Türkiye'de 2018'in silahlı şiddet haritası

Türkiye'de 2018'in silahlı şiddet haritası

Devlete bağlı Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKE) enflasyonla mücadele için tabanca fişeği fiyatında indirime gittiği haberlerine tepkiler sürerken 2018 yılına dair silahlı şiddet vakalarının sayısı açıklandı. Bireysel silahlanma konusunda çalışmalar yapan Umut Vakfı'nın araştırmasına göre, son dört yılda şiddet olaylarının sayısı yüzde 69 oranında artarken en hızlı yükseliş Marmara ve İç Anadolu'da kaydedildi.

Umut Vakfı'nın basına yansıyan silahlı şiddet vakalarından derlediği 2018 yılı "Türkiye Silahlı Şiddet Haritası"na göre, 2015 yılında 2 bin 175 olarak kaydedilen silahlı şiddet vakası sayısı 2018'de 3 bin 679'a yükseldi.

Marmara Bölgesi silahlı şiddet vakalarının sayısında, Orta Anadolu ise artış oranında başı çekiyor. 2015 yılına göre Marmara Bölgesi'nde silahlı şiddet vakalarının sayısı yüzde 88 artışla 548'den bin 32'ye yükselirken yüzde 128'lik artışın yaşandığı İç Anadolu'da 283'ten 646'ya ulaştı. Silahlı şiddet vakalarında artışın en düşük olduğu bölge ise yüzde 31'lik oranla Güneydoğu Anadolu oldu.

Umut Vakfı Yönetim Kurulu üyesi psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, yaptığı açıklamada cinayet vakalarında silah kullanım oranının giderek arttığına dikkat çekti. Cinayetlerde 15 yıl önce yüzde 50, 2015 yılında yüzde 71 olan silah kullanım oranı günümüzde yüzde 80'e yükselmiş durumda. Tabanca ve tüfeğin yanı sıra kesici aletler de silah tanımı içine giriyor. Silahlı cinayetlerde her yıl neredeyse yüzde 2'lik artış kaydedildiğini belirten Akcan, cinayetlerdeki artışın silah kullanımındaki artışla doğrudan bağlantılı olduğuna işaret ediyor:

Akcan'a göre ruhsatsız silah kullanımındaki artış ve silahların kolay bir şekilde ulaşılabilir olması, silahlı cinayetlerdeki artışta en önemli etkenler arasında. Umut Vakfı 2018 yılı raporunda Türkiye'de yüzde 85'i ruhsatsız en az 25 milyon silah bulunduğu bilgisine de yer veriliyor. Dr. Ayhan Akcan on yıl önce cinayetlerde yüzde 70 olan ruhsatsız silah kullanım oranının 2018'de yüzde 85'lere çıktığına dikkat çekiyor.

Peki, Türkiye'de ruhsatsız silah bulundurmanın yaptırımı yok mu? Yasalarda mı boşluk var yoksa uygulamada mı? Akcan "Hem uygulamada hem yasada hem de mevcut sistemde problem var. Sorun ruhsattan ziyade ulaşılabilirlik. Bu nedenle diyoruz ki, ruhsatlı silahlar üzerine giderseniz ruhsatsız üzerinde de caydırıcı olunur. Ruhsatsız silah bulundurmaya üç aydan bir buçuk yıla kadar hapis cezası var. Ama bu uygulanmıyor, para cezasıyla geçiştiriliyor" diyor.

Raporda çocukların bile bir "tık" ile internet üzerinden silah sahibi olabildiğine, silahların kargoyla kapıya kadar getirildiğine dikkat çekiliyor.

Silahlı şiddet raporunda yasal düzenleme ve denetimlerin yanında, eğitim programları ve sorunları çözümleyici stratejiler uygulanması da talep ediliyor. Silah edinme sayısının ikiye indirilmesi, silah taşıma ruhsatında hakim ve avukat, evde silah ruhsatı bulundurulmasında ise eş rızasını içeren referans sistemi getirilmesi, internetten satış ve kargo teslimin yasaklanması, silahların medyada görsel kullanımının engellenmesi, sinema ve televizyonlardaki silah görüntülerinin mozaiklenmesi gibi önlemler de rapordaki öneriler arasında yer alıyor.

2018 silahlı şiddet raporu, devlete bağlı Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKE) mermi fiyatlarına indirim açıklamasıyla ilgili tartışmaların üzerine geldi. "Enflasyonla topyekün mücadeleye MKE'nin büyük katkısı" başlığıyla verilen açıklamada, hükümetin enflasyonla mücadele programı çerçevesinde "milli ve yerli üretim" tabanca fişeklerinin fiyatında 7 Ocak tarihinden itibaren yüzde 7,5 oranında indirime gidileceği bildirildi.

Umut Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ayhan Akcan, devletin en önemli özelliğinin vatandaşların can ve mal güvenliğini koruması olduğunu belirterek bu açıklamada "sosyal devlet" kavramının unutulduğu eleştirisinde bulunuyor ve ekliyor:

"Eğer yaşama hakkı kutsalsa, insanların can ve mal güvenliğini sağlayacak olan devlettir. Eğer devlet bu asli görevini yapamazsa ve insanlar silahlanırsa maalesef daha ciddi problemler olabilir. Bu gidişat iyi gidişat değil."