Gelecek hafta seyirciyle buluşmaya hazırlanan "Deliler: Fatih'in Fermanı" filminde "Aşgar" karakterini canlandıran İsmail Filiz, "Hollywood sinemasının yapay kahramanları Batman, Kaptan Amerika, Superman, Örümcek Adam, bunlar çok güzel şeyler. Asla karşı değilim bunlara. Lakin insanlar, olmayan kahramanlarını kahramanlaştırarak izleyicilerin karşısına çıkarıp dünya standartlarında filmler yapabilirken, bizim tarihimizde oldukça çok olan kahramanlarımızı çok ihmal ettiğimizi düşünüyorum." dedi.
Filmin aynı zamanda ortak yapımcılarından da biri olan oyuncu İsmail Filiz, Fatih Sultan Mehmet ile Kazıklı Voyvoda Vlad Tepeş arasında geçen bir hikâyenin Hollywood tarafından beyaz perdeye yanlış aktarıldığına dikkati çekti.
Filiz, "Bizi, bu filme gönül veren insanları, o filmde Fatih Sultan Mehmet karakterinin, bizim için çağ açıp çağ kapayan çok önemli bir Osmanlı padişahının, kötü, zalim ve haksız gösterilmesi çok rahatsız etti. Aslında başlangıç hikayesi buradan başlıyor." diye konuştu.
Bir dertleri olduğunu ve "Deliler: Fatih'in Fermanı" filminde bunu anlattıklarını aktaran Filiz, şu bilgileri verdi:
"Hollywood sinemasının yapay kahramanları, Batman, Kaptan Amerika, Superman, Örümcek Adam, bunlar çok güzel şeyler. Asla karşı değilim bunlara. Lakin insanlar, olmayan kahramanlarını kahramanlaştırarak izleyicilerin karşısına çıkarıp dünya standartlarında filmler yapabilirken, bizim tarihimizde oldukça çok olan kahramanlarımızı çok ihmal ettiğimizi düşünüyorum. Deliler, Anadolu Selçuklu döneminden beri var. Osmanlı döneminde devam ediyor. Daha sonra başka sebeplerden dolayı Deliler Birliği ortadan kaldırılıyor."
Osmanlı'da "Deliler Ocağı" adlı özel birimde görev alan askerlere değinen Filiz, "Bu adamlara deli denmesinin sebebi, aslında deli olmaları ya da akıl yoksunluğu değil. Bu adamların yürekleri deli. Yani şu anda bizim görev yapan polisimiz, askerimiz, özel harekatımız, hepsi aslında yüreği deli insanlar olduğu için Deliler Ocağı'nın devamı. Sonuç itibarıyla Türklük ve Türk askeri var oldukça aslında 'Deliler' devam ediyor. Biz, insanlara Deliler'i anlatmak istedik ve insanların da bu filmi ve bu kahramanları sahipleneceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
İsmail Filiz, çok büyük bir prodüksiyon yaptıklarının altını çizerek, "2018 yılının en yüksek bütçeli filmini çektik. Yaklaşık 4 milyon doları geçeceğiz, reklam bütçesiyle beraber. Umarım insanlar bunu beğenir, biz de emeklerimizin karşılığını alırız." dedi.
Türk tarihinin, Deliler Ocağı'ndaki gibi askerlerle dolu olduğunu vurgulayan Filiz, "Kurtuluş Savaşı'nda da Preveze Deniz Savaşı'nda da ve hatta aslında bugün de 'Delileri' görebiliriz. Türkler, Türk askeri var oldukça, 'Deliler'in var olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
Filiz, Türkiye'de sinema sektörünün yoğun olarak komedi üzerine döndüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Son bir, iki senede drama üzerine yapılan filmler de karşılığını bulmaya başladı. Demek ki iyi yapılan, prodüksiyonuna, castına, senaryosuna, hikayesine önem verilen işler seyircide karşılığını bulabiliyor. Tarih ve aksiyon filmleri de birkaç tane yapıldı. Bunlar istediği başarıyı elde edemedi maalesef. Onlarda da çok büyük emek vardı. Keşke olsaydı ama daha uzun çalışma dönemi gerekiyor. Ön hazırlık döneminde daha titiz çalışma gerekiyor. Biz 6 ay gibi bir ön hazırlık dönemi geçirdik. Kostümlerimizin hepsi tek tek çizildi ve yapıldı. Olmadı, yırttık attık. Game of Thrones'un kumaşlarını aldığı fabrikayı bulduk. Oradan eskitme deriler alındı. Onlar üzerinde tekrar yeniden ürünler çıktı."
