Sığınmak için geldiği Türkiye'den elleri kelepçeli bir şekilde Mısır'a teslim edilen Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Abdülhafiz Hüseyin'in eşi Walaa Tarık Mahmud el Gazali “En çok onun unutulmasından korkuyorum” dedi. Halen nerede tutulduğu bilinmeyen Muhammed'in gördüğü işkencelerden akıl sağlığını yitirdiğini belirtilirken El Gazali, Atatürk Havaalanı'nda el konulan eşinin eşyalarının kendisine halen neden teslim edilmediğini merak ediyor.
Af Örgütü Türkiye Şubesi Basın Koordinatörü Beril Eski'nin Karar'da yayımlanan görüş yazısına göre, iltica etmek için geldiği Türkiye'de Atatürk Havaalanı'ndan Mısır'a geri gönderilen Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Abdülhafiz Hüseyin'in eşi Walaa Tarık Mahmud el Gazali, eşinin akıbetinden endişeli.
Müslüman Kardeşler mensubu Muhammed Abdülhafız, 16 Ocak'ta sığınma başvurusunda bulunmak için Somali'den Türkiye'ye gelmiş; ancak ölüm cezasına mahkum edildiği Mısır'a geri gönderilmişti. Abdülhafız'ın eşi Walaa Tarık Mahmud Hamdi El Gazali, darbeci Sisi hükümetine teslim edilen Muhammed'in ağır işkence gördüğüne inanıyor ve akli dengesini yitirdiğinden şüpheleniyor. Eşinin sınırdışı edilmesinden sonra Türkiyeli yetkililer vasıtasıyla İstanbul'a gelen El Gazali, İstanbul'da yaşıyor ve hala eşinin havalimanında el konulan eşyalarını almak için uğraşıyor. Türkiye Muhammed Abdülhafız'ı Mısır'a gönderildiği elleri kelepçeli fotoğrafıyla tanıdı. Müslüman Kardeşler üyesi olan Abdülhafız, Mısır tarihinin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'ye karşı General Sisi'nin 2014'teki darbesinde bu yana ülkesi dışında yaşıyordu.
Eşi El Gazali'nin anlattığına göre, Abdühlafız yaşadığı Somali'den Türkiye'de sığınma başvurusunda bulunabileceğine yönelik aldığı sağlam güvencelerile İstanbul'a gelmişti. Havaalanında gözaltına alındıktan sonra Kahire'ye gönderilen genç adam şu anda kimsenin bilmediği bir cezaevinde tutuluyor.
El Gazali, eşi geri gönderilmeden önce Atatürk Havalimanında tutulurken telefondan yazıştıklarını, Hüseyin'nin sığınma başvurusunun kabul edileceği konusunda çok rahat olduğunu ancak bir anda telefonunun ulaşılamaz olduğunu anlattı. Hatta El Gazali, Abdülhafız'ın sığınma başvurusu için bazı Arapça cümleleri arkadaşları vasıtasıyla Türkçe'ye çevirtmiş, Abdülhafız da bu mesajları havalimanındaki görevliye göstermiş.
Uluslararası Af Örgütü Mısır Araştırmacısı Hüseyin Baoumi de, Abdülhafız'ın adil koşullarda yargılanmadığına dair ciddi endişeler taşıdıklarını belirtti. Hişam Bereket adlı bir savcıya yönelik bombalı saldırıdan suçlu bulunan Abdülhafız, Mısır'a geri gönderilmeden önce mahkeme tarafından gıyaben ölüm cezasına mahkum edilmişti. Abdülhafız her ne kadar baştan yargılansa da, adil yargılanmayacağına dair bir kanı hakim. 2015'te Hişam Bereket'e yönelik saldırı sırasında Abdülhafız'ın Mısır dışında olduğuna dair deliller var ancak buna rağmen saldırıdan sorumlu tutuluyor. Bereket davasında adil yargılanma hakkı ciddi şekilde ihlal edildiği halde bugüne kadar 9 sanığın ölüm cezası infaz edildi.
Baoumi'nin ve eşi El Gazali'nin aktardığına göre, Abdülhafız, Ocak ayında Mısır'a geri gönderildikten sonra ilk olarak 3 Mart'taki duruşmada görüldü. Duruşmaya kadar geçen süre zarfında hiçbir avukatı veya aile üyesiyle görüştürülmedi. Avukatlarıysa, duruşmada Abdülhafız'ın gözlerinin odaklanamadığını, olur olmadık yerlerde güldüğünü, hava soğuk olmasına rağmen yazlık kıyafetlerle duruşmaya çıktığnı ve akli dengesinin yerinde olmadığını bildirdi. Avukatların tanıklıkları, Abdülhafız'ın ağır işkenceye maruz kaldığına işaret ediyor.
Eşi Walaa El Gazali de Abdülhafız için elinden gelen çabayı sürdürmeye, sesini duyurmaya çalışıyor. İstanbul'da 19 aylık ve doğuştan bağışıklık sistemi hasta olan bebeğiyle yaşayan El Gazali, Türkiye yetkililerinin kendisiyle ilgilendiğini, ikametgahını kısa bir süre önce aldığını belirtiyor ama Abdülhafız'ın unutulmasından korktuğunu söylüyor. El Gazali, havayolu yetkililerinin Abdülhafız'ın eşyalarını kendisini halen teslim etmediğini belirterek bu konuda da yardım istiyor.
Abdülhafız'ın durumu, zorla gönderildiği, Mısır'da yaşanan sistematik insan hakları ihlallerine dair yalnızca bir örnek. Siyasi muhalifler çeşitli suçlamalarla ve hiçbir şekilde adil olmayan yargılamalar sonucu ölüm cezasına mahkum ediliyor. İnsan Hakları Ortak Platformu'nun (İHOP) son açıklamasına göre yaklaşık 50 mahkum daha ölüm cezasının infazını bekliyor. Yargılama usullerine, verilen cezaların orantısızlıklarına ve cezalandırılanların kimliklerine bakıldığında kararların muhaliflerin susturulması ve ülkedeki otoritenin sağlanması amacıyla verildiği anlaşılıyor.