"Türkiye, IŞİD'in olası kimyasal saldırısına ne kadar hazırlıklı?"

"Türkiye, IŞİD'in olası kimyasal saldırısına ne kadar hazırlıklı?"

Suriye ve Irak'ta üzerindeki baskı artan IŞİD'in militanlarının moralini yükseltmek için kimyasal silah kullanabileceğini söyleyen Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış, "Türkiye ise savaş bölgesine yakınlığı nedeniyle bu iki riske en açık hedeflerden biri. Amerikalılar hazır. Warren sahadaki askerlerin özellikle kimyasal tehlikeye karşı donanımlı olup olmadıkları sorulduğunda, 'Biz Irak’ta 1991’den beri kimyasal bir ortamda çalışmaya hazırlıklıyız' dedi. Peki Türkiye ne kadar hazır?" diye sordu. Tolga Tanış, yazısında  "Hafta içi Kilis’te kentin göbeğindeki Hasan Polatkan Caddesi’nde bir okula Katyuşa füzesi düştü. Haritadan baktım. En yakın IŞİD mevzisine havadan 16 kilometre mesafede. 25 kilometre menzilli füzenin bir sonraki sefer kimyasal maddeyle yüklü gelmesi halinde bölgedeki valilikler bu riske hazırlıklı mı?" ifadelerine yer verdi.

Tolga Tanış'ın Hürriyet'in bugünkü (13 Mart 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Geçen ay Ebu Davud'un Irak'ta yakalanmasıyla başladı operasyon.

Amerikalılar IŞİD’in kimyasal silah emirini sorguya aldı.

Ve örgütün kimyasal silah üretimi kapasitesinin ne olduğunu öğrendi.

Sonra da Ebu Davud’un verdiği bilgilerle, bu hafta iki ayrı üretim tesisi vuruldu.

IŞİD militanlarının daha önce savaş alanında kimyasal silah kullandıkları tespit edilmişti gerçi.

Öz Kararlılık Operasyonu Sözcüsü Steve Warren, laboratuvar testlerinden bunların doğrulandığını teyit etti.

Ancak Ebu Davud’un sorgusu, bu silahları nasıl ürettiklerini de ortaya koydu.

 

*

 

Niye önemli bu? Çünkü bu sene, IŞİD üzerinde Menbiç Boşluğu (98 kilometre)-Rakka-Musul hattında oluşturulan baskının sonuç alınacağı yıl.

Örgütün üç bölgeyi de aynı anda kaybedebileceği ve bu yüzden de militanlarına moral vermek, yıkılmadığını göstermek için dehşet eylemlerine kalkışabileceği bir sene.

Psikolojik etkisi sahadaki gücünden çok daha fazla olan kimyasal silahlar da bu iş için en uygun araç.

İşte geçen hafta Hollanda Rotterdam’da katıldığım, dünyanın değişik yerlerinden gelen 20 gazeteciyle düzenlediğimiz çalıştayda biz de bunu tartıştık.

Ve merkezi Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunan Atomic Reporters ile ABD merkezli sivil toplum örgütü Stanley Foundation’ın katkılarıyla düzenlenen toplantıda, IŞİD’in kimyasal silah ve radyoaktivite yayan bir “kirli bomba” (dirty bomb) üretme kapasitesini masaya yatırdık.

Chatham House kurallarına göre düzenlenen toplantıda bu yüzden resmi yetkililerin verdikleri bilgileri yetkililerin isimlerini yazmadan aktaracağım.

IŞİD, Japonya’daki 1995 metro saldırısından beri kimyasal silah kapasitesine sahip olan tek yasadışı örgüt.

Daha önce El Kaide’nin de bu yönde açıklamaları olmuştu ama El Kaide hiçbir zaman bu kapasiteye ulaşamadı.

Sinir gazı yok.

Ama hardal gazı üretmek için gerekli, sülfür, etilen, klor ve karbondan oluşan maddelere IŞİD’in erişimi çok kolay.