Filmdeki mekanların da özenle seçildiğini söyleyen Filiz, "Aksaray Ihlara Vadisi muhteşem, inanılmaz, çok bakir bir yer. Aslında bana göre doğal bir plato. Oralardaki dağları, tepeleri, mağaraları tek tek araştıra araştıra gezdik, yönetmenlerimizle ve görüntü yönetmenlerimizle beraber. Yani işimize gerçekten çok önem verdik ve çok uzun sürede hazırlandık. Senaryomuz iyi. Oyuncularımızı seçerken çok hassas davrandık. Her rolün hakkını verebilecek insanlarla çalışmaya karar verdik." dedi.
Türkiye'de iyi yapılan tarihi aksiyon filmlerine sinema seyircisinin de ilgi göstereceğini kaydeden Filiz, "Seyircilerimize de bunu vaat ediyoruz. Aldığınız biletin karşılığını filmden çıktıktan sonra alacağınıza inanıyoruz. Çünkü gerçekten Türkiye'de yapılmış en iyi aksiyon filmini çektik. Artık söz seyircide." değerlendirmesinde bulundu.
Filiz, oyuncu olarak her rolü oynamadığını ve kaliteli işleri seçmek istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çok acele etmiyorum. Deliler'de ilk etapta kamera arkasında kalmak istedim ama o kadar güzel bir rol geldi ki. 'Aşgar' karakteri hem duygusal hem önemli bir savaşçı. Arkadaşları için cansiperane savaş meydanında savaşırken, çok hoş ve güzel bir kadınla karşılaştığı zaman 'Acaba savaşçı olmasam hayatım nasıl olurdu?' diye düşünen bir karakter. Çok iyi bir asker aynı zamanda. Bu karakteri çok beğendim ve bu tarz filmler, Türkiye'de çok yapılmadığı için bu fırsatı da kaçırmak istemedim açıkçası. İyi ki de oynamışım. Çok mutlu oldum."
Kendisine gelen projelerde çok seçici davrandığının altını çizen Filiz, bugüne kadar 5 filmde rol aldığını sözlerine ekledi.
Filmden duyduğu heyecanı ve mutluluğu ifade eden İsmail Filiz, şunları kaydetti:
"Hiçbirimiz doğuştan savaşçı kabiliyetinde insanlar olarak dünyaya gelmiyoruz. Ön hazırlık dediğimiz süreç içinde, 6 ay boyunca yakın dövüş dersleri, at binme, kılıç kullanma, ok atma gibi bir savaşta olması gereken bütün özelliklerle ilgili çok uzun süreli eğitimlerden geçtik, sadece ben değil, bütün oyuncu arkadaşlarım. Her ne kadar siz 'Ben biliyorum' deseniz de karşınızdaki insanlar profesyonel dövüşçü olunca sahnenin güzelliği, sizin ona karşılık verebilmeniz veya rolünüzün altından kalkabilmenizle alakalı. Bunu sağlamak için bütün ekip 6 ay ders çalıştık. Hepimiz şu an bir savaşçı özelliklerine sahibiz aslında."
Senaryosunu Mustafa Burak Doğu ile İbrahim Ethem Arslan'ın kaleme aldığı filmde, Yetkin Dikinciler, Cem Uçan, Nur Fettahoğlu, İsmail Filiz, Hakan Yufkacıgil, Berat Efe Parlar, Rüzgar Aksoy, Gülşah Şahin Uçan ve Demet Tuncer rol aldı.
Yapım, Fatih Sultan Mehmet'in görevlendirdiği "Deliler" adlı askeri birlikte görev yapan bir grubun, Eflak Voyvodası Tepeş'in Osmanlı Cihan Devleti'nin Doğu Avrupa'daki topraklarında yaşayanlara uyguladığı zulmü sona erdirmek üzere gösterdiği mücadeleyi ele alıyor.
Film, 23 Kasım'da sinemaseverlerle buluşacak.