırışı duymasını ve bu zatı bir an önce teslim etmesini bekliyoruz. Kendilerine iadeyle ilgili dosyalar da gönderildi. ‘85 koliyi okumak kolay olmadı’ gibi bir bahane ileri sürmezler inşallah.
AB MÜKTESEBATI NEYSE GEREĞİNİ YAPARIZ: (Yürütülen mücadelenin AB’de anlaşılamıyor olması Türkiye-AB ilişkilerinde kırılmaya neden olabilir mi sorusu üzerine): Biz üzerimize düşeni yaparız, AB’nin müktesebatı neyse bunu da yaparız. Tabii ki sabrediyoruz ama sabır da bir yere kadar. Türkiye, hukuk çerçevesinde olayın üstüne gidiyor. İtalyan, Alman parlamentosu bombalansa acaba ne yaparlardı?
VATANDAŞLARIM EMNİYETE, SAVCILIĞA GİTSİN: (Süreç sadece yargıya mı emanet edilecek, komisyonlar araştırma yapacak mı sorusu üzerine): Komisyonlardan pek bir şey çıkacağına inanmıyorum. Bu işin en ideali, ülkemde nerede olursa olsun, tüm vatandaşlarımın, FETÖ denilen bu yapılanma ilgili bilgileri ilgili makamlarla paylaşmaktan çekinmemesidir. Emniyet’e, savcılara bildirmeleri lazım.
Hulusi Paşa düz liseden değil mi?
Gerek İlker Paşa’nın (Başbuğ) gerek Edip Paşa’nın (Başer) askeri liselerin kapatılmasını doğru bulmadıklarına dair yaptıkları açıklamayı ben doğru bulmuyorum. Kusura bakmasınlar bu darbeyi yapanlar askeri liselerden gelenler değil mi? Silme oradan geldiler, silme. Harp okullarına girdiler. Harp okullarına düz liselerden gelenler girmedi. Sana bunu sorarlar. Harp okullarına girmeyi başarabilenler GATA’dan bir çürük raporu ile gönderildiler. Bu tezgahların hepsi kuruldu. Biraz gerçekçi olalım. Tamam ben kendileriyle çalıştım, biliyorum ama yani niçin biz askeri liseleri bu kadar abartıyoruz ki şu anda?
Hulusi Paşa (Hulusi Akar) düz lise mezunu. Necdet Özel Paşa düz liseden geldi. Demek ki oluyormuş. Bırakalım da açalım önlerini şöyle. Seçme imkanı da olsun. Tek tipçilikten bir çıkalım. Kurmay subaylığı veya sınıf subaylığı niye var o da ortaya çıktı. Kurmaylık sadece onlara ait. Silme gidiyor. Sınıf subaylığına zaten önem vermiyorlar. “Oradan generalliğe giden bir-iki kişi olur. Hepsi nasıl olsa kurmaylıktan gidiyor, öbür taraf hamallık, uğraşmaya gerek yok” diyor.
Hükümetimizin bu KHK ile sınıf subayı-kurmay subay ayrımını kaldırması var ya bundan sonra hiç olmayacak da tabii belli bir süre sonra tamamen kalkacak ortadan. Gelecek olan performansına göre gelecek. İmtihan kazanan devam edecek, kazanamayan yerinde devam edecek. Fakat önemli olan şu:
Bu kıdemli olanlar veya sınıf subaylığı var ya o kadar bu teşvik etti ki. “Benim general olma şansım yoktu, şimdi bana hükümet bununla beraber general olma yolunu açtı” diyor.
PYD OFİSİNİ İLK DEFA BİZDEN DUYDU: (PYD noktasında Rusya ile Türkiye’nin bakış açısında büyük farklılıklar var mı sorusu üzerine): PYD konusunda YPG konusunda örtüşüyor. Biz Moskova’da ofis açmaları meselesini de gündeme getirdik. Onun PYD ile alakası olmadığından, bir sivil toplum kuruluşu olduğundan söz ettiler. Sayın Putin bu sayede en azından konudan haberdar oldu. Bunu ilk defa bizden duyduğunu söyledi. Elimizdeki resimleri kendilerine gösterdik. Yakından takip edeceklerini söylediler.
