Türkiye ve IMF'nin yeni bir anlaşma için masaya oturmasının üzerinden tam 8 ay geçti. IMF ile yola devam edilip edilmeyeceği ise hâlâ tartışılıyor...Hükümet niyeti bozdu mu?Türkiye ve IMF'nin yeni bir anlaşma için masaya oturmasının üzerinden tam 8 ay geçti. Dünyanın ekonomik krizle sarsıldığı bu süreç de Türkiye bir de seçim atlattı. İşsizlik rekorlarının kırıldığı, sanayi üretimi, kapasite kullanımının dibe vurduğu günlerde piyasaları ayakta tutan tek beklenti IMF'le anlaşmaydı. Ancak hükümetin IMF'le anlaşma yapmamak için hep bir bahanesi vardı. Ali Babacan'ın ekonominin direksiyonuna oturması sonrasında yeşeren anlaşma umutları son günlerde yeniden solma noktasına geldi. Ankara'dan gelen haberlere göre ekonominin son günlerde iyileşme belirtileri göstermesi hükümeti masadan kalkma noktasına getirdi. Oysa Türk ekonomisindeki pekçok veri IMF ile yeni bir anlaşmanın finansman ihtiyacından çok mali disiplin açısından önem taşıdığını gösteriyor. Öyle ki dün Financial Times gazetesi "Türkiye'nin kötüleşen kamu maliyesinin, Uluslar arası Para Fonu ile anlaşmaya en büyük engel" haline geldiğine dikkat çekti. Son günlerin tartışma konusu "IMF'le anlaşmayı" masaya yatıran Referans Türk ekonomisinin pembe ve karanlık tablosunu çıkardı, iş dünyasına anlaşma olmazsa ne olur sorusunu yöneltti. İşte sonuçlar: Hükümet bu pembe tabloya güveniyor ama… 1- Tüketici güveni 80.75 ile 7 ayın zirvesine çıktı. 2- Nisan ayında iç satışlar arttı diyen sanayici sayısı yüzde 51,4 ulaştı. 3- Nisan ayında üretimini artıran sanayici oranı yüzde 42,5'e çıktı. 4- Kapasite kullanım oranı nisan ayında % 66.8 ile 5 ayın zirvesini gördü. 5- Özel sektör imalat sanayinde işe yerleştirmeler yüzde 23,06 arttı. 6- Piyasalarda düzelme var. Borsa 2,5 ayda yaklaşık yüzde 45 yükseldi. Ekonomideki bu karanlık tablo S.O. S veriyor 1- Tedbir alınmadığı için yıl sonunda bütçe açığı 60 milyar TL'yi bulacak. 2- Yılın ilk 4 ayında SGK'ya 9.6 milyar lira aktarıldı. Ancak açık büyüyor. 3- Destekleme alımları korkutuyor. Fındık için TMO'ya 1.3 milyar TL aktarıldı. 4- Bütçenin gelir kalemleri problemli. Vergi ve özelleştirme gelirleri azalıyor. 5- Türkiye'nin dış borçlanma ihtiyacı artarak devam ediyor. Yabancı girişi azalıyor. 6- Yaklaşan seçimler nedeniyle bütçe disiplinin bozulma ihtimali yüksek.