Son dönemde Türkiye'deki tartışma konularından biri eşcinsellik. Adli Tıp Uzmanı Sevil Atasoy'a göre Türkiye'de 700 bin eşcinsel var. Küresel ekonomideyse eşcinsellerin 712 milyar dolarlık alım gücü olduğu düşünülüyor. En önemli payı alan gay turizmi konusunda Türkiye sınıfta kalıyor. Hakem Halil İbrahim Dinçdağ, eşcinsel olduğunu açıkladı ve Türkiye bu konuyu tartışmaya başladı. Tartışmanın ekseni başta futbol hakemliğiydi; ama sonradan hayat biçimi sorgulamasına dönüştü. Ve görüldü ki Türkiye eşcinsellik tartışmasında yolun henüz çok başında... Oysa bugün, ekonomideki canlanmayı yakalamak için eşcinsel evliliklerinin tartışıldığı ABD'de 16 milyon civarında eşcinselin yaşadığı kabul ediliyor. Eşcinseller kendilerini GLBT (Gay, lezbiyen, biseksüel ve transseksüel) ibaresiyle tanımlıyor. 2008 Başkanlık seçimlerinde kendisini GLBT tanımlayanların oranı yüzde 4 civarındaydı. Avrupa ülkeleri ve ABD'deki eşcinsel sayısının, nüfusun yüzde 1-10'unu oluşturduğu tahmin ediliyor. Dünya genelinde, erişkin nüfusun yüzde 2.5-3'ünün yaşamını eşcinsel olarak sürdürdüğü kabul ediliyor. Türkiye'deki GLBT'lerle ilgili ise sayısal bir veri yok. Konuya bir yazısında değinen Adli Tıp Uzmanı Sevil Atasoy'a göre, dünya rakamları Türkiye için de geçerli. Yani erişkin nüfusa oranla yaklaşık 700 bin eşcinsel var. Gay ekonominin vatanı ABD Araştırmalara göre eşcinsellerin satınalma güçleri dudak uçuklatıyor. ABD'de yaşayan eşcinsellerin toplam satın alma gücü 712 milyar dolar civarında. Bu rakamın 2011'de 835 milyar dolara çıkması bekleniyor. ABD'de bu yaşam biçimi öyle bir hal almış durumda ki kısa adı NGLCC olan Ulusal Gay ve Lezbiyenler Ticaret Odası bile var. Bu kuruluş 1.4 milyon işletme ve girişimciyi temsil ediyor. Hatta mart 2009'da Beyaz Saray'a bir brifing için davet edildiler. ABD'de ayrıca Rainbow Card, Olivia Card adlarıyla bilinen visa özelliğine sahip kredi kartları da bu topluluklar arasında kullanılıyor. Olivia Card, aynı adlı kuruluşun bir yan ürünü. Olivia, lezbiyenler için seyahat ve yaşam tarzı sunan bir şirket. Rainbow Card'ın bağlı bulunduğu Rainbow Endowment adlı kuruluş ise eşcinsellere hizmet veren ve AIDS ile mücadele eden kuruluşlara bugüne kadar 2 milyon dolar bağışlamış durumda. Japonya'da da yaklaşık 2.5 milyon eşcinsel yaşıyor. Bu kitlenin satın alma gücü 5 milyar dolar civarında. Avrupa'da ise sadece İngiltere'de 3 milyon eşcinselin yaşadığı tahmin ediliyor. Bu kitlenin satın alma gücü de 150 milyar dolar. GLBT'ler turizmin gözbebeği Yine ABD kaynaklı araştırmalara göre halen ABD'de, GLBT topluluklarının oluşturduğu turizm potansiyeli 70 milyar dolar civarında. ABD'li eşcinsellerin yaklaşık yüzde 95'i pasaport sahibi. Heteroseksüel Amerika'da ise bu oran yüzde 10 civarında. Eşcinsellerin yüzde 90'ı da tatil yapıyor. Yılda en az iki kez tatile çıkıyor. Yüzde 60'ına yakını da yurtdışı tatil seçeneklerini değerlendiriyor. 