"Türkiye'de işsiz sayısı 5.5 milyonu aştı"

"Türkiye'de işsiz sayısı 5.5 milyonu aştı"

Evrensel yazarı Bülent Falakaoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP grup toplantısında ekonomik başarıdan bahsettikten sonra, “İstihdamı artırmayan hiçbir ekonomik başarının bizim nezdimizde kıymeti yoktur" dedi. Falakaoğlu bu sözlerle ilgili olarak, "Resmi rakamlara göre işsiz sayısı 3 milyon 251 bin. Oysa umudu olmadığı için iş aramayan ve sırf bu yüzden işsiz sayılmayanlar dahil edildiğinde işsiz sayısı 5.5 milyonu aşıyor" ifadesini kullandı.

Falakaoğlu'nun "Neyleyim işsiz bırakan ekonomik başarıyı" başlığıyla yayımlanan (5 Ekim 2017) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grup toplantısında...

Ekonomik başarıdan...

Hükümetin, Orta Vadeli Programında yer alan hedeflerden...

Bahsettikten sonra dedi ki... “İstihdamı artırmayan hiçbir ekonomik başarının bizim nezdimizde kıymeti yoktur.” Peki ekonomik veriler ne diyor? Cumhurbaşkanının emriyle başlatılan büyük bir istihdam kampanyasından... Ve de yüzde 5’in üzerinde bir ekonomik büyümeden bahsedildiğine göre.... Ekonomik veriler iyi şeyler söylemeli değil mi? Bakalım.

Son bir yılda 1 milyonun üzerinde istihdam artışı yaşanmış. Ama SGK verileri diyor ki... Çırak, stajyer ve kursiyer sayısında son bir yılda 1 milyon 250 bin civarında artış yaşandı. Tam bir istihdam mucizesi(!) 

Aslında istihdam değil, çırak, stajyer ve kursiyer sayısı artmış. Resmi rakamlara göre işsiz sayısı 3 milyon 251 bin. Oysa umudu olmadığı için iş aramayan ve sırf bu yüzden işsiz sayılmayanlar dahil edildiğinde  İşsiz sayısı 5.5 milyonu aşıyor. 

Milli istihdam seferberliğine ve yoğun istihdam teşviklerine rağmen...  İŞKUR tarafından 2017’nin ilk altı ayında işe yerleştirilenlerin sayısı 547 bin. Buna karşılık İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısında son bir yıldaki artış 566 bin.

Bu çarktan bu kadar

Sürekli tartışılıyor.

Türkiye ekonomisinin büyüme performansı ile istihdamı arasında makas var. Türkiye ekonomisi büyüdüğü kadar istihdam yaratmıyor. Örneğin son dönem ekonomi yüzde 5.1 oranında büyürken, aynı dönemde istihdam artışı yüzde 3.8’te kaldı.  Büyüme rakamlarına paralel istihdam artışı yaşanmaması son döneme özgü değil. AKP iktidarının tümü için geçerli bir durum. 

Üstelik yaratılan istihdamda nitelikli değil. Taşeron, geçici ve ucuz.  Son dönemde de aynı durum söz konusu. İŞKUR tarafından sağlanan teşviklerle yapay ve güvencesiz istihdam yaratılıyor. 

İmalat sanayiinde yıllık üretim artışı yüzde 3.8.  İstihdam artışı ise sadece yüzde 0.5.  Yüzde 4’e yakın büyümeye karşılık istihdam 1 bile değil yarım!  Sömürüye bak. Az işçi ile yoğun üretim üzerine kurulu çarktan başka ne sonuç çıkabilirdi ki?

İstihdama bak!

Hükümetin formülü ne?  İşsizliği düşürmek için kalıcı iş bulmak değil. Bunun yerine, kadrosuz ve geçici işçiliğin süresini uzatmak. Toplum Yararına Programlardan (TYP) yararlanma süresi 18 aydan 24 aya çıkarıldı. Ancak, süre daha fazla uzatılmayacak; 24 ay çalışan işçi yine işsiz kalacak. Ve bu yöntem çığ gibi büyüyor. Doğrudur! 

Kredi musluklarını bankalara açtırması bir doping etkisi yarattı.  Doğrudur! Vatandaş borçla harcadı.  Lakin yatırımlar yüzde 9.5 artmış gözükürken makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8.6 küçüldü.  Çünkü... Yatırımlar, neredeyse, sadece inşaat yatırımları ile büyüdü.  Çevre ve doğal varlıkları yok ederek inşaat yatırımları yüzde 25 büyüdü.

Tarım dışı işsizlik yüzde 13.  Kürt illerinde, 25 ila yüzde 30 arası. Sorun sadece yeterli iş yaratamama değil. Bir yanı ucuz ve ağır çalışma diğer yanı borç. Şimdi bir de bunlara vergi yükü eklendi. 

Büyümeye gaz olsun diye bütçeye yüklenilince... Bütçede önemli açıklar baş gösterdi.  Durum şu: Dış borç yüksek, bütçe açık!  Öyleyse yüklen vergiye, ne ala! Yüksek enflasyon...  Yüksek işsizlik. 

Yetemedi yüksek bütçe ve cari açığın faturasını da yık vatandaşa.  Sıcak paraya girişine... Az kişiyle çok üretime... Ve ucuz emeğe  dayalı üretim modeline ise sakın dokunma! Cumhurbaşkanın nezdinde bu tablonun karşılığı nedir bilinmez ama bu ülkenin emekçileri açısından durum nettir: Neyleyim böyle ekonomik başarıyı!