Avrupa Parlamentosu başkan yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, Deutschlandradio'ya yaptığı açıklamada Merkel'in Türkiye ziyaretini sert bir biçimde eleştirdi. ‘'Türkiye'ye sık sık gerçekleştirilen ziyaretler Federal Hükümetin kendi sığınmacı politikasına bir alternatif oluşturmuyor. Bunun eksikliği hala hissediliyor'' ifadelerini kullanan Lambsdorff, krizin Berlin'in kendi mücadelesi olduğunun ve Türkiye'ye yapılan bir ziyaretin bu anlamda hiçbir şeyi değiştirmeyeceğinin altını çizdi. Lambsdorff, bu ziyaretlerin yerine ortak bir Avrupa kıyı kontrolü ya da AB içinde ortak bir sığınmacı ve göçmen yasasına ilişkin soruların netleştirilmesi gerektiğini söyledi. Bunun için de Merkel'in 18 - 19 Şubat'ta gerçekleştirilmesi planlanan AB Zirvesi'ni üye devletlerle ortak bir çözüm bulmak için değrlendirmesi gerektiğine vurgu yapıyor.‘'Vize kolaylığı örnek olabilir''Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Katrin Göring - Eckardt ise AB'nin Türkiye için planlanan vize kolaylığının bir model fonksiyonu görebileceğini söyledi. Göring - Eckardt ARD'ye yaptığı açıklamada ‘'Türkiye'nin demokrasi yoluna geri dönmesi isteniyorsa vize serbestisi sağlanmalı'' diye konuştu. Göring – Eckardt'a göre bu, özellikle genç insanların başka şekilde bir yaşamın da mümkün olduğunu görmeleri açısından önem teşkil ediyor. Öte yandan Yeşiller milletvekili insan hakları konusunda taviz verilmemesi gerektiğini savundu. ''İnsan hakları ihlallerine göz yumulmamalı''Almanya Türk Toplumu da Merkel'in Türkiye ziyaretinde insan haklarına ilişkin güncel durumu gündeme getirmesini talep etti. Örgütün Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu Rheinische Post'a yaptığı açıklamada, ‘'Merkel ve AB, Türkiye'ninözellikle de Kürtleri ve basın özgürlüğüne ilişkin insan haklarının ayaklar altına almasına göz yummamalı'' ifadelerini kullandı. Sofuoğlu, Türkiye'nin sığınmacı krizinde AB'yle gerçekleştirdiği işbirliğini koz olarak kullandığını ancak Merkel'in Türkiye'ye ziyaretinde buna rağmen Türkiye'deki olumsuz koşullara da dikkat çekmesi gerektiğini söyledi.