T24 - 2008'den bu yana kadınlarda görülen tiroit kanseri yaklaşık 3 kat arttı. Dünyada fazla görülmeyen bu kanser türünün Türkiye’deki artış nedeni bilinmiyor ama İstanbul’daki MMOF Kongresi’ne katılan uzmanlar, genç yaşta ve gereksiz yere çektirilen tomografileri işaret ediyor.
ntvmsnbc'nin haberine göre, Akdeniz Çok Disiplinli Onkoloji Forumu (MMOF) Kongresi'nin Genel Sekreteri Prof. Dr. Gökhan Demir, “Kadınlarda tiroit kanserinde bir artış var ama nedenini kimse bilmiyor. Radyasyon mu, Çernobil’in etkisi mi, erken yaşta ve gereksiz yere çektirilen tomografiler mi belli değil ama bu kanser türünde ciddi artış olduğu bir gerçek” dedi.
Türkiye’nin kanser profilinin değiştiğini belirten Prof. Demir, “Tiroit kanseri sıklığındaki bu artış beklediğimiz bir şey değil ve neyle alakalı olduğu bilinmiyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2008 yılı verilerine baktığımız zaman kadınlarda tiroit kanserinde aşağı yukarı 2,5-3 kat artış olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
Gereksiz Tomografi çektirmeyinTiroit kanserinin radyasyona maruz kalmayla alakalı olabileceğini ifade eden Demir, gereksiz tomografi çekimlerine vurgu yaptı ve “Özellikle Türkiye’de genç yaşlarda gereğinden fazla ve kontrolsüzce tomografi çekimi yapılıyor. Onlar da bu tür tümör riskini artırabilir. Ancak tiroit kanserinin neden arttığının incelenmesi ve üzerine gidilmesi gerekiyor” dedi.
Dünyada azalıyor, Türkiye'de artıyor“Özellikle genç yaşlarda radyasyona maruz kalmamak için çok mecbur olmadıkça tomografi çekiminden uzak durmak gerekiyor” uyarısında bulunan Demir, Türkiye’de meme kanseri seyrinin de dünyadakiyle örtüşmediğinin altını çizdi: “Tiroit kanseri dışında Türkiye’de meme kanseri sıklığı da artıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde meme kanseri sıklığı azalırken, Türkiye’de tam tersi. Bu, bizim kanser taramalarına başlamamızla ve daha çok kanseri teşhis etmemizle de ilgili olabilir ama meme kanseri de son yıllarda önemli bir artış gösterdi.”
Türkiye'nin kanser resmi değişti
MMMOF kongresinde vurgu yapılan konulardan biri de Türkiye’nin değişen kanser profili oldu. Prof. Demir, önceki yıllarda doğu tipi bir kanser profiline sahip olan Türkiye’nin artık batı tipi kanser profili çizmeye başladığını söyledi. Demir’e göre, bu değişimde batı tarzı yaşam biçiminin payı büyük:
“Batı tipi kanser profilinde özellikle kalın bağırsak, rektum, prostat ve meme kanseri artış gösteren tümörlerdir. Bunların hepsi Türkiye’de de artıyor. Kolon ve rektum kanserleri, hem kadınlarda hem de erkeklerde mide kanserlerinden daha fazla görülür oldu. Türkiye’de sigara kullanımına bağlı gelişen akciğer kanserinde de artış var. Ama Türkiye’de mide kanseri artık daha az görülüyor, rahim ağzı ve yemek borusu kanserlerinin de sıklığı giderek azalıyor.
Yani Türkiye’nin kanser resmi değişti. Doğu tipi bir toplumun kanser profilinden batı tipi bir toplumun kanser profiline doğru gidiyor. Bu da toplumsal yaşantımızın batılılaşması ile alakalı bir durum. Diyet alışkanlıklarımızın değişmesi, daha çok işlenmiş gıdaları tercih etmemiz, batı tipi yaşam tarzı gibi faktörler bunda etkili oluyor.”
Coğraftyanın ortak sorunu: Sigara
Tütün kullanımına bağlı gelişen kanserler, Türkiye’deki kanser türlerinin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Türkiye’de sigara içen kadın oranında da artış var. Bunun da akciğer kanserinin artmasıyla sonuçlandığını belirten Prof. Dr. Gökhan Demir, “Sigara, bu coğrafyadaki ülkelerin ortak sorunu. Yunanistan’da da, Bulgaristan’da da, Kuzey Afrika’da da durum böyle. Bu da kanser sıklığını artırıyor” tespitinde bulundu.
Karaciğer kanserini azaltabiliriz
Onkolojinin hem evrensel hem de coğrafik boyutlu olduğunu belirten Demir, coğrafik farklılıklardan birinin de karaciğer kanserinde yaşandığını söyledi. Demir, karaciğer kanserinin Türkiye’de farklı bir mekanizmayla geliştiğini vurgulayarak, “Türkiye’de hepatit B üzerinden karaciğer kanseri gelişiyor, batı ülkelerinde ise hepatit C üzerinden. Hepatit B’den korunmak mümkün. Demek ki biz aşılama, anneden bebeğe geçişi önleme gibi etkin bir koruma sağlayabilirsek, hepatit B zemininde gelişen sirozları ve karaciğer kanserlerini de azaltabiliriz” dedi.
Sosyal ve ekonomik krizlere rağmen kongreye ilgili büyükTürkiye’nin onkoloji alanında bölgedeki en iyi ülke konumunda olduğunu ve bölge liderliğine oynadığını vurgulayan Demir, Türk-Yunan işbirliğine dayanan Akdeniz Çok Disiplinli Onkoloji Forumu (MMOF) Kongresi'nin bunun iyi bir örneği olduğunu belirtti.
Kongreye dünyanın birçok ülkesinden 500 onkoloğun katıldığını söyleyen Prof. Dr. Gökhan Demir, “Yunanistan, İngiltere, İsrail, Mısır, Amerika, Almanya ve bütün Akdeniz ülkelerinden katılımcı var. Yani savaşlara, sosyal ve ekonomik krizlere rağmen yüksek katılımlı bir kongre oluyor. Bu da Türkiye’nin kendi coğrafyasında bir bölge lideri olmaya başladığının önemli bir göstergesi” ifadesini kullandı.