Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA ) her yıl yayınladığı Dünya Nüfusunun Durumu Raporu, bu sene 19 milyonu Türkiye’de olmak üzere dünya üzerindeki 1.8 milyar gence odaklandı.
Raporda dünya nüfusunun yüzde 25’ini gençlerin oluşturulduğu belirtilirken, bu gençlerin yüzde 90’ının az gelişmiş ülkelerde yaşadığına dikkat çekildi. Sağlık, eğitim, istihdam konularında gençlerin sorunları ele alındı. Gençlerin yeterli cinsel eğitim almadığı belirtilen raporun Türkiye bölümünde evli 19 yaşın altındaki 6 gençten ancak birinin etkili gebeliği önleyici yöntem kullandığı bilgisine yer verilen raporda, 10 gençten sadece dördünün bebeğin geliştiği organ olan rahmi doğru olarak bildiği ve her 4 gençten 1’inin, tek bir cinsel ilişki ile gebelik oluşmayacağını düşündüğü gibi bilgiler yer aldı.
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte açıklanan Dünya Nüfusunun Durumu Raporu’nda, gençlerin önemli olduğu ve günümüzde hayatta olan genç nüfusun daha evvel hiç olmadığı kadar artarak 1.8 milyara ulaştığı belirtildi.
Ancak sadece yetişkinlere ait ilgi ve kaygılarla şekillenmiş bir dünyada gençlerin sıklıkla göz ardı edilebildiği vurgulanan raporda, bu eğilimin derhal düzeltilmesi gerektiği kaydedildi. Tehlikeye atılanların gençler olduğu kadar ekonomiler ve aynı zamanda toplumlar olduğunun altı çizen raporda, “Rakamlar açısından bakıldığında bugünkü genç nüfusu, tehdit eden bir zorluk veya kıt kaynakları kurutan bir unsur olarak görmek yanlış olur; gençler insanlık refahında tarihi bir dönüşümün potansiyel mimarları olarak görülmelidir” denildi.
500 milyondan fazla gencin günde 2 doların altında hayatta kalmaya çalışmakta olduğu kaydedilen raporda, bazılarının ise böylesi bir yoksulluktan belki hiç çıkamayacakları yorumu yapıldı. Yoksul ülkelerdeki gençlerin, giderek derinleşen dijital uçurumdan dolayı, modern ekonomilerde iş yapabilmek için gerekli teknolojik imkânların dışına itildiği aktarılan raporda, “Yüksek yoksulluk riskiyle karşı karşıya olmalarına rağmen gençler, her üç ülkeden ikisinde, ulusal yoksulluk azaltma stratejileri ve kalkınma planları hazırlanırken sürecin tamamen dışında bırakılmaktadır. Tüm insan haklarından tam anlamıyla yararlanmak milyonlarca genç için uzak bir hayal iken fevkalade kötü ihlaller birçoğu için norm haline gelmiştir. Her gün 18 yaş altı 39 bin kız çocuğu, çocuk gelin olmaktadır” denildi.
Gençlerin gerçek potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirebilmelerinde çok büyük önem taşıyan cinsel sağlık, üreme sağlığı ve üreme haklarının bilgi ve hizmetlere erişimde yaşanan büyük eksikliklerden dolayı engellendiği aktarılan raporda, “Özellikle de ergenler, doğum kontrolüne, HIV testlerine, danışmanlık ve bakım hizmetlerine çok daha az erişebilmektedir” değerlendirmesi yapıldı.
Türkiye, 76.6 milyonluk nüfusunun dörtte birini oluşturan gençlerle (19 milyon kişi) Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi. Genç nüfusun yüzde 14,2’si evli. Genç erkeklerin yüzde 5,5’i, genç kadınların ise yüzde 23,2’si evli. Türkiye’de geçen yıl boşanan genç erkeklerin yüzde 53,1’i, boşanan genç kadınların ise yüzde 35,3’ü evliliğinin ilk yılında boşandı. 19 yaşın altındaki evli altı gençten ancak biri etkili gebeliği önleyici yöntem kullanıyor. Türkiye’de 15-19 yaş grubundaki her bin kadın başına 28 doğum düşüyor.