40 milyar dolara yakın olan bu pasta, aynı zamanda dünya turizm merkezlerinin de ağzını sulandırıyor. Dünya çapında 2 bin üyeye sahip Uluslararası Gay ve Lezbiyen Seyahat Acenteleri Birliği (IGLTA) adlı kuruluşa göre, genel turizm faaliyeti içinde eşcinsellerin yüzde 8-10 arası pay aldığı varsayılıyor. Şu anda eşcinsel turizmi adı altında yapılan faaliyetlerden en büyük pastayı hemen yanı başımızdaki Mikonos Adası alıyor. Deniz, seks ve güneş garantili olarak tanıtılan diğer Avrupa tatil merkezleri ise şöyle sıralanıyor. Ibiza, Sitges, Lesbos (Midilli), Güney Fransa. Asya'da ise hala eşcinsel pazara Tayland dışında ısınmış değil. Tayland'ın en yakın takipçisi Singapur olacak gibi görünüyor. Güney Afrika da GLBT toplulukları için önemli destinasyonlardan biri. Türkiye hazır değil Yıllık turist sayısı ve GLBT toplulukları çekme açısından değerlendirildiğinde Türkiye henüz bir arpa boyu bile yol gidememiş durumda. IGLTA'ya 11 Türk firması üye. Bu rakam dünya ortalamasına yakın. Gay turizminde en büyük payı alan Yunanistan'da ise IGLTA üyesi 4 firma bulunuyor. IGLTA üyesi olmak için mutlaka yalnızca eşcinsellere hizmet vermek gerekmiyor. Rakamlar resmi olarak bilinmese de Türkiye'ye yılda yaklaşık 300 bin eşcinsel turistin geldiği tahmin ediliyor. Gelen eşcinseller özellikle ve öncelikle İstanbul'u tercih ediyor. Tarih ve eğlence açısından İstanbul'u tatmin edici bir kent olarak buluyorlar. Bunu Bodrum ve Antalya izliyor. Efes, Kapadokya da eşcinsellerin sıklıkla ziyaret ettiği yerlerden. Ancak bu gezilerin birçoğu "eşcinsellik vurgulanmadan" yapılıyor. Türkiye'de genellikle eşcinsellere de hizmet veren "gay friendly" oteller mevcut. Ancak yurtdışı tanıtımlarında yer alan bu ibarenin gerçek anlamına uygun bir anlayış yok. Sitesinde bu ibarenin bulunduğu bir otelin sahibiyle yaptığımız görüşmede yaşadığı panik de bunu gösteriyor. Türkiye'de internet üzerinden tanıtılan ve satılan eşcinsel turizminin kurucularından Mustafa Korkmaz'a göre de Türkiye'ye yıllık ortalama 300 bin eşcinsel turist geliyor. Ancak bu turistlerin en fazla yüzde 4-5'i eşcinsel turizmi kapsamında Türkiye'ye geliyor. Yıllık her yıl 10 milyona yakın eşcinsel turistin kendi ülkeleri ve yabancı ülkelerde gezdiği düşünüldüğünde, Türkiye'nin durumunu "devede kulak" sözleriyle tanımlıyor. Ancak Korkmaz'a göre burada Türkiye de sorunlu. Çünkü ülkede uluslararası konseptte eşcinsel mekanları yok. Korkmaz, "Belki bizim de cesaretimiz yok" diyerek bu pazarın gelişmeme nedenlerinden birini de açıklıyor. Türkiye'de güvenlik korkusu var IGLTA Türkiye temsilcisi Mustafa Kartopu ise, eşcinsel turistleri çekmek için esas olarak eşcinsel mekanlara ihtiyaç olmadığını düşünüyor. "Las Vegas'ta gay bar yok. Ama oraya gidiyorlar" diyen Kartopu'na göre, "başımıza bir şey gelir mi?" kaygısına cevap bulunduğu takdirde Türkiye'nin şansının yüksek olduğunu söylüyor. Eğer eşcinsellerin taleplerine tam olarak cevap verilirse mesela eşcinsel tur rehberi veya şoför isteyenin talebi de karşılanabilirse, zaman içinde eşcinsel turizminde söz sahibi olunacağını da belirtiyor. IGLTA üyesi ve hem Mikonos hem de Türkiye'de eşcinsel turizmi de pazarlayan ATB Holidays firmasından Umut Özdemir, firma olarak 2010 yılında Türkiye'ye yıllık 500 kişiyi eşcinsel turizmi kapsamında getirmeyi hedeflediklerini söylüyor. Özdemir'in Mikonos kıyaslaması ise Türkiye'nin alması gereken mesafeyi çok iyi özetliyor. "Yalnızca benim firmam Mikonos'a 7 aylık turizm sezonunda haftada 300 civarı turist getiriyor. Harcadıkları para da bin 500-2 bin euro arasında." Eşcinsel turlar konusunda uzman ve IGLTA üyesi