T24- Uluslararası Kriz Grubu’nun (ICG) raporunda, dış politikası değişen Türkiye’nin, Washington ve Brüksel’e bağımlı olduğu günlerin geride kaldığı saptaması yaptı. Brüksel merkezli düşünce kuruluşunun ‘Türkiye’nin İsrail ve İran krizi’ başlıklı raporunda, ABD ve AB ülkeleri’ne Türkiye için ’Doğu’ya dönüyor’, ’İslam blokuna katılıyor’ ve ’Batı’ya sırtını dönüyor’ gibi ‘basit klişelerin’ kullanılmaktan vazgeçilmesi çağrısı yapılıp, ‘Türkiye’nin Avrasya’da, Balkanlar’da, Afrika ve Ortadoğu’da Müslüman ve Hristiyan devletlerle yeni dış politika taahhütleri en başta ve öncelikle ekonomik. Ticaret ve yatırımlarının, sosyal, eğitimsel ve popüler bağlantılarının, ekonomik ve entelektüel inovasyon kaynağının hepsi ayrılmaz bir şekilde AB ülkelerine ve ABD’yle bağlantılı’ denildi.Raporda Türkiye’nin kazandığı stratejik bağımsızlığa dikkat çekilerek ‘Türkiye son 20 yılda büyük ölçüde değişti. Daha zengin, kendine daha güvenen ve artık yalnız Washington veya Brüksel’e bağımlı olmayan bir ülke haline geldi’ tespiti yapıldı. Ankara’nın kendi önem ve kapasitesini gözünde büyütmemesi, Batılı ortaklarının ise Türkiye’nin bölgesinde ve ötesindeki hakiki önemini tanıyarak üst düzeyde, sessiz ve yapıcı konuşmaya daha fazla zaman ayırması salık verilen raporda, bunun için Washington ve Ankara’nın düzenli diyalog ve daha iyi koordinasyon için yeni mekanizmalar oluşturması istendi. Türkiye’nin AB yolculuğuna kararlılıkla devam ederken, Fransa ve Almanya’nın üyelik vaadine bağlı kalmaları gerektiği belirtilerek şöyle denildi: “AK Parti liderleri, 2005’ten beri Almanya’nın ve 2007’den beri Fransa’nın Türkiye’ye verdikleri AB’ye üyelik sözüne ihanet ettiklerini söylerken haklılar. Fakat kızgın söylem cevap değil. Bunun yerine, hala meyve vermeye devam eden ortaklığın kuşku duyulmayacak faydaları konusunda, Türk ve Avrupa kamuoyunu ikna etmek için istikrarlı çalışmaya devam etmeliler.”
'Türkiye’ye karşı adil olun'AB ve ABD’ye ‘Türkiye’ye yaklaşırken daha adil olun’ çağrısı yapılan raporda, bu iki gücün İran ve İsrail konusundaki politikasını, Türkiye’yi dikkate almadan Batı veya Avrupalı politikası diye sunmaması istendi. Türkiye’nin de bölgesel sorunlarda diğer arabulucularla yakından çalışma fırsatlarını değerlendirirken taraf olmaktan ya da bu tür bir algıya yol açmaktan kaçınması tavsiye edildi.