İran'da üretilip Türkiye'ye sokulan uyuşturucu, Suriye, Katar, Dubai ve Mısır üzerinden Uzakdoğu'ya sevk ediliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı'ndan Başkomiser Dr. Behsat Ekici, konu hakkında bilgi verdi.
Antalya'da devam eden 4'üncü Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'nda Başkomiser Dr.Ekici, "İran Metamfetamini ve Türkiye: Yükselen Bir Sınıraşan Problem" başlıklı sunumunda, metamfetamin tehdidinin boyutunun eroin ve kokainden çok daha yaygın durumda olduğunu ifade etti.
Yakın zamanda Türkiye'de İran merkezli metamfetamin kaçakçılığının görülmeye başladığını kaydeden Dr. Ekici, "2009 yılı sonrasında Türkiye bu kaçakçılıktan giderek artan bir şekilde etkilenmeye başladı" şeklinde konuştu.
Bu çerçevede KOM Daire Başkanlığı'nda kurulan analiz grubunun 183 metamfetamin dosyasının incelendiğini belirten Dr. Ekici, Türkiye'de metamfetamin ele geçirilmesinde son 4 yılda ciddi bir artışın söz konusu olduğunu belirtti. Dr. Ekici, yakalanan metamfetaminin 104 kilogramdan 468 kilograma kadar çıktığını söyledi.
Dr.Ekici, "Metamfetamin yakalamalarında Avrupa'da bir numarayız" dedi ve ekledi: "Şüpheli sayısında üç kattan daha fazla artış oldu".
Ekici, esas tehlikenin metamfetaminin artık sokağa yayılması olduğunu kaydetti.
Metamfetamin ticaretin yaklaşık üç yüz kat kar marjına sahip olduğunu, İran'da 3 bin dolara üretilen uyuşturucu maddenin Japonya pazarında gramının bin dolardan alıcı bulduğunu kaydeden Ekici, metamfetaminin İran'da üretilip Türkiye üzerinden Uzakdoğu'ya sevkiyatının yapıldığını kaydetti.
Dr. Ekici, sevkiyatın havayoluyla gerçekleştirildiğini belirterek şunları söyledi:
"Uzakdoğu'nun hemen hemen bütün önemli başkent ve ticaret kentlerine ulaşım var. Ortadoğu'dan, Afrika'dan, Ortaasya'dan dünyanın birçok bölgesine ulaşmak için İstanbul'u kullanıyorlar. Uyuşturucu kaçakçıları da benzer bir rotayı kullanarak Türkiye üzerinden Uzakdoğu ülkelerine gönderiyorlar. Türkiye ve İran arasında serbest vize rejimi var.
Türkiye'ye gelen uyuşturucu kaçakçılarının kontrolü konusunda kısmi bir açık oluşturuyor. İran'la Türkiye arasında tarihi bir kaçakçılık rotası vardır. Her türlü eşyanın kaçakçılığı yapılıyor. Oluşmuş bir kanal var. Esrar ve eroin kaçakçılığı için kullanılan organizasyonlar şimdi metamfetamin kaçakçılığı için kullanılıyor."
Metamfetaminin Türkiye'ye İran'daki havaalanları üzerinden girerken son yıllarda kara sevkiyatlarının da önem kazanmaya başladığını belirten Dr. Ekici, Türkiye'ye İran üzerinden 4 giriş ve onun dışında Gürcistan ve Irak'tan birer giriş bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'ye giren metamfetaminin 20'den fazla hava rotasıyla Türkiye-Suriye, Katar, Dubai, Mısır üzerinden Uzakdoğu'ya ulaştırıldığını kaydeden Dr. Behsat Ekici, "Fakat Türkiye'de en büyük çaplı metamfetamin yakalaması Tayland'a deniz yoluyla yapılırken gerçekleşti. Ayrıca, Türkiye'den giden metamfetaminin yüzde 51'inin ulaştığı Malezya'ya son dönemde yapılan sevkiyatlarda kargo kullanılıyor" diye konuştu.
Başkomiser Dr. Ekici, Türkiye'de metamfetamin yakalamalarının en çok 564 bin 130 gramla İstanbul'da yapıldığını, onu Iğdır, Hakkari, Kayseri'nin takip ettiğini söyledi. Yakalamaların yüzde 67'sinin Türkiye'den çıkış, yüzde 21'nin giriş ve yüzde 12'sinin de transit geçiş anında yapıldığını belirten Dr. Ekici, yakalanan şahısların ülkelere göre dağılımında ise 216 İran vatandaşı, 83 Türk ve 10 Japon vatandaşına rastlanıldığını belirtti.
Dr. Behsat Ekici, 2009 yılında metamfetamin yakalamalarında Türkler, İranlılar ve Japonlar olarak üç gruba rastlanırken 2010- 2012 yıllarında yapılan yakalamalarda Venezuella'ya kadar uzanan 17 farklı ülke vatandaşlarının metamfetamin kaçakçılığına karıştığının tespit edildiğini kaydetti.
Dr. Ekici, grupların yapısı analiz edildiğinde hepsinde başta bulunan, koordine eden, üreticiyle pazardaki dağıtıcı arasında sevkiyatı sağlayanların İranlı olduğunu, Türklerin ya kurye ya da kurye temincisi olarak örgütte yer aldığını belirtti.