Silaha sahip olma sıralamasında tüm dünya ülkeleri arasında yirminci sırada olan Türkiye’de son 10 yılda ruhsatlı-ruhsatsız silah sayısı 10 kat arttı.
Türkiye Psikiyatri Derneği, 'Bireysel Silahsızlanma Günü’ nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada son nüfus sayımı verileri temel alındığında, Türkiye’de ortalama her 65 kişiden biri silah taşımakta ya da bulundurmakta olduğu kaydedildi. Açıklamada "Halen Türkiye'de 2,5 milyonun üzerinde ruhsatlı silah olduğu bilinmekte ve bu sayının, iki katından daha fazla ruhsatsız silah olduğu tahmin edilmektedir’’ denildi.
Cihan Paça’nın CHA’da yer alan haberine göre, açıklamada, silaha bağlı suç oranlarında da benzer artış görüldüğü, ruhsatlı silahlarla işlenen suçların sayısı da her geçen gün giderek arttığı vurgulandı.
Elde edilen istatistiksel verilere göre, bireysel silahlanmada ilk sırayı mesleği gereği risk alanların, ikinci sırayı bireysel korunma, üçüncü sırayı yeterli gerekçe göstermeden 'evde bulunsun' isteğiyle silah edinenlerin, dördüncü sırada ise merak, hobi, anı gerekçesiyle silah edinenlerin bulunduğu ifade edildi. Avcılık ve atıcılık ayrı bir kategori olduğu, ateşli silahların 2/3’ünün bu amaçla ruhsatlandırıldığının altı çizildi.
Cinayet olgularının yarısının ateşli silahla gerçekleşmekte olduğu belirtilen açıklamada; "Her yıl yaklaşık 3 bin kişi silahla ölmekte, 12 bin kişi de yaralanmaktadır. Ateşli silahlarla işlenen suçların yaklaşık üçte ikisi ruhsatsız, üçte biri ruhsatlı silahlarla işlenmektedir. Evde silah bulunması, aile içi şiddet olaylarında ciddi yaralanma ve ölümlere yola açabilmekte, intiharları kolaylaştırmakta, çocukların kaza ile ölüm ve yaralanmalarına neden olabilmektedir. Aile içi şiddet ve eş öldürmeyle sonuçlanan olayların yüzde 35-40'ında silah kullanılmaktadır. Bir evde ateşli silah bulunması ölüm riskini 12 kat arttırmaktadır.’’ denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer verildi;
"Ülkemizde silah kullanımına bağlı suç ve şiddet olaylarının arttığı bilinmesine karşın yasal mevzuatta önemli eksiklikler bulunduğu görülmektedir. Öncelikle hedeflenen bireysel silahlanmanın kontrol altına alınması değil bireysel silahsızlanma olmalıdır. Güvenlik elemanları dışında hiçbir birey silah taşımamalı ve bulundurmamalıdır. Silah ruhsatlandırmasında hekimlerin sorumluluk alması uygulaması kaldırılmalı, silah ruhsatı almak isteyen kişilerin muayeneleri ve silah edinme kararları tek hekim sorumluluğuna bırakılmamalıdır. Dünyada birçok gelişmiş ülkede bu görev sadece hekim sorumluluğunda değildir. Sağlık kurulu raporu doğrudan ruhsat vermeye yetkili kuruma kapalı ve gizli olarak gönderilerek hekimlerin taraf olması ve böylece olası menfi kararlar sebebiyle zarar görmeleri önlenmelidir.’’