Her 4 kadından 1’i, kadın üreme organının ismini bilmediğini ifade ederken, 10 gençten sadece dördü bebeğin geliştiği organı (rahim) doğru olarak biliyor. Her 4 gençten 1’i, tek bir cinsel ilişkiyle gebelik oluşmayacağını düşünüyor. Gençlerin yüzde 90’ı gebelik oluşma ihtimalinin olduğu zamanı bilmiyor.
Türkiye’de 15-24 yaş arası her 10 gençten yalnızca biri HIV/AIDS konusunda doğru bilgiye sahip. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge, gençler arasında HIV yayılım hızının en yüksek olduğu yerler arasında yer alıyor.
Türkiye’de genç kadınlar internete daha az erişebiliyor. Her 5 genç erkekten 4’ü internet kullanırken bu oran genç kadınlarda yüzde 55.
Gençlerin üçte ikisi mutlu olduğunu ve her 10 gençten biri mutsuz olduğunu belirtti.
Türkiye’de 15-24 yaş arası her beş gençten biri iş aradığı halde iş bulamıyor. 15-29 yaşları arasındaki kadınların ortalama eğitim süresi 4.3 yıl iken erkeklerin ise 5.2 olarak beliriyor. 15-29 yaş arası kadınların yüzde 52’si ne çalışıyor ne de okuyor. Yüksek öğrenimde net okullaşma oranı yüzde 38,5.
Raporda ayrıca şu bilgiler yer aldı:
-6 bin 802 kişinin HIV/AIDS ile yaşadığı Türkiye’de 15-24 yaş arası her 10 gençten yalnızca biri HIV/AIDS konusunda doğru bilgiye sahip. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge gençler arasında HIV yayılım hızının en yüksek olduğu yerler arasında yer alıyor.
-Türkiye’de ‘15-19’ yaş grubundaki her bin kadın başına 28 doğum düşüyor.
-Türkiye’de genç kadınlar daha fazla şiddet görüyor. Son 12 ay içerisinde eşinden ya da birlikte yaşadığı kişiden fiziksel ya da cinsel şiddet görmüş kadın oranı yüzde 13,7 iken bu oran genç kadınlarda yüzde 21,3’ü buluyor.
-Türkiye’de geçen yıl boşanan genç erkeklerin yüzde 53,1’i, boşanan genç kadınların ise yüzde 35,3’ü evliliğinin ilk yılında boşanıyor.
-Türkiye’de genç kadınlar internete daha az erişebilmektedir. Genç erkeklerin yüzde 80’i internet kullanırken bu oran genç kadınlarda yüzde 55’tir.
-Gençlerin üçte ikisi mutlu olduğunu ve her 10 gençten biri mutsuz olduğunu belirtmiştir.
-Türkiye’de 15-24 yaş arası her 5 gençten biri iş aradığı halde iş bulamamaktadır.
Hangi olası senaryo temel alınırsa alınsın genç nüfusun, önümüzdeki yıllarda zirve noktasına ulaşana kadar artmaya devam edeceği belirtilen raporda, bu dönemde gençliğin ihtiyaçlarını karşılayabilen ülkelerin, daha eğitimli ve sağlıklı nüfuslarıyla, daha üretken işgücüyle, büyüyen ekonomi ve düşen doğurganlık oranlarıyla bu yüzyılın ikinci yarısında çok daha iyi bir konuma ulaşma şansının yüksek olduğun altı çildi. Gençliğin ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyen ülkelerin ise zaman içerisinde artan doğurganlık oranlarıyla karşılaşabilecekleri uyarısında bulunulan raporda, “Halihazırda sınırların zorlandığı eğitim ve sağlık hizmetlerine talep artmaya devam edecektir. Gerekli becerilere sahip olmayan bir işgücü yüzünden ekonomiler düşük değerli faaliyetlerden ve zayıf büyüme oranlarından kendilerini kurtaramayacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ise tüm bu faktörleri genç kadınlar ve ergen kız çocukları açısından iyice içinden çıkılmaz hale getirecektir” değerlendirmesinde bulunuldu.
