Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Türkiye'nin demokrasiden vazgeçemeyeceğini belirterek, "Türkiye'de artık kapalı rejime geçiş hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir" dedi. Anadolu Düşünce Grubunun davetlisi olarak Gaziantep'e gelen Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Selçuk, "Demokrasi ve Türkiye" konulu bir konferansa katıldı. 119 ülkenin çok partili rejimle yönetildiğini ifade eden Sami Selçuk, bunun var olan ülkelerin yüzde 62'sine denk geldiğini söyledi. 11 Eylül sonrasında dünyanın bir bocamala süreci yaşadığını ifade eden Selçuk, "Hiçbir halk artık kapalı rejim istemiyor. Türkiye'de de kapalı rejime geçmek hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. 11 Eylül demokraside bir bocalama getirmiştir. Ancak, hiçbir halk demokrasiden vazgeçmiyor. (Özgürlük mü, güvenlik mi) denildiğinde özgürlük bir başak olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu. Demokrasiyi bir orkestraya benzeten Sami Selçuk, "Çok sesli bir müzik var ve bu çok sesli müzikte hiçbir ses diğerine baskı yapmıyor, diğerini bastırmıyor" dedi. Demokrasi bakımından Türkiye'nin çok büyük eksiklikleri bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Selçuk şunları söyledi: "Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri temsil sorunudur. Yüzde 10 seçim barajının bulunduğu bir yerde siz temsil sorununun olmadığını söyleyemezsiniz. Yüzde 10 seçim barajının olduğu bir ülkede insanlar istedikleri partiye oy vermezler. Türkiye 50 yılda 25 parti kapatarak rekor kırmıştır. Milletvekilleri Türkiye'deki seçim sisteminden dolayı artık milletin vekili olmaktan çıkmış, parti genel başkanının vekili haline gelmiştir. Milletvekili adaylarını parti başkanları belirliyor. Başkanın seçtiği kişi kimin vekili olur. Kimse kendisini kandırmasın. Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası'nın bir an önce baştan sona değiştirilmesi gerekiyor" Anayasa değişikliği çalışmalarına da değinen Selçuk, "Anayasa'nın şuradan ya da buradan çekilmesi ile bu iş olmaz. Bu Anayasa düzeltilemez, sağından solundan çekiştirerek bir fayda elde edilemez. Ne kadar değiştirirseniz değiştirin bu Anayasa'nın ruhunu değiştiremezsiniz. 1982 Anayasası devleti koruma amacıyla yapılmıştır. Devlet esas, insan ikinci plandadır. Oysa devlet, insana hizmet için vardır. Bu Anayasa'yla Türkiye artık yoluna devam edemez. Yeni anayasayı Türkiye bir an önce yapmak ve doğru yapmak zorundadır. Bunu yapmak istemeyenleri de zorlamak hepimizin görevidir" diye konuştu. Türkiye'de erkler ayrılığından bahsetmenin mümkün olmadığını ifade eden Selçuk, "Erkler ayrılığı olsaydı, erkler arasında sürekli çatışma çıkar mıydı. Bir defa yürütme organını denetleme imkanı yok. Siyasi parti başkanlarının seçtiği milletvekilleriyle oluşan meclis yürütme organını nasıl denetlesin. Bu mümkün mü?" diye sordu. Yargının özerkliğinden bahsetmenin de mümkün olmadığını vurgulayan Selçuk, dünyanın hiç bir ülkesinde Afrika ülkeleri dahil "Askeri Yargıtay"ın olmadığını bunun Türkiye'ye has bir durum olduğunu kaydetti. Yargıçların millet adına karar vermesi gerektiğini, ancak Türkiye'deki uygulamada bunun böyle olmadığını belirten Sami Selçuk, jüri uygulamasına geçilmesi gerektiğini ifade etti.