TÜRKİYE İTHAL ETTİĞİ ALTININ TAMAMINI ÜRETEBİLİR TRABZON (A.A)

-TÜRKİYE İTHAL ETTİĞİ ALTININ TAMAMINI ÜRETEBİLİR TRABZON (A.A) - 08.08.2011 - Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Akdur, Türkiye'nin mevcut potansiyelinin, ithal ettiği altının tamamını üretmeye yeterli olduğunu söyledi. Akdur, yapılan araştırmaların 6 bin 500 tonluk potansiyeli ile Türkiye'nin jeolojik açıdan dünyada altın potansiyeli en yüksek ülkelerden biri olduğunu gösterdiğini söyledi. İstanbul Altın Borsası verilerine göre, Türkiye'nin son 16 yılda 2 bin 500 ton altın ithal edip bunun karşılığında bugünkü fiyatlarla 120 milyar dolar ödediğini ifade eden Akdur, ''Türkiye'nin mevcut potansiyeli, ithal ettiği altının tamamını üretmeye yeterlidir. İşte bu nedenledir ki çevre değerleri istismar edilerek, çeşitli korku senaryoları ile insanlarımız korkutulmaya çalışılmakta ve ülkemizde altın madenciliğini engellemeye yönelik faaliyetler sürdürülmektedir'' dedi. Bu durumun ''Türkiye altın üretmesin, yurt dışından her yıl 7-10 milyar dolar tutarında altın ithal etmeye devam etsin'' amacına hizmet ettiğini savunan Akdur, ''Türkiye'deki altın madenleri ve işletme tesislerinin projeleri 2000'li yılların mühendislik bilgi ve deneyimleri ile hazırlanmıştır. Yine bu tesislerin tamamı, Çevre Kanunu uyarınca Çevresel Etki Değerlendirme prosedürünü başarı ile tamamlamış olup, dünyada mevcut en yüksek standartlarda faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu tesislerin su ve sıvı kimyasallarının yapılarının projeleri ise DSİ Genel Müdürlüğünce denetlenmektedir'' diye konuştu. -''ALTIN MADENCİLİĞİNDE SİYANÜR NEDENİYLE TEK BİR HAYAT KAYBI OLMADI''- Türkiye'de 2001 yılından beri faaliyette olan ve sayıları her yıl artan altın madenlerinin, çevre duyarlılık ve iş güvenliği açısından dünyada madencilik de dahil her türlü sanayi içinde örnek olduğunu vurgulayan Akdur, şöyle devam etti: ''Türkiye'deki altın madeni işletmeleri çevreye duyarlı madenciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda uluslararası standartlara sahiptir. Türkiye'de sanayide yılda 300 bin tondan fazla çeşitli siyanür bileşikleri kullanılmakta olup bunun sadece yüzde 1'i altın üretiminde kullanılmaktadır. Sanayinin diğer alanlarında kullanılan siyanür için bugüne kadar herhangi bir karşı çıkışın olmamasını, tepkilerin sadece altına yönlendirilmiş olmasını, nasıl izah edebiliriz? Her türlü sanayi faaliyetinde olduğu gibi madencilik faaliyetleri esasında da bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir. Yapılması gereken şey mevcut olan en iyi teknolojileri, maliyetleri ne olursa olsun uygulamak ve uygulatmaktadır.'' Akdur, bugüne kadar altın madenciliğinde kullanılan siyanür nedeni ile dünyada tek bir hayat kaybı dahi olmadığını öne sürerek, şunları kaydetti: ''Türkiye'nin Maden Atık Yönetmeliği'nin AB mevzuatına uygun hazırlanması için çalışan Maden Atık Yönetmeliği AB Mevzuatı ile Eşleştirme Komitesi'nin Fransız Danışmanı Dr. Francis Cottarrd, 16-21 Nisan 2011 tarihinde Antalya'da düzenlenen Maden Atıkları Sempozyumu'nda 'Maden Atık Yönetimine AB'den Örnekler' başlıklı bildirisinde, 'Türkiye'de gezdiğimiz Uşak Kışladağ Altın Madeni ve Bergama Altın Madeni AB üyesi ülkeler içinde Maden Atıklarının Yönetimi konusunda itiraf etmeliyim ki en iyi örneklerdi' ifadesine yer vermişti. Bu tespit ülkemizde çevre düşmanı olarak gösterilmeye çalışılan altın madenlerine yönelik iddiaların ne kadar asılsız olduğunu ortaya koymaktadır. Gerçek çevrecilerden beklentimiz ABD, Kanada, İsveç, Finlandiya gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile yasak olmayan bir sanayi dalını, ülkemizde engellemeye çabalamak değil, eğer varsa daha iyi nasıl yapılabileceği konusunda bilimsel ve teknik katkılar sağlamalarıdır.''