Yusuf Savat da, Mikonos örneğine farklı bir açıdan bakıyor ve "Eşcinsellere Yunanistan'da da çok hoş bakılmıyor. Ancak Mikonos kendisini böyle tanıttı. Şimdi pazarın hakimi. Ama eşcinsel turistler Yunanistan'ın diğer bölgelerinde Mikonos'taki kadar serbest hareket edemiyor" diyor. Savat, "Eşcinseller geldi; ahlak bozuldu" yorumlarını ise haksız buluyor. "Bu insanlar ahlakımızı bozmaya gelmiyor ama galiba bizim kafamız farklı. Niyeti ayırt edemiyoruz" diye konuşuyor. İstanbul Nişantaşı'nda kurulu ve IGLTA üyesi Sofa Hotel yetkilisi Serra Arıkök ise, müşterilerinin ortalama yüzde 10'luk diliminin eşcinsellerden oluştuğunu belirtiyor. Otelin her kesime hizmet verdiğini, eşcinsellerin de rahatsız edilmedikleri için kendilerini tercih ettiklerini anlatan Arıkök, bu turistlere gidebilecekleri yerler ve tehlikeli olmayacak rotalar önerdiklerini, bunlar dışında çok fazla özel taleple karşılaşmadıklarını anlatıyor. Kuşadası kötü imaj yarattı Geçtiğimiz yıllarda Olivia adlı lezbiyen kuruluşun cruise organizasyonuyla Türkiye'ye gelen turistlerin Kuşadası'nda ağırlanmasını organize eden Sea Song'un Kuşadası yetkilisi Mert Kavafoğlu, "Önce bilinç ve insanların yaklaşımı değişmeli. Maddi meta olarak görmemek lazım. Bundan rahatsız oluyorlar" diyor. Yusuf Savat ise, yerel yöneticilerin bu tür turizmi destekleyici adım atmaları durumunda işin resmiyet kazanacağını ve turistler açısından güven verici olacağını düşünüyor. Savat'ın ifadesiyle hala "keserler mi döverler mi diye kaygı duyanlar var." 2001'de Kuşadası'na gemiyle gelen eşcinsellerin kente sokulmaması da Türkiye'nin bu turizmde aldığı en büyük yara sayılıyor. Savat, "Olay ABD'de anında duyuldu. ABD'de düzenlenen turizm fuarlarında bana ilk sorulan soru buydu. Bir de gelmiş stand açmışsınız demeye kalktılar" diye anlatıyor. IGLTA temsilcisi Mustafa Kartopu'na göre dikkat edilmesi gereken başka hususlar da var. Kartopu, "Bu işin ucuzunu yapmamak lazım. Yani çıtayı yüksek tutmak lazım" yorumunda bulunuyor. Kendinizi daha iyi anlatmalısınız IGLTA Avrupa Direktörü Carlos Kytka, Türkiye'nin, eşcinsel turizmi için büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle konuşuyor: "Tarih, güneş, plajlar, alışveriş, iyi yemekler ve bol eğlence... Yani mutlu olmamız için her şey var. Burada hoş karşılandığımız sürece geleceğiz, para harcayacağız. Eşcinsel turistlerin bir bölümü Türkiye'de hoş karşılanmayacaklarını düşündükleri için gelmekten çekinebiliyor. Türkiye kendisini eşcinsel pazara anlatmaya ve daha açık olmaya çalışmalı. Bizim pazarımızı bireysel turizm olarak düşünmeyin. Eşcinsel pazarı, içinde balayıları, spor organizasyonları, gemi turları, onur yürüyüşleri gibi birçok niş altpazarı kapsıyor. Ama bir eşcinsel için daha önemlisi hotel, restoran, alışveriş, plaj ve gece yaşamındaki kalite. Bunlar iyiyse eşcinsel turistler daha mutlu olur. Genel turizm pazarının yüzde 8 ile 10 arasındaki bölümü eşcinsel turizmini kapsar." Eşcinsel dostu şirketler 2008'de ABD'de yayımlanan Gay And Lezbiyen Tüketici çalışması adlı araştırma, eşcinsel dostu şirketlerin listesini de sunuyor. 