Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Dünya Enerji Kongresi'ndeki konuşmasının ardından Beşiktaş'taki Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü'nde bir araya geldi. Yaklaşık 1 saat 40 dakika süren ve 18:55'te sona eren ikili görüşmenin ardından, iki ülkenin enerji bakanları Türk akımı projesi için imzaları attı. Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Rusya adına Enerji Bakanı Aleksandr Novak tarafından imzalanan anlaşma, Rus doğalgazının Karadeniz üzerinden Türkiye'ye talınarak buradan Avrupa'ya dağıtılmasını öngörüyor.
İmzaların atılmasının ardından Erdoğan ve Putin ortak bir basın toplantısı düzenledi. Uçak krizinin ardından normalleşme vurgusu yapılan toplantıda, Rusya'nın yaş meyve sebze alımına yeniden başlanacağı ve doğalgaz alımında Türkiye'ye indirim uygulanacağı açıklanndı.
Suriye'de yaşanan kriz ve Halep'e insani yardımların ulaştırılması da iki liderin gündeminde yer alan konulardan oldu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Değerli dostum sayın Vladimir Putin, değerli bakanlar değerli konuklar basın mensupları öncelikle sizleri selamlıyorum. 23. Dünya Uluslararası Enerji Kongresi sebebiyle İstanbul’daki toplantımızı hep birlikte gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi toplantı 2 gün daha sürecek. Bakanlar arası görüşmeler, uzmanlar arasındaki görüşmelerle bu kongre çok daha farklı bir zenginliğe kavuşacaktır. Bugün devlet başkanları olarak açılış konuşmalarında bir arada bulunduk.
Ardından ikili görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Bakanlarımız devam ediyor devam edecek. Uzmanlarımız aynı şekilde bu görüşmeleri devam ettirecekler. Bu tabii aynı zamanda ülkeler arasındaki enerji ile ilgili münasebetleri özellikle ilgilendiren konular. Ama bunun yanında ekonomik, ticari, savunma ile ilgili, turizm ve kültüre yönelik ilişkiler yer alıyor.
İlişkiler noktasında dolu dolu bir gün geçirdik. Sonunda bu az önce imzalanan anlaşmalar imzalanacak hale geldi ve burada nokta başkanlar huzurunda konmuş oldu. Türkiye Rusya arasındaki normalleşme sürecinin hızla devam edeceğine olan inancım tamdır. Tabii birçok alanda savunma, siyasi, ekonomik, ticari, turizm, kültür ilişkilerimizi kapsayan süreçte geliştireceğiz.
Üst düzey istişare toplantımızla ilgili olarak dışişleri bakanlarımıza talimat verdik. Yıl sonu veya yılbaşı itibariyle bu toplantımızı gerçekleştireceğiz.Bu arada karma ekonomi komisyon toplantısının aciliyet gerektirdiğini bakanlarımız bu çalışmayla gerçekleştirecek. Ülkemizde yapılacak olan bu toplantı da önem arz ediyor. Tabii çok daha hassas bir konu bölgedeki mevcut gelişmeler. Suriye konusunu etraflıca ele alma imkanımız oldu. Fırat Kalkanı operasyonunu kendileriyle görüştük. Ve bu konuda ne gibi işbirliği yapabiliriz bunların değerlendirmesini yaptık. Özellikle Halep’teki gelişmelerde insani yardım konusunda ne gibi bir strateji uygulayalım da insanlar bir an önce barışa huzura kavuşsunlar.
Bu konuda karşılıklı olarak görevlendirmelerimizi yaptık. Dışişleri Bakanlarımız, Genelkurmay Başkanlarımız ve istihbarat başkanlarımızın da bir araya gelip bu konudaki çalışmayla bir noktaya varılacaktır. Bir diğer önemli adım Türk Akımı konusunun değerlendirmesini yaptık. Türk Akımı ile ilgili olarak da sürecin hızlandırılması konusunda da bugün az önce atılan imza ile noktayı koyduk. Bir diğer çok önemli husus Akkuyu Nükleer Enerji santrali. Akkuyu ile ilgili olarak da yine bundan sonraki sürecin devamında mutabakatımız net. Zaman kaybının önümüzdeki süreçte telafi edileceği kanaatindeyim.
