Türkiye'de demokrasi kökleşmedi ESKİŞEHİR (A.A)

-Türkiye'de demokrasi kökleşmedi ESKİŞEHİR (A.A) - 08.01.2012 - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasına ilişkin, ''Bana göre, Türkiye'de bu olay ve başka hadiseler, demokrasinin hala kökleşmediğinin, kurumsallaşmadığının göstergesidir'' dedi. Bozdağ, Eskişehir Gar Düğün Salonu'nda düzenlenen AK Parti Odunpazarı Teşkilatı'nın 2. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Genelkurmay eski Başkanlarından Sayın İlker Başbuğ'un devam eden bir soruşturma kapsamında geçenlerde tutuklandığını anımsattı. ''Tabi bu tutuklamaya değişik yorumlar yapıldı, yapılması da normaldir'' diyen Bozdağ, şöyle konuştu: ''Çünkü, Türkiye demokratik bir ülkedir. Ama kimisi bunu demokrasinin bir göstergesi olarak gördü kimisi 'Türkiye'de hukuk devletinin gereği' dedi, kimisi 'demokrasinin ve hukuk devletinin ihlali' dedi. Herkes kendi açısından hadiseyi değerlendirdi. Değerlendirmeye de devam ediyor. Bunlar da konuşulacak. Konuşulması da değerlendirmesi de lazımdır. Bana göre, Türkiye'de bu olay ve başka hadiseler, demokrasinin hala kökleşmediğinin, kurumsallaşmadığının göstergesidir. Çünkü eğer demokrasi kurumsallaştırılmış, içselleştirilmiş olsaydı böyle bir dava, demokrasinin kurumsallaştırıldığı, içselleştirildiği, kökleştiği ve hukukun üstün olduğu bir ülkede ve herkesin de buna riayet ettiği bir yerde, zaten böyle kovuşturmalar, soruşturmalar da olmazdı. Çünkü orada hukuk dışı yol ve yöntemlerle demokrasiyi ve milletin iradesini askıya alıcı iş ve işlevlere girmeyi sivil veya asker hiçbir kişi aklından dahi geçirmez. Böyle bir teşebbüsün içinde bulunmaz. Bulunanları da ne yapar? Ona göre tavır koyar. Demokrasiyi güçlendirir ve ona destek olacak adımlar atılır.'' Türkiye'de böyle davaların olmasının ve iddiaların yargıya taşınmış olmasının demokratikleşme konusunda daha alacağı çok mesafenin olacağını gösterdiğini dile getiren Bozdağ, ''Ülkemiz zamanla böyle davaların, yargılamaların hiç olmadığı bir Türkiye olsun ve demokrasi, hukuk devleti bütün kurum ve kuralarıyla işlesin, işlemeye de devam etsin'' ifadesini kullandı. -''Masumiyet karinesi esastır''- Bozdağ, burada bir kısmın aklama, bir kısmın da suçlama yoluna gittiğini anlatarak, ''Fevkalade yanlış bir şey. Bir yargılama yapılırken dosyayı görmeden, içindeki delilleri incelemeden, verilen karaların gerekçelerini bilmeden ve işin daha da önemlisi nihai karar ortaya çıkmadan kişileri suçlayan ve aklayan yaklaşımlar da son derece yanlıştır. Çünkü hukukun literatüründe, anayasamızda evrensel hukukun yansıması olan 38. maddesi gereği, masumiyet karinesi esastır. Bu karineye herkesin riayeti lazımdır'' diye konuştu. Bütün bunların olmaması için de yargılama süreçlerinin makul sürede sonlanması, hukukun sağlıklı işlemesi, maddi gerçeğin hiç kimsede tereddüt bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmasının esas olduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti: ''Tabi Türkiye hukuk devleti. Olaya bu yönüyle bakmak hukukun karşısında herkesin eşit olduğunu görmek açısından da son derece önemli görüyorum. Çünkü hukukun karşısında unvanı, makamı, mevkisi ne olursa olsun bütün insanlar birdir, eşit olmalıdır. Yargılama da bu eşitlik çerçevesinde devam etmelidir. Umarım bu yargılama kısa sürede sonlandırılır. Bu noktadaki pek çok tereddütler ortadan kalkar ve gerçek ortaya çıkar. Çünkü tutuklulukların uzun süre devam etmesi ve kişilerin haklarında yargılama kararları ortaya çıkmadan yıllarca tutukluluklarının sürmesi hukuk devleti açısından izah edilebilecek bir durum değildir. Bunların önemli olan makul süre içinde sonlandırılması, sonuçlandırılmasıdır. Burada bir şeyi de daha ifade etmek istiyorum. Eskiden tutuklamalarla ilgili süre sınırı yoktu. İlk defa süre sınırını da AK Parti iktidarları döneminde biz getirip koyduk. Geçmişte herhangi bir süre sınırı yoktu. Biz bu noktalarda da sınırlamalar getirip koyduk.''