CHP İstanbul Milletvekili ve emekli albay Dursun Çiçek, "Adalet Yürüyüşü"ne ilişkin olarak konuştu. Çiçek, “Türkiye’de gündem 2007’den itibaren adalet oldu" dedi. "Önce kumpas davaları başladı" diyen Çiçek, "Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Odatv gibi. Arkasından binlerce Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, Cumhuriyetçi, Atatürkçü subay, asker ve gazeteci, aydın hapislerde çürütülerek, manevi işkence yapılarak FETÖ’nün önü açıldı" ifadesini kullandı.
OdaTv'de yer alan habere göre, bazı ziyaretlerde bulunmak üzere Zonguldak’ın Ereğli ilçesine gelen CHP İstanbul Milletvekili ve emekli albay Dursun Çiçek, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Kumpas davalarının mimarlarından olan FETÖ’nün mensuplarının bugün yargı karşısında hesap verdiğini, ancak bu hesap sorulmasında eksik bir nokta bulunduğunu belirten Çiçek, şöyle dedi:
“Türkiye’de gündem 2007’den itibaren adalet oldu. Önce kumpas davaları başladı, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Odatv gibi. Arkasından binlerce Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, Cumhuriyetçi, Atatürkçü subay, asker ve gazeteci, aydın hapislerde çürütülerek, manevi işkence yapılarak FETÖ’nün önü açıldı. Tabii bu süreçte siyasi iktidar FETÖ ile birlikte emperyalizmin hizmetçiliğini yaptı. Ve kendi ordusuna, kendi milli ordusuna kumpas kurulmasına, kendi Genelkurmay Başkanının terörist suçlamasıyla 26 ay hapiste yatmasına göz yumdu. Dönemin Adalet Bakanı şimdi kayıp. Sadullah Ergin, Meclis’te yasaları çıkararak Mustafa Kemal’in askerlerini bu FETÖ’nün hâkim, savcı kılıklı militanlarına teslim etti. Şimdi ortalıkta yok. Tabii bu kumpası kuran, Türkiye’yi 15 Temmuz 2016’ya getiren, süreci idare eden siyasi iktidar şu an Türkiye’yi yönetmeye devam ediyor. Ama aynı kumpasta tetikçilik yapan FETÖ militanları, hakim, savcısı, polisi, gizli tanığı, açık tanığı şu an Türk yargısına, Türk adaletine hesap veriyor. Biz de bu davalarda müştekiyiz, hesabı da soruyoruz. Yalnız bu hesap sormada eksik bir ayak var. O da siyasi ayaktır.”
Çiçek “Tabii dönemin Genelkurmay Başkanı, hedef seçilen en üst düzey asker, özellikle Kozmik Oda Olayı’nda arama kararı verildiğinde önce Bülent Arınç’a gidiyor” dedikten sonra açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Arkasından Başbakan’a ve Cumhurbaşkanı’na gidiyor. Diyor ki, ‘Burada devletin sırları var. Askeri casusluk faaliyeti bu. Buna müsaade edemezsiniz.’ Onların verdiği cevap şu: ‘Siz Türk hakimine güvenmiyor musunuz?’ O Türk hakimi dediği şimdi sanık. FETÖ militanı, müebbetle yargılanıyor. Bunu bu iktidar biliyor, o gün de biliyordu. İşte milletvekilimiz, dava arkadaşımız Enis Berberoğlu tutuklandı. Yarın Kozmik Oda soruşturması, davası açıldığında askeri casusluktan bu iktidarın yöneticileri yargılandığında, aynı tutumu, aynı dürüstlüğü sergilemelerini bekliyoruz. O zaman böyle telefon takipleri ile falan değil tanıkları var. İşte en büyük tanık da dönemin Genelkurmay Başkanı. Mutlaka bu hesap sorulacak. Bundan emin olun. Örnek mi istiyorsunuz? Biraz önce söyledim, 5 Ağustos 2013, Ergenekon kararları okunuyor. Bize müebbet yağıyor başta ülkenin Genelkurmay Başkanı olmak üzere. Ki o davalarda biliyorsunuz, PKK’nın elebaşı Şemdin Sakık geldi, tanıklık yaptı. Bu devlete, bu orduya iki gün hakaret etti. Ve Ankara’dan da Türkiye’yi yöneten iktidar bunu dinledi, ses çıkartmadı. O zaman şöyle demiştik o hakim, savcılara: ‘Bu salonlara sahip çıkın. Terörist de sizsiniz, darbeci de sizsiniz. Burada sizi yargılayacağız.’ O arkasında FETÖ olan, emperyalizm olan, siyasi iktidar olan hakim-savcılar bize gülmüştü. ‘Siz kimsiniz? Bu Silivri’den sağlam çıkın, sağ çıkın halinize şükredin’ demişlerdi.”
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından başlatılan “Adalet Yürüyüşü”nün, tutuklanan CHP’li Milletvekili Enis Berberoğlu için kişisel bir yürüyüş olmadığını da vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
“2016’da hepsi 15 Temmuz sonrası içeri girdi. Şu an hesap veriyorlar. İşte eğer şartlar normal giderse, 2019’da hem yerelde hem genelde bu millet bu iktidarı sandığa gömecek. Ve suç ortakları siyasi ayak da bu millete aynı FETÖ’cüler gibi hesap verecek. İşte Adalet Yürüyüşü bu sonun bir başlangıcıdır. Enis Berberoğlu için kişisel bir yürüyüş değildir bu. O bıçağın kemiğe dayandığı, muhaliflerin lokomotifi olan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal olarak hedef alındığı bir süreç nedeniyle bu Adalet Yürüyüşü başlamıştır. Bu Adalet Yürüyüşü 2019’a, bu devleti yönetemeyen, devletin kurumlarına olan itibarı yerle bir eden, orduyu yargıyı, polisi dağıtan iktidarın hesap vereceği güne kadar devam edecek bir yürüyüştür.
O açıdan başta 15 Temmuz mağdurları, OHAL mağdurları, Kumpas mağdurları, ‘niye yürümüyoruz, neden eylem yapmıyoruz, niye bizim yanımızda yer almıyorsunuz’ diyen herkesi bu yürüyüşe destek vermeye davet ediyoruz. İşte yürüyoruz. Bütün Türkiye yürüsün. Adalet hukuk isteyen herkes yürüsün. Ve sonuçta da 19 Temmuz’da normal şartlarda sandıkta bunun cevabını bu iktidara verelim. Ve Türkiye bu karanlık dönemi, 2002’de başlayan ve 2007’de icraata başlayan bu karanlık dönemi hep birlikte kapatalım. Ve siyasi ayaktan da hesap soralım. Türkiye bir daha bu karanlık dönemi yaşamasın. Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma hedefine çağdaş değerlerle yürümeye devam etsin. Bu konuda bizlere büyük görev düşüyor. Onun için umutluyuz. Dört buçuk yıl cezaevinde kaldık, asla umudumuzu yitirmedik. Bugün daha umutluyuz. FETÖ bunlara göre çok daha güçlü bir örgüttü, arkasında emperyalizm vardı, arkasında siyasi iktidar vardı. Şu an siyasi ayağın arkasında sadece vatandaştan aldığı oy var. Vatandaşa bunu anlatıp, o oyu çektiğimiz anda bunlar millete hesap verecekler, Türk yargısına hesap verecekler.”