Putin'in açıklamalarından satır başları şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanı, değerli meslektaşlarım. Şükranlarımı sunmak istiyorum. Bu çok büyük bir organizasyonun başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesinden dolayı dostlarımızı tebrik etmek isterim. İki ülke için son derece güncel olan konular üzerinde görüş alışverişi yaptık. İkili ilişkiler için tam olarak normalleşme için çaba göstereceğimiz konusunda mutabık kalmıştık.
Özellikle şunun dikkatini çekmek isterim. Bugün Rusya hükümeti bir karar aldı ve kısıtlama olan bazı kalemlerin tekrar Rusya’ya ithalatını açıyoruz. Narinciye, yaş meyve sebzeyi Rus piyasasına açmış olduk. Karşılıklı yarara dayalı bir karar sonuçta. Rusya’daki tarım sektörünü bu tür ürünler üretmiyor. Türkiye’den bu kalemleri Rusya’ya ithal edildikten sonra bizim fiyatlar düşecek. Türk ortaklarımız için yine Rusya’nın piyasasının açılış anlamına gelmektedir. Özellikle şuna dikkatinizi çekmek isterim ki bahsettiğim kalemlerin 2015 yılındaki fiyatı 500 milyon dolar civarındaydı.
Dolayısıyla önemli karar alındı ve ikili ilişkilerimizin normalleşmesi için sonuç almıştık. Rusya bu çalışmaya ilgi duymaktadır, teyit etmek isterim. Özellikle enerji alanındaki işbirliğimizi ele aldık. Bu noktada Akkuyu santrali olan büyük projeden devam edilmesinden bahsediyoruz. Şuna dikkatinizi çekmek isterim, bu Türkiye açısından yeni nükleer güç anlamına gelmiyor, yeni sanayi branşı da ortaya çıkmaktadır. Bu proje teknoloji devrimini kapsıyor. Rusya da hali hazırda 200’ü aşkın genç Türk öğrenci önümüzdeki dönemde nükleer uzmanı olacak, ilgili kurumlarda eğitim görmektedir.
Daha önce imzalanmış olan anlaşmayı gördünüz, Türk Akımı yeni doğalgaz boru hattından bahsediyoruz. Aynı zamanda bu proje çerçevesinde işbirliğimizin geliştirilemesi kapsamında doğalgaz indirimi konusunda mutabık kaldık. Bu adımlarla ilerliyoruz. Özellikle diğer alanlarda işbirliğimizin geliştirilmesi konusunu ele aldık. Rusya uzay şirketi Türkiye’nin tasarımıyla ihaleye katılmasına hazırdır. Özellikle insani alanda işbirliğinin geliştirilmesinden bahsettik.
Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi bölgesel konulara zaman ayırdık başta Suriye olmak üzere. Biz, hem Rusya hem Türkiye olarak akın kanın durdurulmasından yanayız. Suriye’deki siyasi çözüme en hızlı şekilde gelişmesini istiyoruz. Düşünüyoruz ki Suriye’deki barışı isteyen herkes bunu desteklemeli. Halep’e insani yardımların götürülmesi için her türlü çaba göstereceğimiz noktasında görüşümüz aynıdır. Sadece tek konu var, bu insani yardımın ulaştırılmasında güvendiğin insan olmasıdır.
Halep’e ulaştırılan insani yardımın ana güzergahın Suriye ordularının ve muhaliflerin uzaklaştırılması konusunda önerimiz ve ABD’ye önerdiğimiz şekilde Türkiye ortağıma bilgi vermiştim. İnsani konvoylara ateş açılmasın diye, provakasyon ortaya çıkmasın diye bir önerimiz oldu ABD’ye. Ama ABD, fiilen bunu yapmak istemiyor, ya da yapamıyor.
Ümit ediyorum ki cumartesi günü İsviçre’de yapılacak görüşmelerden birisi bahsettiğim konu olacaktır. Halep’te akan kanın durdurulması için BM Özel Temsilcisi’nin önerdiği bölgeden silahı bırakmak istemeyen grupların oradan uzaklaştırılması teklifine çaba göstereceğiz. Özellikle özel servisler ve askeri konumlarımız arasındaki temasların hızlandırılması konusunda mutabık kalmıştık.
Şimdi savunma sanayi alanında işbirliğinden bahsetmek gerekirse biz savunma sanayi alanındaki işbirliğinin sürdürülmesinden yanayız. Her iki taraftan bu noktada olan öneriler geliyor, bunları gerçekleştirmek için tüm imkanımız var. Özellikle sayın Cumhurbaşkanının ilişkilerimizin geliştirilmesine verdiği önemden dolayı teşekkür etmek istiyorum.