Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore hesaplarını ifşa eden Paradise Papers’a göre, off-shore hizmet sağlayıcısı Appleby’ın müşteri listesinde Türkiye’den en az 93 bireysel müşteri ve şirket bulunuyor. Türk müşteriler arasında iş insanları öne çıkıyor.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, İş dünyasının, Türkiye’de yıllardır uygulanan vergi teşvik politikalarına rağmen off-shore hizmetlerine ilgisi dikkat çekici. Gayrimenkul almak için off-shore kullanan da var, varlık şirketlerine yatırım yapan da. Appleby müşterisi olan Türk iş insanları off-shore yatırımlarında en çok Jersey merkezli tröstleri (ortaklıklar) kullanıyor. Tröstler sayesinde hak sahibi ya da esas hissedar, kimliği gizli tutularak farklı ülkelerde ve çeşitli alanlarda yatırım yapma imkânı buluyor. Buradan elde edilen kazançlarla ilgili Türkiye’de vergi ödemek zorunda da kalınmıyor. Süddeutsche Zeitung tarafından elde edilip Cumhuriyet’in medya ortağı olduğu Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşılan belgelere göre 19 farklı yargı yetkisi alanı arasında Türklerin en çok tercih ettiği ülke ise Malta. Bu şirketlerin çoğunun faaliyet alanı da Malta bayraklı gemilerin çokluğu nedeniyle tahmini hiç de zor olmayan ‘denizcilik’. Konuştuğumuz iş insanları vergi avantajları sunan ülkeler ve vergi cennetlerinde kurdukları off-shore şirketlerle Türkiye’deki faaliyetlerinin ilişkili olmadığını iddia ettiler. İş insanlarına göre vergi cennetlerini kullanmanın en önemli nedeni şirketlerinin uluslararası faaliyetleri.
Türkiye’de Ocak 2006’dan itibaren, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 7 No’lu bendi değiştirilerek, vergi cenneti ülkelerinde yapılan ticari işlemlerde yüzde 30 stopaj alınması kararlaştırıldı. Ancak Bakanlar Kurulu hangilerinin vergi cenneti ülkeleri olduğunu belirlemediği için 11 yıldır bu uygulanamıyor. Bu yüzden Maliye Bakanlığı harekete geçemiyor. Hazine ise gelir kaybına uğruyor. KVK’nin 30/7. maddesi ise şöyle: “Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulu’nca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesabın yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılır.”
Diğer yandan Appleby’ın Ocak 2016 raporuna göre Türkiye en riskli ülkeler arasında gösteriliyor. Terör finansmanı riski olarak tanımlanan risk primi 10 seviyesinde (en yüksek düzey) bulunuyor. Türkiye ile aynı kategoride yer alan ülkeler İran, Irak, Afganistan, Orta Afrika olarak sıralanmış. Söz konusu sınıflandırmada OECD bünyesindeki Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) raporları göz önüne alınmış.
Haberin tamamı için tıklayın