TÜRKİYE TURİZMİNDEKİ TEHLİKELER ANKARA (A.A)

-TÜRKİYE TURİZMİNDEKİ TEHLİKELER ANKARA (A.A) - 26.12.2010 - Öger Tur'un kurucusu ve eski sahibi Vural Öger, Türkiye için turizmdeki en büyük tehlikenin sahillerin yüksek binalarla betonlaştırılması, çirkinleştirilmesi olduğunu, bunun Türkiye turizmini bitireceğini belirterek, ''Hiç olmazsa bundan sonraki yapılaşmada Ege'de bir kat yüksekliği tahdidi getirilip, yeşil alanları çoğaltacak politikalar oluşturulmalı'' dedi. Öger, yaptığı açıklamada, geçen turizm sezonunu ve gelecek yılı değerlendirdi. Almanya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısında geçen turizm sezonunda ciddi artış olduğunu, turist sayısının 3 milyon 700 bine yaklaştığını belirten Öger, Türkiye'ye en fazla turist götüren ülkelerin sırasıyla Almanya, Rusya ve İngiltere olduğunu kaydetti. Almanya'dan Türkiye'ye gelecek turist sayısında bu yıl yüzde 8-10 arasında artış beklediğini ifade eden Öger, ''Diğer ülkelerden de Türkiye'ye gidecek turist sayısının artacağını düşünüyorum. Bütün Avrupa ülkelerinde bu yıl Türkiye'ye yönelik büyük artış var'' dedi. -''2020'LERE DOĞRU TÜRKİYE BİR NUMARA OLABİLİR, İSPANYA'YI GEÇEBİLİR''- Önümüzdeki turizm sezonunun iyi bir sezon olacağını, Türkiye'ye Rusya'dan, Almanya'dan gelen turist sayısı artacağını düşündüğünü kaydeden Öger, ''Almanya'da bugün Yunanistan'a, İspanya'ya giden turistler Türkiye'ye yönelmeye devam ederse, benim görüşüm 2020'lere doğru Türkiye bir numara olabilir, İspanya'yı geçebilir'' dedi. Türkiye'yi ''verilen servisle ödenen para arasındaki ilişki ideal ülke'' şeklinde tanımlayan Öger, Yunanistan'da fiyatlar Türkiye'ye oranla çok pahalı olmasına rağmen servisin Türkiye'deki kadar iyi olmadığını, İspanya'da fiyatların çok arttığını, Türkiye'de tatilin Avrupalı turistin bütçesi için iyi olduğunu anlattı. Öger, Yunanistan'daki krizin Türkiye'ye gelen turist sayısını artıracağını belirtti. Turizm açısından Yunanistan'ı değerlendiren Öger, ''Yunanistan'daki oteller genellikle daha eski, Rodos'taki otellerin ortalama yaşı 30. Yenilemiyorlar, serviste kötüleşme var. Avro girdiği için maliyetlerde büyük artış var. Ege Denizi, Doğu Akdeniz'de tatil yapmak isteyen Almanların çoğu Yunanistan yerine artık Türkiye'yi tercih ediyor. 20 yıl önce Yunanistan'a giden turist sayısı Türkiye'den fazlaydı. Türkiye bunu günümüzde üçe katladı. Türkiye'ye Almanya'dan Yunanistan'a kıyasla 3 misli daha fazla turist gidiyor. Bu servis eksikliği, fiyatların yüksekliği, otel kalitesinin düşmesinden kaynaklanıyor'' görüşünü ifade etti. -''EGE'DE KAT YÜKSEKLİĞİ TAHDİDİ GETİRİLİP, YEŞİL ALANLAR ÇOĞALTILMALI''- Yapılaşmaya çok dikkat etmek gerektiğini de vurgulayan Öger, ''yeşillikleri kaldırarak, betonlaşarak kaybederiz'' görüşünü ifade etti. Turistlerin beton, blok binalar görmek istemediğini belirten Öger, ''bunun en ideali, olabilse binaların boyu ağaçların boyunu geçmeyecek şekilde yapılaşmaya gidilmesi'' dedi. Türkiye için turizmdeki en büyük tehlikenin sahillerin yüksek binalarla betonlaştırılması, çirkinleştirilmesi olduğunu kaydeden Öger, bunun Türkiye turizmini bitireceğini söyledi. Öger, ''hiç olmazsa bundan sonraki yapılaşmada Ege'de bir kat yüksekliği tahdidi getirilip, yeşil alanları çoğaltacak politikalar oluşturulmalı'' dedi. Öger, devletin belli konularda tahdit koyması, bu konunun ''belediyelerin tekelinde olmaması'' gerektiğini söyledi - ''LİSAN VE KALİFİYE PERSONEL EKSİĞİ''- Türkiye'de turizm sektöründe ''lisan ve kalifiye personel eksiği'' bulunduğuna işaret eden Öger, şu görüşleri dile getirdi: ''Turizm bölgelerinde turizm liseleri, turizm okulları açılmalı. Resepsiyon müdürü vs. ikinci kategorideki yönetenler açısından Türkiye'de kalite eksikliği var. Garsonların bile daha iyi eğitilmesi gerekiyor. Üzerine beyaz ceket giyene 'garson oldu' deniyor. Çünkü talep çok. Bence bu sektörde bir an evvel bakanlığın turizm okulları, turizm liseleri, turizm personeli yetiştirecek okullara ön ayak olması lazım. Seyahat rehberinden garsona resepsiyon sorumlusuna kadar sektördeki her alanda eğitim, sertifika veya diploma verilmeli. Bu konunun üzerine eğitim açısından eğilmek lazım. Eksiklik burada. Ayrıca, turizm bölgelerindeki halkın da daha iyi eğitilmesi gerekiyor. Hatta turizm bölgelerinde bütün ilkokullarda, ortaokul, liselerde İngilizce, Almanca derslerinin daha fazla olması gerekir. Bizde sorun lisan bilmemekten kaynaklanıyor. Belediyeler lisan kursları açıp esnafa, orada yaşayan halka ücretsiz lisan dersi verilmesini sağlayabilir. Bugün Antalya'da herkesin İngilizce ve Almanca konuşması gerektiğini düşünüyorum.'' -''TÜRKLER YAPARKEN ÖĞRENİYOR''- Türk insanının riski çok sevdiğini, turizm işini de kısa zamanda öğrendiğini kaydeden Öger, Türkiye'de 20 yıl önce oteller yapıldığında, tüm otel müdürlerinin yabancı olduğunu anlattı. '' Öger, Türkler bu işi çok çabuk öğrendi, iyi öğrendi. Bölgede şu anda yabancı müdüre rastlamıyorsunuz'' dedi. Türkler bu işi iyi öğrense de bir eksiklik bulunduğunu, kalifiye personel için eğitimin gerekliliğini yineleyen Öger, ''Türkler, 'yaparken öğreniyor'. Keşke önceden öğrenip gelseler. Herkes liseye, üniversiteye gidecek diye bir şey yok. İlköğretimi bitirdikten sonra gelin turizm eğitim okuluna, sertifika alın, para kazanın. Hazır sektör var, 27 milyon turist geliyor. Kalifiye personele ihtiyaç var. Eğitimler sertifikalı, belgeli hale gelmeli. İyi servis için sektörde kalifiye personel gerekli'' diye konuştu.