Türkiye’de yaşayan 3.2 milyon Suriyelinin yaklaşık 1 milyonu kayıt dışı çalışırken önümüzdeki dönemlerde en az 800 bin Suriyeliye daha iş alanı açmak gerekiyor. Ağır şartlarda ayakta kalma mücadelesi veren Suriyelilerin sadece 5 bin 16 tanesi kayıtlı çalışıyor.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre, Çalışma izni verilen kişiler ağırlıklı olarak; eğitim, ağaç ve kâğıt, çimento, toprak ve cam, enerji, gıda, inşaat, metal, plastik, tekstil ve deri sanayi sektörlerinde faaliyet gösteriyor.
Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HUGO) Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan'a göre Türkiye’de şu anda 500 bin civarında Suriyeli hane var. Bu hanelerden en az bir kişi çalışıyorsa 500 bin Suriyeli istihdama katılıyor. Doç. Dr. Erdoğan’a göre Türkiye’de işsizliğin yüzde 12’lere kayıt dışı çalışmanın da yüzde 34’lere dayandığı bir dönemde iyi yetişmiş kalifiye Suriyeli yoksa iş hayatına girmeleri mümkün görünmüyor. Hele hele dil sıkıntısı ve uyum sorunu yaşayan Suriyeli işçilerin böyle bir dönemde hiç şansı yok.
Doç. Dr. Erdoğan, Suriyelilerin özellikle Türklerin tercih etmediği alanlarda çalıştığına işaret ederek, "Şu anda Türkiye’deki işsizler Suriyeliler iş hayatına girdi diye işini kaybetmedi. Ama ileride böyle bir sorun da karşımıza çıkabilir. Suriyeli de çalışmak zorunda çünkü kirasını faturalarını karşılamak zorunda" ifadesini kullandı.
Ülkemizde yaşayan 3.2 milyon Suriyelinin yüzde 44’ünün 18 yaş altındaki çocuk ve gençlerden, yüzde 75’ten fazlasının ise özel koruma ihtiyacı içinde bulunan çocuk ve kadınlardan oluşuyor.
HUGO Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan’a göre Türkiye’de okul çağında (6-17) olan Suriyeli çocuk sayısı 903 bini aşıyor. Bunun yüzde 50’si okula gidiyor. Yüzde 50’nin içinde 162 bini Türk okullarına gidiyor. Geri kalan 360 bin çocuk da geçici eğitim merkezlerinde Suriye müfredatına göre Arapça eğitim yapan, eğitim kalitesinde ciddi sorunları olan okullara gidiyor.
En dramatik olan en az 450 bin çocuğun hiçbir eğitim alamıyor olması. Bu durum orta ve uzun vadede hem Suriyeli mülteciler hem de Türkiye için en ciddi sorun alanlarından biri haline gelecek.
Suriyeli çocukların yüzde 80’inin bile Türk eğitim sistemi içine entegre edilebilmesi için en az 40 bin yeni öğretmene, 30 bin dersliğe ihtiyaç bulunuyor. Sadece yıllık öğretmen maliyetinin 700 milyon Avro’dan çok olacağı görülüyor.
Ayrıca hem çalışmak ve para kazanmak zorunda kalan hem de travmalardan dolayı motivasyon sorunu yaşayan Suriyeli çocukların okullara çekilmesi de her geçen gün daha da zorlaşıyor. İlkokulda nispeten yüksek oranlarda katılım varken, bunun ortaokul ve lisede çok ciddi biçimde azaldığı görülüyor. Doç. Dr. Erdoğan’a göre “Kayıp kuşaklar”ın daha da artmaması için özel çaba göstermek gerekiyor.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in Suriye’de yaşanan savaş ve benzeri sebeplerle diğer ülkelerden Türkiye’ye göç eden Suriye vatandaşlarının çalışma koşullarına ve şartlarına ilişkin Başbakan Binali Yıldırım’a sorduğu sorulara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu cevap verdi.