Adil denilen şahsı kaçıran komşum
Mesela 15 Temmuz gecesi olan hadise. İsmi Adil olan şahsı kastediyorum. İsmi Adil de kendisi adil değil. (Paralel yapının hava kuvvetleri imamı olduğu söylenen, firar eden Adil Öksüz’ü kastederek...) Bakın onu kaçıran gazeteci bizim apartmanda oturuyormuş. Komşumuz yani. Görünürde bize saygıda hiç kusur etmezdi. Bunu da herkese söylerdi. Şimdi Adil denilen o şahsı kaçıran adam olduğu ortaya çıktı. Bunların hepsi karaktersiz. Köşesinde sallayıp duran vardı ya şimdi kaçmış olan, O da öyleydi. Gelirdi karşımıza, “yok şöyle yok böyle.” Kim olduğunu anlıyorsunuz. Köşesinde yazmaya gelince de verip veriştiriyordu. Niye kaçtın gittin? Bu kadar yüreğin vardı o zaman kalsaydın. Onun için ben burada milletimin tutumunu çok önemsiyorum. Şu anda tüm Allah kendilerinden razı olsun, tüm savcılarımız, hakimlerimiz, bence hata payını minimize ettiler. Burada iyi çalışmak önemli.
MAĞDUR OLANLAR GERİ DÖNECEK: (17-25 Aralık sürecinden önce bu yapının mağduru olanların geri dönüşü ile ilgili düzenleme var mı sorusu üzerine) Hukuk içerisinde kalmak suretiyle, atılacak adımlarla birçok kirli paslı işler açığa çıkacaktır. Kurumlarımız kendi içindeki pislikleri şu anda gayet başarılı bir şekilde ortaya çıkartıyorlar. Kanun Hükmünde Kararname’ye ek yapmak suretiyle bir daha geri dönme şansları yok. Hükümetin de bir taraftan da Meclis’e bunları getirmek suretiyle de ayrıca yasayla bunu geçirme gibi bir çalışması var. Hükümetimizin, geriye kabul gibi bir çalışmasının olacağını arkadaşlardan duyduk. Üzerinde çalışılıyor. Özellikle Silahlı Kuvvetler’le ilgili bir çalışma var.
ETÜT MERKEZLERİ KAPATILMALI: (“Paralel yapının 170 ülkedeki faaliyetleri konusunda adım atılacak mı sorusu üzerine): Bunlar eğitimi finans kaynağı olarak görüyorlar. ABD’de charter school’lardan yıllık gelirleri asgari 250 ila 300 milyon dolar. Türkiye’de bunların çıldırdığı nokta dershanelerin kapatılması oldu. Çünkü 1 milyarla 2 milyar arasında parayı buradan kazanıyorlar. Ben bunu başbakanlığımın ikinci üçüncü senesinde arkadaşlarıma söyledim. Ama dinletemedik. Nabi Avcı hocanın döneminde bıçağı vurduk. Bizim okullarda telafi kurslarını cumartesi pazarları başlatmamız iyice bunların altından çıkamayacağı bir şey haline geldi. Yalnız şöyle bir şey daha var; Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz Bey’e de söyledim. Bunlar kurs, etüt merkezi yapıyorlar. Etüt merkezlerini de süratle kapatmamız lazım dedim. Çünkü bu yarın aynen dershanenin gördüğü işi görecek. Yurt dışındaki mücadele konusunda Maarif Vakfı bitti şu anda. Yunus Emre’yi de aynen Maarif Vakfı gibi kullanmamız lazım.
Keçiören’deki gazeteci komşu
Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmeden önce 12 yıl süreyle Keçiören Subayevleri’ndeki apartmanın en üst katında ikamet etti. Aynı apartmanda oturan gazeteci Erdal Şen, uzun yıllar Erdoğan ailesiyle komşuluk yaptı. Şen’in, FETÖ’nün hava kuvvetleri imamı olduğu belirtilen, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Akıncı Üssü çevresinde yakalanan ve mahkemede “arazi bakmaya gelmiştim” savunması yaptıktan sonra bırakılan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Adil Öksüz’le bağlantısı saptandı. Mahkeme tarafından serbest bırakıldıktan sonra FETÖ’nün imamı olduğu iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkartılan ancak kayıplara karışan Öksüz’ün bir süre Şen tarafından saklandığı öne sürüldü. Şen, Öksüz’ü sakladığı iddiasıyla önceki gün tutuklandı. Öksüz ise hala kayıp.