İstanbul'un altın üçgeni denilen Taksim, Nişantaşı ve Boğaz'da otelleri bulunan Ritz-Carlton Genel Müdürü olan Can Göktaş, son bir ayda yaşanan olumsuz olayların ve artan gerginliğin faturasının turizme çıktığını söyledi. Göktaş, 'Böyle giderse önümüzdeki yıl hem İstanbul hem de turistik beldeler için hiç iyi olmayacak. Mısır'dan kaçanlar İstanbul'a geliyordu, şimdi işler değişiyor" dedi.
Hürriyet gazetesinden Elif Ergu'ya turizm sektöründe yaşanan sıkıntıları değerlendiren Göktaş, ‘Bu yaz böyle geçer ama önümüzdeki 20 ay için taleplerde büyük bir düşüş var. Bir an önce toparlanmazsak durum hiç de iyi olmaz’ dedi. İstanbul’un son yıllarda sahip olduğu turizm potansiyelini değerlendiren Göktaş, "İstanbul dünya turizmi için önemli. En çok ziyaret edilen 6’ıncı şehir oldu. New York, Dubai, Londra, Paris değiliz ama onlara yaklaştık. İstanbul’un yılda 33 milyon ziyaretçi alan Dubai’yi geçmesi kolay. Çünkü bu şehirler arasında organik olmayan tek şehir Dubai. Tüm bu olumlu tablo ne yazık ki son aylarda yaşanan olaylardan etkilenmeye başladı’ diye konuştu. TÜİK rakamlarına göre Nisan-Haziran ayları arasında turizm gelirlerinde yüzde 2’lük düşüş yaşandı, ziyaretçi sayısında da yüzde 13’lük düşüş var.
Göktaş, son dönemde Mısır ve Yunanistan’da yaşanan kriz ortamının Türkiye ’nin yıldızını parlattığını hatırlatarak, şunları söylüyor: ‘Hiç tanıtım yapmasak da bu ortamda özellikle İstanbul yalnızca negatif bir durum olmadığı için insanların gelip zaman geçirmek istedikleri bir yer olmuştu. Mısır örneğinden ele alalım. Mısır’da yaşananlar talebi Yunanistan ve Türkiye’ye çevirdi. Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz de aynı şekilde. Mısır’a bakarsak, yavaş yavaş orada yaşananlar unutulacak talep oraya geri dönecek. İstanbul 12 milyon turiste ulaştı. Bunun için de transit yolcular da var. Dubai’ye 33 milyon insan gidiyor ama orada kalan insan sayısı 10 milyon civarında. Yani çoğu uğruyor Dubai’ye. Brezilya’dan Avusturalya’ya giden orada duruyor. Türkiye yeni havaalanı ile buna talip olacak. Türkiye doğru otel yatırımlarını gelmesi beklenen 50 milyon misafire göre zamana yayarak yapabilirse kazanır. Hem yeni iş olanakları çıkar hem de bu iş sürdürülebilir bir iş olur’
Dünyanın her yerinde her gün olayların yaşandığına da işaret eden Göktaş, ‘Tayland’ta yaşananlar da oradaki turizmi etkiledi. Türkiye’deki bu olumsuz dalga da geçecek. İstanbul Brüksel değil. İş dünyası İstanbul’a gelince işi bitireyim gideyim demiyor, hafta sonuna tamamlayıp daha uzun kalmak istiyor. İstanbul kongreler, uluslararası toplantılar için cazip. Şu günlerde dev şirketlerin, organizasyonların CEO’ları 2016 için İstanbul planlarını erteliyor olabilirler ama yine İstanbul’a döneceklerdir. Türkiye istikrarı ve huzurlu ortamı yakalarsa 2018’de İstanbul yine yükselişe geçer’ diyor.
Can Göktaş, İstanbul’daki planlamanın ileriyi düşünerek yapılması gerektiğinin de altını çiziyor. İstanbul’daki otellerin yüzde 45’inin 5 yıldızlı olduğunu, Londra’da ise bu oranın yüzde 22 olduğunu hatırlatarak, İstanbul’a 5 yıldızlı otelden çok 3-4 yıldızlı otel hatta 2 yıldızlı otel yapılması gerektiğini söylüyor. Dünyanın en zengin sınıfını yakalamanın hiç de kolay olmadığına da dikkat çeken Göktaş, ‘Rusya’nın nüfusunun yüzde 1 çok zengin. O tabakayı yakalamanız çok zor ama bir kesim var Rusya’da o kesim de gezmek için yaşıyor. Kredi alıyorlar gezmek için. Yıl boyunca tatil kredilerini ödüyorlar ve dünyayı geziyorlar. Çin’de gezmeye başlayan çok önemli bir kesim var. Türkiye bu kişiler için de cazip’ diyor.
Can Göktaş’ın tüm kariyeri İstanbul’un en önde gelen otellerinde geçmiş. Daha 13 yaşındayken Divan Oteli’ne girdi. Bulaşıkçılıkla işe başladı Göktaş. O günleri anlatırken, ‘Bu ilk işim değildi. Kapalıçarşı’da tezgahtarlık da yapmıştım. Ama aynı zamanda okudum. Etiler Turizm ve Otelcilik Lisesi’ne girdim. Daha sonra da Boğaziçi Turizm ve Otel Yöneticiliği bölümünde okudum. Divan Oteli de benim için de okuldu. O dönemde fazla otel yoktu. Dönemin önden gelen siyasetçileri, sanatçıları, iş adamları Divan’a gelirdi. Sonra Swissotel’e transfer oldum. Otelin ilk kuruluşunda bulundum. Daha sonra Ritz-Carlton’un kuruluşunda bulundum. 2001 çok zor bir yıldı. 9 yıl Ritz-Carlton’da çalıştıktan sonra Çırağan Palace Kempinski Oteli’ne geçtim. En son Çırağan Palace Kempinski Türkiye ve Güney Avrupa Bölge sorumlusuydum. Ritz-Carlton’dan genel müdürlük teklifi gelince geldim, otelin ilk Türk genel müdürüyüm’ diyor.