CHP’li Şeker’in verdiği önergedeki "Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararıyla çalışması uygun görülmüş kaç kişi vardır?" şeklindeki sorusuna Müezzinoğlu, "Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 15.01.2016’dan 27.12.2016’ya kadar 5 bin 16 Suriye uyruklu yabancıya çalışma izni verilmiştir" cevabını verdi.
Ayrıca mesleki yeterlilik gerektiren iş ve mesleklerde (doktor, mühendis, öğretmen gibi) çalışmak üzere çalışma izin başvurusu yapan tüm yabancılar için Yükseköğretim Kurulu’ndan alınmış "Denklik Belgesi"nin ibrazının zorunlu tutulduğu, yabancılar hakkında ilgili Bakanlığın olumlu görüşünün de bulunması halinde çalışma izninin verildiği belirtildi.
Bakanlık tarafından 2011'den bugüne kadar çalışma izni olmaksızın yabancı istihdam ettiği tespit edilen 8 bin 911 işletmeye idari para cezası da uyguladı. CHP’li Ali Şeker, "Kayıt dışı çalışma kısa ve uzun vadede ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir. Hem kendi vatandaşlarımız hem de ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriye ve diğer ülke vatandaşları için topyekûn savaş açılması gereken en önemli sorunlarından birisidir" dedi.
Doç. Dr. M. Murat Erdoğan başkanlığında Marmara Belediyeler Birliği için hazırlanan (“Kopuş”tan “Uyum”a Kent Mültecileri - Suriyeli Mülteciler ve Belediyelerin Süreç Yönetimi: İstanbul Örneği) raporuna göre Türkiye’de 10 ilde bulunan 26 mülteci kampında yaşayan Suriyelilerin sayısı Aralık 2016 itibarıyla 257 bin 566. Bu sayı Türkiye’deki toplam Suriyeli mülteci sayısının sadece yüzde 8’i. Geri kalan yüzde 92’si ise Türkiye’nin 81 iline dağılarak “kent mültecileri” olarak yaşamlarını sürdürüyor.
Türkiye’de bulunan 3.2 milyon Suriyelinin 540 bini İstanbul’da yaşıyor. 3.2 milyon Suriyeliden 2.8 milyon Suriyeli geçici koruma kapsamında bulunuyor, 300 bin ön kayıtlı Suriyeli varken, 258 bin kamplardaki Suriye sayısı olarak gösterildi. Ayrıca raporda, tahminlere göre İstanbul’da yaşayıp Türkiye vatandaşı olmayan 1 milyon civarında insan olduğu düşünülüyor. Mültecilerin İstanbul’da yoğun olarak yaşadıkları semtler ise Esenyurt, Başakşehir, Sultangazi, Küçükçekmece, Bağcılar, Zeytinburnu, Fatih.
Kasım 2016 verilerine göre, İstanbul’da bulunan Suriyelilerin yüzde 86’sı Avrupa yakasında yaşıyor. Küçükçekmece, Bağcılar, Sultangazi, Fatih ve Esenyurt ilçelerinin her birinde 30 binin üzerinde Suriyeli var.
Suriyelilerin sayısı Başakşehir, Zeytinburnu, Esenler, Sultanbeyli ve Avcılar’da 20 ile 30 bin arasında; Arnavutköy, Bahçelievler, Gaziosmanpaşa, Şişli, Ümraniye, Kâğıthane, Güngören, Sancaktepe, Beyoğlu, Bayrampaşa ve Eyüp’te 10 bin ile 20 bin arasında; Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Pendik’te 5 bin ile 10 bin arasında.
İstanbul’daki 10 ilçe belediyesinde mülteci sayısı bin ile 3 bin arasında, 5 ilçe belediyesinde ise bin kişinin altında. İstanbul ilçe belediyelerine Suriyeli mültecilerin gelecekleri, kalıcılıkları- geçicilikleri konusunda da yöneltilen sorular neticesinde, neredeyse yüzde 90’a varan orandaki çoğunluk, Suriyelilerin geçici değil, kalıcı oldukları görüşünü dile getirdi.