Kamu politikası girişimleri sayesinde gençliğin ihtiyaçlarına daha çok ilgi gösteren devletlerin sayısının giderek artmasına karşın, bütünüyle bakıldığında genç nüfusun güvenli şekilde yetişkinliğe geçiş ve işgücüne katılım sürecinin zorlaştığı bilgisine yer verilen raporda, “Milyonlarca genç ya okula gitmemekte ya da gitse dahi öğrenme için gerekli asgari kritik seviyelere dahi ulaşamamaktadır. İstihdam edilme ümidi genelde çok azdır, iş yoktur veya kötü kalitede mevcuttur; tüm bunlar küresel boyutta giderek kötüleşen bir genç işsizliği krizine yol açmaktadır. Gelişmekte olan bölgelerde bulunan gençlerin yüzde 60’a kadarı çalışmamakta veya okula gitmemektedir ya da sadece düzensiz işlerde çalışmaktadır” denildi.
Raporda öneriler de sunuluyor. Gençlerin eğitilmesi, beceri kazanmaları ve sağlıklı olmaları için gerekli olan kapsamlı plan ve politikaların geliştirilmesi ve gençlerin de bu karar alma süreçlerine katılımının sağlanması gerektiği belirtilen raporda, gençlerin eğitim ve iş becerileri edinmelerine yönelik yatırımların artırılması ve aldıkları eğitimlerin işgücü piyasasına uygun hale getirilmesi gerektiği kaydediliyor.
Özellikle genç kadınların işgücü piyasasına girmelerine ve kadınların ev-iş arasındaki dengeyi kurmalarına olanak sağlayan üretken istihdam ortamının yaratılmasının önemine vurgu yapılan raporda, gençler arasında yaygın olan beyin göçünü önlemek için ülke içindeki iş fırsatlarının artırılarak gençlere geleceklerine güvenle bakabilecekleri olanakların sunulmasının gerekliğinin altı çiziliyor.
· Gençlerin eğitilmesi, beceri kazanmaları ve sağlıklı olmaları için gerekli olan kapsamlı plan ve politikaların geliştirilmesi ve gençlerin de bu karar alma süreçlerine katılımının sağlanması.
· Gençlerin eğitim ve iş becerileri edinmelerine yönelik yatırımların artırılması ve aldıkları eğitimlerin işgücü piyasasına uygun hale getirilmesi.
· Özellikle genç kadınların işgücü piyasasına girmelerine ve kadınların ev-iş arasındaki dengeyi kurmalarına olanak sağlayan üretken istihdam ortamının yaratılması.
· Gençler arasında yaygın olan beyin göçünü önlemek için ülke içindeki iş fırsatlarının artırılarak gençlere geleceklerine güvenle bakabilecekleri olanakların sunulması.
· Gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı ihtiyaçlarının karşılanması, HIV/AIDS de dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklarından korunmaları, genç kadınların doğurganlık hakkında bilinçli seçimler yapmaları ve istenmeyen gebelikler ile ilgili bilinçlendirilmeleri için okul dışında kapsamlı cinsellik eğitimi verilmesi.
· Gençleri olumsuz yönde etkileyen erken yaşta evlilikler ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele için gerekli yasaların çıkarılması ve uygulanması.
· Romanlar ve kırsal kesimde yaşayan gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri ve bilgiye erişimlerini sağlamak için özel çaba gösterilmeli.
· Gençlere yönelik cinsel sağlık ve üreme sağlığı verilerinin izlenip ve işlenmesiyle ortaya çıkan sonuçlar politikaların iyileştirilmesinde kullanılmalı.