"Türkiye ve İsrail karşılıklı tavizler vererek ortak noktada buluştu"

"Türkiye ve İsrail karşılıklı tavizler vererek ortak noktada buluştu"

Türkiye ile İsrail, altı yıl sonra ilişkileri normalleştirme kararı aldı. Hürriyet'ten Nilgün Gümüş, iki ülke arasındaki anlaşmaya ilişkin olaraak, "Türkiye ve İsrail başbakanlarının dün eş zamanlı olarak yaptıkları açıklamalardan tarafların sıkı bir müzakereyle karşılıklı bazı tavizler vererek orta noktada buluştuğu anlaşılıyor" ifadelerini kullandı. 

Nilgün Gümüş'ün 6 soruda gelinen noktayı şöyle özetledi:

Türkiye’nin İsrail ile normalleşme için şartları nelerdi?

İsrail, 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye uygulanan ablukayı kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda baskın düzenledi. 10 Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Başta Türkiye, İsrail’den resmi özür, ölen ya da yaralanan vatandaşlarının aileleri için tazminat istedi. Ancak daha sonra bu şartlara Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması talebi de eklendi. Mavi Marmara ile Gazze’ye doğru yola çıkan uluslararası aktivistler aslında Gazze’ye yönelik ablukanın sona erdirilmesi konusunda bir kamuoyu oluşturma görevini misyon edinmişlerdi. Türkiye, ambargoyu da şartlarının arasına ekleyerek bu misyonu devam ettirmiş oldu.

 

Kim hangi konuda ısrarcı oldu

 

Müzakere niye bu kadar uzadı?

ABD Başkanı Barack Obama’nın da araya girmesiyle 2013 yılında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek ‘operasyonel hata’dan ötürü özür diledi. Sürecin niye bu kadar uzadığına gelince... İsrail basınına göre Netanyahu yönetimi, Mavi Marmara operasyonunda görev almış askerlerine yönelik Türkiye’de açılan davaların düşürülmesini istiyordu. Ve dün de bu davaların düşmesi halinde tazminatın Türkiye’nin hesabına yatırılacağına dair haberler vardı. Türkiye ise Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması için bastırdı. Bir diğer mesele de Türkiye’de bulunan Hamas liderliğinin sınır dışı edilmesi, faaliyetlerin durdurulmasıydı. İsrail de bu konuda ısrarlı oldu.

Türkiye’ye göre uzlaşma nasıl sonuçlandı?

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin üç şartının karşılandığını açıkladı. İsrail özür diledi, 20 milyon tazminat ödeyecek, ayrıca Gazze’ye yönelik ambargosunu hafifletecek. Türkiye, Gazze Şeridi’nde 1.8 milyon insanın hayatını rehin alan İsrail’in ambargosunun ‘kaldırılmasını’ istiyordu. Ancak Türkiye’nin bu konuda kısmen başarılı olduğu anlaşılıyor. Türkiye, Gazze’ye doğrudan değil, İsrail’in Gazze’ye 35 km ötedeki Aşdod Limanı’ndan yardımlarını ulaştıracak. Ayrıca Türkiye, Gazze’ye yönelik elektrik, su gibi altyapı hizmetlerinde görev alacak, 200 yataklı bir hastane açılacak. TOKİ’nin konut projesi dışında Cenin Bölgesi’ndeki Erez Sanayi bölgesinin yapımına da hız verilecek. İlk yardım gemisi de 10 bin tonluk yüküyle cuma günü Mersin’den yola çıkacak.

İsrail’e göre uzlaşma nasıl sonuçlandı?

Başbakan Yıldırım, “Oradaki ambargo Türkiye’nin öncülüğünde ortadan kalkmış oluyor” dedi. İsrail Başbakanı Netanyahu ise dün yaptığı açıklamada Gazze’ye yönelik ‘abluka’nın süreceğini ve bunun İsrail’in ‘en öncelikli güvenlik çıkarı’ olduğunu söyledi. Netanyahu, ayrıca Türkiye’nin İsrail aleyhinde dava açılmasına engel olacağını, Türkiye’nin topraklarında İsrail aleyhine askeri eylem planlanması ve bağış toplanmasını engelleyeceğini söyledi. Yıldırım ise ‘Türkiye’nin, Hamas’ın İsrail’e saldırmayacağını taahhüt ettiği’ haberlerinin sorulması üzerine “Biz bir ateşkes anlaşması imzalamıyoruz. Biz, Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin normale dönüştürülmesi konusunda bir mutabakata vardık” dedi.

 

Ortadoğu'da denge arayışı

 

Gazze ablukası ve son durum nedir?

İsrail’in 2005 yılında Gazze’den tamamen çekilmesi sonrasında 2006’da yapılan seçimlerde Hamas güçlü çıktı, 2007’de Hamas tüm yönetimi ele geçirerek nispeten laik yapıdaki El Fetih’i dışladı. Hamas ayrıca, şiddetten vazgeçmeyi ve İsrail’i tanımayı reddetti. İsrail de güvenliğini gerekçe göstererek havadan, karadan ve denizden ablukaya alarak bölgeyi neredeyse bir açıkhava hapishanesine çevirdi. İsrail, Hamas ve diğer radikal örgütlerin silah teminini engellemek için abluka uyguladığını söylüyor, bu nedenle silah yapımında ve askeri amaçlı da kullanılabilecek gübre, çimento gibi maddelerin girişine sınırlama getiriyor. BM Filistinli Mültecilere Yardım Örgütü UNRWA’nın raporuna göre ablukadan önce 2005 yılında Gazze, tekstil, mobilya, yaş sebze olmak üzere 9.319 kamyon ihracat yapmıştı. Abluka nedeniyle 2015 yılında sadece 113 kamyon ihracat yapılabildi. Bölge halkının yüzde 80’i insani yardıma muhtaç, işsizlik oranı yüzde 41. Ayrıca Gazze Şeridi’ne uygulanan 6 millik abluka 4 bin balıkçıyı olumsuz etkiliyor. Gazzeliler, ancak İsrail’in izniyle bölgeden ayrılabilir.

Genel olarak anlaşma nasıl değerlendirilebilir?

Bu tür anlaşmalarda tarafların taviz vermesi anlaşılabilir bir durum. Ortadoğu’daki değişen dengeler, eski iki müttefik olan İsrail’i ve Türkiye’ye uzlaşma dayatıyor. Nitekim İsrail Altyapı Bakanı Yuval Steinitz, İsrail ve Türkiye’nin, Suriye’nin İran’ın bir askeri üssü olmasına izin veremeyeceklerini söyledi. Uzlaşmanın en önemli ayaklarından birini İsrail’in doğalgazı oluştururken belli ki, bölgedeki savaşlar ve güvenlik riskleri de iki ülkeyi birbirine yakınlaştırdı. Ayrıca, Türkiye ile İsrail’in yakınlaşması, Gazze’de şartların daha da iyileştirilmesi, belki de Batı Şeria ile kalıcı uzlaşma sağlanması ve İsrail ile barış konusunda yeni fırsatlar da yaratabilir.