2 bin 259 kişi üzerinde yapılan anketle oluşturulan sıralamanın ölçüsü eşcinsel çalışanlara sahip olmak, bu tür medyalara ilan vermek ve ayrımcı tavırlar göstermemek. Sıralamadaki yer alan şirketler şöyle: - Bravo Network - Apple - Showtime - HBO - Absolut - Levi's - American Express - Starbucks - American Airlines - Target - Saturn - Subaru - Bacardi Bill Gates yatırım yaptı GLBT topluluklarını baz alan araştırma şirketleri her yıl eşcinsel dostu (gay friendly) kuruluşlara dair listeler yayınlıyor. Bunun tersini yani eşcinsel dostu olmayan kuruluşlara dair listeler de var. Listeler kuruluşların GLBT çalıştırıp çalıştırmadığından başlayarak bu grupları reklamlarında es geçip geçmediklerine dair kriterler göz önüne alınarak hazırlanıyor. Gay olimpiyatları ve medya kuruluşları ile ciddi bir baskı unsuru da oluşturan GLBT topluluklarına yönelik özel ürünler de revaçta. Mesela votka markası Absolut, Colors adıyla gökkuşağı renklerine sahip bir şişe tasarladı ve bu ürünün satışından elde edilecek gelirin bir kısmını InterPride (The International Association of Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender and Intersex Pride Coordinaters) adlı eşcinsel topluluklarından birine bağışlama taahüdünde bulundu. Microsoft'un kurucusu Bill Gates de, özel yatırım şirketi Cascade Investment vasıtasıyla gay siteleri Gay.com, RSVP Vacations, The Advocate'e sahip olmasının yanısıra PlanetOut'a da özel yatırım şirketi Cascade Investment üzerinden 26.2 milyon dolar yatırım yaptı. Eşcinsel medya 2003'ten 2007'ye kadar 212 milyon dolarlık ilan aldı. Eşcinsellere yönelik mağaza, bar, restoran ve turistik tesislere kadar pek çok alanda çok çeşitli hizmet üretiliyor. Eşcinsellerin pazar profili - Eşcinsel turistler genellikle aile ve çocuk gibi konularda yatırım yapmıyor. Bu da parayı kendi zevkleri için harcamalarına olanak sağlıyor. - Dünyayı heteroseksüellerden daha çok geziyorlar. - Pazarlık yapmıyorlar. - Aldıkları hizmetten memnun kaldılarsa sadakat gösteriyorlar. - Fısıltı gazeteleri çok iyi çalışıyor. Aldıkları hizmete dair yaptıkları yorumlar çok etkili. - Gelişmiş ülkelerde orta üst gelir grubunda yer alıyorlar. - Tatillerde eşcinsel dostu mekanları tercih ediyorlar. - Tatile gittikleri ülkelerde göze batmak istemiyorlar. - Alışverişlerinde pozitif ayrımcılık istiyorlar. Durgunluğa son çare eşcinsel evliliğinde aranıyor Ekonomik krize karşı açıklanan kurtarma paketleri, uygulamaya konan tedbirlerin ardından ABD'li yazarlar ekonomideki canlanmayı yakalamak için eşcinsel evliliklerini tartışmaya açtı. Evlilik kararı alan eşlerin yaptığı harcamaların ekonomiye katkısını gözönüne alan ABD'liler, devletin aldığı evlilik lisansı ücretinin de yadsınamaz bir kaynak olduğu üzerinde hemfikir. Forbes Dergisi, sadece 5 eyalette legal olan eşcinsel evliliğinin tüm ülkede serbest bırakılması halinde 17 milyar dolarlık bir harcamanın piyasalarda doping etkisi yaratacağı görüşünde. Yıllık 70 milyar dolarlık bir endüstri haline gelen nikah sektöründe aynı cins evliliklerin yasal hale gelmesi ile birlikte hareketlilik yaşanacağı ve ekonomiye olumlu yansımaların olacağı iddia ediliyor. MarketWatch blog yazarlarından Thomas Kostigen, eşcinsel evliliklerinin ABD'nin tamamında legal hale gelmesi gerektiğini belirterek, "Evlilikler yürümese de yine ekonomiye yardımcı oluyor. Boşandıklarında da avukat ve mahkeme için para harcamak zorundalar" diye konuşuyor.