Elinde petrol ve rafineler bulunduğundan etilen hazır.

Doğalgazı olduğundan sülfürü var.

Klor ise piyasadan temini kolayca mümkün bir malzeme.

Örgüt saflaştırma ve silaha monte faslında, Haziran 2014’te işgal ettiği Musul’daki Musul Üniversitesi’nin laboratuvarlarını kullanıyor.

Şimdiye kadar en az iki kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdiği teyit edildi.

Her ikisi de Ağustos 2015’te oldu.

Biri Suriye’de diğeri Irak’ta.

İkisinde de hardal gazı kullanıldı.

İlk saldırıda Irak’ta Erbil yakınlarında 35 Peşmerge yaralandı.

Askerler sonra Erbil’de yanık tedavisi gördüler.

İkinci vakada ise 21 Ağustos’ta Suriye’nin Mare kentinde hardal gazı taşıyan el yapımı bir füze, direnişe katılan bir savaşçının evini vurdu.

Anne, baba ve üç yaşındaki kızları yaralanırken saldırı günü beş günlük olan bebekleri iki hafta sonra kaldırıldığı Gaziantep’teki hastanede öldü.

 

*

 

Bu işin kimyasal silah kısmı.

Bir de gerçekleşmesi daha zor ama etkisi çok daha büyük olan “kirli bomba” riski var ki, uzmanları kaygılandıran diğer mesele de bu.

IŞİD’in radyoaktivite yayan bir “kirli bomba” üretmesinin iki yolu var.

Birincisi, bombayı yapmak için gerekli nükleer maddeyi kaçakçılık yoluyla dışarıdan temin etmek.

İkinci ise kontrol ettiği bölgelerde bulunan radyoaktif maddelerden yararlanmak.

Kaçakçılığın ne kadar mümkün olduğu geçen ekim Amerikan haber ajansı AP’nin yayınladığı bir haberde ortaya çıktı.

Moldova’da polis 2015 Şubatı’nda IŞİD mensubu olduğunu düşündüğü kişilere “kirli bomba” için nükleer madde satmaya çalışan kişileri yakalamıştı.

Ancak eski FSB (Rus Gizli Servisi) ajanı olduğu belirlenen başka bir zanlının elindeki nükleer maddelerle kaçmasına engel olamamıştı.

İkinci yönteme gelindiğinde, IŞİD’in elindeki malzemeler yine Musul Üniversitesi’nde.

Zira üniversitenin tıp fakültesinde radyoaktif özellik taşıyan malzemeler olduğu biliniyor.

Bu malzemelerin yarı ömür zamanları (azalmakta olan bir maddenin baştaki miktarın yarısına düşmesi için gereken zaman) riskin gün geçtikçe azalmasını sağlıyor. Ama IŞİD’in bu malzemeleri kullanma riski geçerliliğini koruyor.

 

*

 

Bu iki mesele, IŞİD’le mücadelenin seyri bakımından bu sene en önemli konuların başında.

Gerileyecek IŞİD’in başvurabileceği iki yöntem.

Türkiye ise savaş bölgesine yakınlığı nedeniyle bu iki riske en açık hedeflerden biri.

Amerikalılar hazır. Warren sahadaki askerlerin özellikle kimyasal tehlikeye karşı donanımlı olup olmadıkları sorulduğunda, “Biz Irak’ta 1991’den beri kimyasal bir ortamda çalışmaya hazırlıklıyız” dedi.

Peki Türkiye ne kadar hazır? Hafta içi Kilis’te kentin göbeğindeki Hasan Polatkan Caddesi’nde bir okula Katyuşa füzesi düştü.

Haritadan baktım.

En yakın IŞİD mevzisine havadan 16 kilometre mesafede.

25 kilometre menzilli füzenin bir sonraki sefer kimyasal maddeyle yüklü gelmesi halinde bölgedeki valilikler bu riske hazırlıklı mı?