Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın desteğiyle gerçekleştirilen “2014 Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması”nı yayımlandı.
Türkiye'deki kadınların yüzde 36'sının hayatının bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını ortaya koyan araştırmada, yüzde 12'sinin ise cinsel şiddete uğradığı açıklandı.
Kadına yönelik şiddetle ilgili olarak yasal mevzuatın iyileştirilmesi ve şiddetle mücadelede geliştirilen politikaların bütüncül bir biçimde toplumun her kesimini kapsayacak şekilde yürütülmesi yönünde önemli ilerlemeler kaydedildiğini iddia eden araştırmanın, "kadına yönelik şiddetten hareketle, toplumun temeli olan ve toplumsal devamlılığı sağlayan aile kurumu esas alınarak oluşturulacak sosyal politikaların daha kapsayıcı ve bütüncül olarak ele alınmasında önemli bir misyonu üstleneceği" belirtildi.
Bianet'in haberine göre araştırmadan satırbaşları şu şekilde:
-Türkiye genelinde yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını belirten kadınların oranı yüzde 36.
-Şiddet düzeyinin en yüksek olduğu bölge Orta Anadolu.
-Türkiye genelindeki kadınların yüzde 36’sı fiziksel şiddete, yüzde 12’si cinsel şiddete maruz kaldığını belirtirken, kadınların yüzde 38’inin iki şiddet biçiminden en az birine maruz kaldığını söylüyor.
-15-24 yaşları arasındaki kadınlar arasında fiziksel şiddet, en yaşlı grup olan 45-59 yaşlarındaki kadınlara oranla yaklaşık üç katı seviyesinde.
-Erken yaşta evlenmiş kadınlar (18 yaş öncesi) her iki şiddet türüne (fiziksel ve cinsel) de daha fazla maruz kalıyor.
-18 yaşını tamamladıktan sonra evlenen kadınlar arasında ise her on kadından üçünün fiziksel şiddete, her on kadından birinin cinsel şiddete maruz kaldığı görülüyor.
-Eğitim düzeyinin artması fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalma yüzdelerini azaltıyor. Hiç eğitimi olmayan/ilkokulu bitirmemiş kadınların yüzde 43’ü fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalırken, lisans ve üzeri eğitimi olan grupta bu oran, yüzde 21’e düşüyor.
-Ülke genelinde evlenmiş kadınların yüzde 19’unun orta derecede fiziksel şiddete, yüzde 16’sının ise ağır derecede fiziksel şiddete maruz kaldığı görülüyor. Ağır fiziksel şiddetin de en yoğun yaşandığı bölge Orta Anadolu bölgesi.
-En yaygın karşılaşılan fiziksel şiddet içeren davranışın “tokat atma ya da bir şey fırlatma” olduğu görülüyor.
-Evlenmiş yüzde 33’ü tokat atma ya da bir şey fırlatmaya, yüzde 18’i itme ve tartaklanmaya, yüzde 13’ü yumrukla vurmaya, yüzde 10’u tekmeleme, sürükleme ya da dövmeye, yüzde 6’sı boğazı sıkılmaya ya da yakılmaya ve yüzde 3’ü bıçak silah gibi aletlerle tehdide ya da bu aletlerin kullanılmasına maruz kaldığını ifade ediyor.
-Ağır derecede fiziksel şiddete maruz kalan kadın sayısı, orta derecede şiddete maruz kalan kadın sayısına göre daha az olmasına rağmen, ağır fiziksel şiddet biçimlerinin orta derecede fiziksel şiddet biçimlerine göre daha çok tekrarlanıyor.
-Erkeklere göre kadına yönelik şiddetin nedenleri arasında ailelerin çocuklarını yetiştirme biçimleri, geleneksel kadın-erkek rollerinin değişmesi ve bu değişimi daha fazla yaşayan kadınların haklarının bilincinde olmaları, erkeklerin ise daha az değişmesi ve evi geçindirme sorumluluğunun erkeklerde olması, ekonomik sorunlar, erkeğin alkol kullanımı, erkeklerin namus algısı ile birlikte aldatılma algısı gibi konular dile getiriliyor.
-Belirtilen tüm bu nedenlerin temelinde, güç ilişkilerinin yer almasından ve daha fazla gücü elinde bulunduran erkeklerin kadınlara karşı bu gücü kullanmalarının sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de kabul edilmesinden söz ediliyor.
-Özellikle kadınları ve çocukları disipline etmek amacıyla şiddet uygulanması toplumun kabul ettiği ve normal karşıladığı bir durum olarak ortaya çıkıyor.
-Şiddete tanık olmak, erkek çocuklarının şiddet uygulama, kız çocuklarının ise şiddeti kabullenme eğilimini artırabilmekte, dolayısıyla şiddetin normalleştirilmesine etkide bulunabiliyor.
-Kadınların eğitimli, özgür ve haklarının bilincinde olmaları, itaat etmemelerinin şiddeti tetiklediği erkeklerce dile getiriliyor.
-Şiddet uygulayan erkekler genellikle aldıkları cezaları hak etmediklerini düşünüyor ve ceza almalarının nedenini, eşleri başta olmak üzere diğer kişilere yüklüyor.